Hasta olduğunuzda ATEEZ:
Kim Hongjoong:
-Biraz endişeli.
-Artık 36.kez ateşinizi kontrol ediyor.
-"Yine normal...Ama halsiz görünüyorsun sanki!"
-"Hayatım, iyiyim..."
-Sizi dinlememiş ve yaptığı tavuk çorbasını getirmişti.
-Zorla içirmeye çalışıyordu...
-"Hadi ama, sadece bir kaşık daha!"
-"Hayır! O iğrenç şeyden bir kaşık daha içemem!"(Yazarınız:çocukta adaletin bu mu dünya bakışı var ağabee*sigara emocisi çünk bulamadım üşendim*)
Park Seonghwa:
-Sizinle yakından ilgileniyor.
-Ama aynı zamanda sizinle küs.
-Çünkü geçen gün sizi kalın giyinmeniz konusunda uyarmıştı.
-"Sonsuza kadar benimle küs mü kalacaksın?"
-Cevap vermemiş ve ateş düşürücünü almıştı.
-"O zaman ben de öleyim, kal bensiz."
-"Sen ölmeden ben öldüreceğim seni, iç şunu hadi."
Jeong Yunho:
-O da hasta:')
-Yorganın altında belinize sarılmıştı ve her dakika burnunu çekiyordu.
-"Sana yağmurun altında o kadar koşmayalım dedim."
-Ona dönmüş ve kısık bakışlarla bakmıştınız.
-"Senin ateşin artık kafana vuruyor galiba, yağmurun altında koşalım diyen sendin."
-"Olsun."(BAKIŞLARA BAK QPXNAŞXJAPXKAL)
Kang Yeosang:
-Uyandığınızda yanınızda bir adet uykulu Yeosang vardı.
-Sanırım tüm gece uyumadı, durmadan ateşinizi ölçtü.
-"Bebeğim? Uyandın mı?"
-Gözlerini avuşturmuş ve kafanızı evet anlamında sallamıştınız.
-Tekrardan ateşinizi kontrol etmiş ve derin bir nefes almıştı.
-"Dur ben şimdi kahvaltı hazırlayayım..."
-*-*Choi San:
-"Sana dedim! Sana dedim ben hava soğuk, montunu al diye!"
-Durmadan söyleniyordu, artık canınıza tak etmişti.
-"Ya yeter! Kafam şişti be! Yemin ederim annem olsaydı daha az söylenirdi!"
-Aniden durdu ve yüzünüze bakmaya başladı.
-"Yazıklar olsun...Yazıklar olsun, şimdi böyle mi oldu?!"
-"Ben seninle ilgileneyim sen de bana böyle söyle! Konuşmuyorum seninle ben."Song Mingi:
-Dakikalardır yüzündeki garip ifadeyle size bakıyordu.
-Onu farketmeniz uzun sürmüştü, ama öksürmekten konuşamamışdınız bile.
-"Hasta mı oldun?"
-Sonunda anlamasına sevinmiştiniz.
-Yanınıza gelmiş ve terlemiş alnınızdaki saçlarınızı geriye doğru atmıştı.
-"Oy kıyamam bebeğime! Dur şimdi iyileştireceğim seni!"(arkfaşlar ağloyrpum)
Jung Wooyoung:
-Hastalandığınızı görünce direkten annesini aramıştı.
-"Çorbaya neler katmalıydım? Ha...Şey, ondan kalmamış ya..."
-Konuştuklarını dinliyordunuz ve gülüyordunuz.
-Odanızın önüne gelmiş ve yapa bildiği kadar kısık sesle konuşmaya başlamıştı.
-"Bebeğim, ben şimdi marketten gerekenleri alıp geliyorum, ayağa filan kalkmaya çalışma. Ne istersen gelip vereceğim ben, yanındaki çaydan da bol-bol içmeye çalış, annem terlersen ateşin düşer dedi."
Choi Jongho:
-"Eheee! Noldu?! Hani hastalanmıyordun?!"
-Sabahtandır çocuk gibi kafanızda dolanıyor ve aynı şeyleri zırvalıyordu.
-Sonunda durmuş, derin bir nefes almış ve yanınızda oturmuştu.
-"Oha! Sen yanıyorsun!"
-Sonunda durumun ciddi olduğunu anlayınca hemen üzerinizi battaniyelerle sarmış ve sizi uyarmıştı.
-"Bir daha böyle yarış yapmayalım! Kazanan ben olsam bile kaybediyorum yah!"...kazasız belasız(!) bir bölümün daha sonuna geldik...
ВИ ЧИТАЄТЕ
ATEEZ | Reactions
Різне⚛︎ Bir takım olaylar ve bazen çeviriler. ⚛︎ İstek alıyorum, lakin smut olmaması şartıyla. ⚛︎ Çok öyle ciddiye almayın, sıkıntıdan başladığım bir kitap. Ayakkabılarını çıkar, sağ ayakla gir.