"neden hala konuşmuyorsun?" Yoongi'nin söylediğine karşı Jennie boğazını temizledi "benden ne duymak istiyorsun" Jennie bakışlarını hafifçe Yoongi'ye çevirdiğinde onun karşıya baktığını görmüştü "ne hissettiğini duymak istiyorum" Jennie anlamayarak konuştu "ne demek istediğini anlayamıyorum" Yoongi derin bir nefes alıp ayağa kalktı ve kızın önüne geçip dizlerini kırdı.
"bana kalbinden geçeni söyle gerçekten benimle görüşmek istemiyor musun?" Jennie ellerini dizlerine sürtü "ben....." bakışlarını gökyüzüne çevirip gözlerini kapattı "ben.... bilmiyorum hiç bir şey bilmiyorum" gökyüzünden bir kaç damla düştüğünde Yoongi ayağa kalktı "hadi kalk seni evine götüreceğim" Jennie gözlerini açıp yüzüne düşen yağmur damlalarını sildi ve ayağa kalktı "gitmek istemiyorum" Yoongi güldü "az önce sen değil miydin birileri görmeden geri dönelim diyen" Jennie omuz silkti "artık umurumda değil"
Yoongi gözlerini kapatıp bir süre bekledi ve derin bir iç çekti "o zaman çıplak ayaklarınızla ne yapmak istersiniz küçük hanım?" Jennie ayaklarına bakıp ardından güldü "bilmem şövalyem ile bu şehri keşfetiriz diye düşünmüştüm" Yoongi kızı aniden kucağına aldığında, Jennie beklemediği için çığlık atıp kollarını çocuğun boynuna doladı.
"küçük hanım biraz sessiz olursa gece daha uzun sürebilir" Jennie dudaklarını büzdü "şövalyem biraz yavaş olursa daha sessiz olabilir" Yoongi alaycı bir şekilde güldü "küçük hanım lütfen bana laf sokmayın" Jennie kollarını sıklaştırdı "şövalyem lütfen hızlı olun çünkü bu prenses saat 5'te külkedisine dönüşecek."
İkisinin birlikte geçen güzel gecesinin ardından saat 5 olduğunda artık eve gitme vakti gelmişti. Yoongi kucağında olan Jennie'yi yere bıraktı "bu gece için teşekkür ederim hayatımın en güzel saatleriydi" Yoongi güldü "emin ol daha güzel saatleri olacak" Jennie gülüp Yoongi'nin koluna vurdu "şövalyem yanımda olursa benim için her an güzeldir"
Yoongi kızın yağmurdan dolayı ıslanan saçlarını karıştırdı "her zaman yanında olacağım, en azından sen istediğin sürece asla yanından ayrılmam" Jennie hafif bir tebessüm edip Yoongi'ye yaklaştı ve yanağından öptü "her zaman yanımda olmanı istiyorum çünkü gerçekten sadece senin yanında kendim olabiliyorum"
Yoongi alayla güldü "bu gidip kızlara söyleyeceğim" Jennie sinirli bir yüz ifadesine bürünüp Yoongi'nin göğsüne vurdu "benimle dalga geçme Min Yoongi!" Yoongi kolundaki saatte bakıp kıza döndü "prensesin külkedisine dönme vakti geldi, sanırım artık gitmem gerekiyor."
Jennie yüzünü ciddi bir hale getirdi "şaka bir yana lütfen bir daha bunu yapma ailem seni girebilirdi" Yoongi'de ciddi bir hall alıp kıza doğru yaklaştı "o zaman sende o piç kuzenin ile bana mektup falan yollama!"
Jennie konun yine ona gelmesine göz devirdi ve ardından cevap verdi "pekala tamam özür dilerim seninle kendim konuşmalıydım belkide ama annem benim sadece Woojin ile görüşmeme izin veriyor ne yapabilirdim?"
Yoongi gözlerini devirip kızın yüzüne eğildi "hiç bir şey söylemesen bile ben seni yine beklerdim okula geldiğinde bana bunu söyleyebilirdin" Jennie konun uzayacağını düşünerek derin bir iç çekti "tamam zaten oldu bitti daha fazla konuşup uzatmanın alemi yok öyle değil mi?" Yoongi onayladığında Jennie güldü "hadi artık git sabah olacak neredeyse"
Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.
Bu bölümden sonra yoonnie'ye biraz ara verelim bence çünkü 25 bölüm oldu hala elde tutulur başka Ship yok
