12!hyunjin

453 43 40
                                    

Ablamın isteği üzerine, müstakbel eş adayıyla dışarıya çıkmıştık. Şu an çok şirin bir kafenin içindeydik. Yaz sıcaklıklarının vurduğu bu dönemde akşam üzerileri hafiften serin oluyordu. Bu serinlik benim içimi ferahlatıyordu. Özellikle buzlu bir içecek içiyorsam...

"Eee, Hyunjin anlat bakalım." Müstakbel eniştem bakışlarını bana yönelttiğinde konunun bana neden geldiğini sorguluyordum. Açıkçası, muhabbet etmek için can atmıyordum. Ona karşı bir tavrım yoktu. Yine de ağzımı açık tek bir kelime bile edesi. yoktu. Ablamın gönlü olsun diye elimden geleni yapmam gerekiyordu. En azından o mutlu olsun diye. "Tam olarak ne anlatmam gerektiğini bilmiyorum ama yine de... " Konuşurken odağım bozulmuştu. Nasıl oluyordu da her gittiğim yerde onu görüyordum? Üstelik yanında Eunbi'nin olması hiç yardımcı olmuyordu.

Ablamın sesini duyunca tekrardan onlara döndüm. Gülümseyerek, nereye baktığımı soruyordu. Göz ucuyla onları gösterdim. Ablam arkasını dönüp gizlenme amacı göstermeksizin onlara baktı. Bazen beni sinir ediyordu, gerçekten. Söz konusu Eunbi olunca neler olabileceği hakkında pek fikrim yoktu. Her an masamıza gelip kendine yer edinebilirdi.

Dasom'un onunla dışarıya çıkacağını hiç düşünmemiştim. İkisi yanyana boş masaların olduğu tarafa geliyordu. Birazdan neler olacaktı kim bilir? Sadece, normal bir şekilde bu akşamı tamamlamayı istiyordum. Sorunsuz, baş ağrısız...

Masamıza kısa bir süre sonra ilişen Eunbi, Dasom'un kolundan çekiştirmişti. Gözlerimi ona kenetledim. Her zamanki yüz ifadesiyle karşımda duruyordu. Eunbi'nin yanında bile bu kadar sakin durabilmesi beni hayran bırakıyordu. Ben olsaydım şimdiye kaçacak yer arıyor olurdum. Onun gözleri de sonunda beni bulduğunda gülümsemesi yzünde büyüdü. Aramızda tanımlanamayan bir bağ vardı. Henüz adını koyamıyorduk. Ya da koymak istemiyor muyduk?

Eunbi, koşarak ablamın sandalyesine doğru ilerledi ve ona arkadan sarıldı. "Uzun zaman olmuştu Soojin abla! Seni özlemişim." Şu an Dasom'a nispet mi yapıyordu? Hayır, böyle düşünmemeliydim. Her ne kadar ilişkimiz bitmiş olsa da, sonuçta ablamla bağı devam edebilirdi. Buna karışmazdım. Ablam bir eliyle Eunbi'nin kolunu sıvazladı. "Ben de seni özledim Eunbi. Tekrardan görüşmek güzel." Ablam, yan gözle bana bakıyordu ama ben göz devirip Dasom'a döndüm. Onun yabancılık çekmesini istemiyordum. Oturduğum sandalyeden kalkıp onun yanına gittim. Bunu yapmak zorundayım, çünkü...

"Ben de tam Dasom'dan bahsetmek üzereydim. Lütfen onunla iyi anlaşın.

Kendisi benim kız arkadaşım. Onun da şu an burada bulunuyor olması çok iyi denk geldi!"

Hiç bozuntuya vermedim, direkt Dasom'u belinden kavrayıp kendime çektim. Onun da tuhafına giden bir şey yoktu zaten. Bana ayak uydurup o da belime sarıldı. "Merhaba efendim, ben Kang Dasom, tanıştığımıza pek menun oldum. Sizinle tanışmayı iple çekiyordum." Yüzümü ona çevirdim. Gerçekten de samimi görünüyordu. Pekala, bir an gerçekten sevgilim olsun istemiştim. Onun gerçekten ne düşündüğünü bilmiyordum, yine de bir süre sonra şansımı deneyecektim.

Ablamın Eunbi'den ayrılıp bize gelişini izledim. Ayağa kalkıp da Dasom'a sarılacağını düşünmemiştim doğrusu. "Çok şirin bir kıza benziyorsun! Kesinlikle bir gün beraber takılmalıyız." Her ikisi de birbirine gülümseyip ayrıldılar. O sırada Eunbi dudak büzüp kolllarını bağladı. Şaşkınlıkla ona bakıyordum. Bu saatten sonra ne için diretiyordu? Hayır, sakin kalmalıydım.

"Soojin abla, neden üçümüz takılmıyoruz? Hem, Dasom ve ben çok yakın arkadaşlarız." Ablam her ikisine de onay verdikten sonra, onları da masamıza davet etti. Dasom yanıma otururken, Eunbi eniştemin yanına oturdu. Gözlerimiz kesişiyordu ama pek istekli baktığımı söyleyemezdim. Şu an burada olması beni rahatsız ediyordu aslında. Kin besleyecek kadar çocuk değildim belki ama Dasom'u neden kendi peşinden sürüklemek zorundaydı? Sinirlerime dokunuyordu.

Muhabbet muhabbeti açarken Dasom birdenbire,

"Soobin ile ilişkiniz nasıl gidiyor, Eunbi? Keşke o da burada olsaydı, böylece çiftler gecesi olurdu. Tıpkı daha önce olduğu gibi." dedi.

Pekala, bunu beklemiyordum. Onun yüz ifadesindeki iğneliyici duruşa karşın dudaklarımı dişlemiştim. Bunu yapmasına gerek yoktu. Benim için yapıyorsa yapmamalıydı.

Eunbi'den uzun bir süre cevap gelmedi. Herkes onun cevabını merakla beklerken o gözlerini kaçırıyordu. Hatta ağlayacak gibiydi. Düşündüğün şey olmamıştır değil mi?

Eunbi, kısa bir nefes alıp dolu gözlerini bende tuttu. Ağzını aralağında kesik nefesleri duyuldu. Şu an, ağzından bir laf çıksın diye bekliyordum. Hadi ama... Sonunda konuşmaya karar verdiğinde gözlerini benden ayırdı.

"Biliyorum, çok uzun olmamıştı ama benden ayrılmak istediğini söyledi.

Böyle olacağını hiç düşünmemiştim. Mutluyduk sanıyordum."

Hiç düşünmemişmiş. Ciddi olamazdı değil mi? Soobin, ilginin onda olmadığını anlayınca haliyle gitmek istemiştir. Bu senaryo tahmin edilebilirdi ve şu an gerçekten üzülüp üzülmedğini anlayamıyordum.

bol yorum istiyorumsizi seviyorum,görüşürüz;)

Ups! Tento obrázek porušuje naše pokyny k obsahu. Před publikováním ho, prosím, buď odstraň, nebo nahraď jiným.


bol yorum istiyorum
sizi seviyorum,
görüşürüz;)

Dostali jste se na konec publikovaných kapitol.

⏰ Poslední aktualizace: Sep 26, 2021 ⏰

Přidej si tento příběh do své knihovny, abys byl/a informován/a o nových kapitolách!

she's not afraid, hwang hyunjinKde žijí příběhy. Začni objevovat