Biliyorum...Suçluyum....Ilk önce Yazma isteğim kayboldu....Sonrasında ben başka hikayeleri okumaya kanalize oldum.....Yazan değil okuyan olmanın zevkini tattım uzunca....Affınıza sığınıyor ve bekleyen herkesi umarım hayal kırıklığına uğratmayacak yeni bölümümüzle buluşturuyorum....Her dem hayata inat Aşkla Kalın......
Görselde Chambord Şatosu var....Muhteşem bir yapı ....Gördüğümde hayranlıkla sizlerle paylaşmak istemiştim...Inanılmaz bir Havası ve gücü var...Bende ne yapıp edip hayatımda iz bırakan bu yeri hikayeme dahil ettim;) Şuan butik otel olarak kullanılıyor....Kesinlikle Ölmeden yüz şey listesine dahil edin ...Helede tarihi kurgu hayranıysanız......Andrew limanda deliler gibi koşturan Patrick'in sakinleşmesini beklemeden İngiliz Donanmasına ait bir gemi olup olmadığını araştırıp ,geri döndüğünde çaresizlik içinde konuşan üç adama dönüp"Bulabildiğimiz sadece küçük bir Tornvıle yaklaşık onbeş kürekçi ve on tayfası var....Bu şartlarda onları yakalamak mucize olacak..."
Dük Isaac ufukta görünmeyen Fransız Gemisinin ardından ilkez çaresizlikle bakan gözlerini Andrewun gözlerine dikip "Umutsuzluk sadece korkaklar içindir oğlum....Ve ben yaşamım boyunca korkak bir insan olmadım...Şimdi sonuç ne olursa olsun gidip, bize ait olanların kılına bile zarar gelmeden geri alacağız...Gerekirse bir Tornvılle yada bir sandalla!"
Hırçın ve kapkaranlık dalgaların eşliğinde yola koyulan adamlar tüm gemi mürettebatını hayrete düşürerek kürek çekmeye başladılar....Onların bu hareketini gören mürettebat ilk kez Asil Efendilerin ellerini kirletiklerine şahit oldu....Zaten kulaktan kulağa yayılan hayranlık dolu fısıldaşmalardan, şuan hırsla kürek çeken adamların kimliklerini öğrenmiş hayranlıkla ,ölümüne kürek çekmeye başlamışlardı.....
Arşidük Lamar Fabien Antonie Chambord, kamaralarına giden Lord Barnaby ve Hanswold kapıyı kapatır kapatmaz yüzüne yapışan ağır pudrayı sildi hışımla....
Bu akbabaların ciğerlerini delme isteğine karşı koydu.Biraz daha sabretmeliydi.....Yarın sabah kendi karasularına girmiş olacaklardı......Bu iğrenç akbabaların kafalarını koparma isteği ile Fransız Kralına verdiği söz arasında gidip geliyordu.....
Yıllardan beri İngiltere ve Fransa arasında Süregelen Sağduyu ve Barış rüzgârlarını koruyan iki adil kral arasında soğuk savaş başlamıştı...
Kadın ticareti yapan bu iki adi herifin Fransız Sömürgelerine ani baskınlar yaparak himayeleri altındaki halkın erkeklerini katletmeleri ,kadınları esir aldıkları haberi, Versailles Saray'ına ulaştığında ilkönce duyduklarına inanmakta zorluk çekmişti Fabien ....Aklı başında hiçbir insan Gücü'nün ve İhtişamının zirvesindeki Fransız İmğaratorluğuna karşı böyle alçakça saldıramazdı...
Yapılan araştırmalar aylar sürmüş ve en sonunda ucu iki soylu Ingilize dayandığında Fabien şaşırmamıştı....Böyle alçakça davranmak sadece ve sadece Ingilizlere yakışırdı!!!!!
Gerçi az önce kamaralarında gördüğü kadınlar İngiliz olamayacak kadar Ateşli ,zeki ve cesur görünüyorlardı ama istisnalar kaideyi bozmazdı...
Yıllardan beri İskoç Halklarına yaptıkları Zulüm bile büyük büyük annesi Iskoç olan Fabien 'nin Ingilizlerden nefret etmesine yeterde artardı!!!!!
Aslında ,Fabien itiraf etmek istemesede bir kaç yıl önce Kralın Huzurunda gözlerini alamadığı Ricmond Düşesi Belinda Juliette Ricmond onu ateşe çeken pervane haline getirmişti.. Onaltısında olduğunu ve abisinin Altın Dük Christıan Andrew olduğu gibi detayları bilmeden kendine esir etmişti....Tüm Fransa'nın yakışıklılığı,çapkınlığı,Zekası ve cesaretiyle diline dolanan Şeytan Arşidük Lamar Fabien Antonie Chambord bizzat Fransa Kralından öğrendiği bilgilere aldırmadan ,Kralına Belkide giyotine gitmesine neden olacak şekilde itiraz edip sevdiği ,dudaklarının tadı sayesinde ilkkez bir kalbi olduğunu hissettiği kızın yanına koşmuştu .....
Ve onu Versailles Saray'ının ihtişamlı bahçelerinde kameryanın altında ,yakışıklı bir adamın kollarında kendinden geçmiş bulduğunda Öfkesi tüm Dünya'ya yeter ve artardı....On altısında ,Fabien 'in öpmeye bile kıyamadığı güzellik ,başka bir adamın kollarında bulundukları yere,çevrelerini saran insanlara aldırmadan yüzünde Işıl Işıl bir gülümsemeyle ,Fabien'in yok etmek istediği adama nerdeyse yapışmıştı!!!!Belindanın "Andrew,aşkımmmmm .....Seni çok ama çokkkkkk özledim"dediğini duyduğunda,
Fabien arkasını dönüp Versailles sınırlarını terkedip giderken;Belindanın "Abilerin en Yakışıklısı halam ve ben sizin birkaç hafta sonra geleceğinizi biliyorduk"
Kardeşine Özlemle sarılan Andrewu itip tüm görgü kurallarını hiçe sayan bir başka yakışıklının kollarına çekilip "Bende senin abinim!!!Bu deve dikeninden fırsat kalırsa ,bende Kardeşimi çok ama çok özledim!!!"diyen Patrick 'i duymamamıştı.............
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİFTE KAVRULMUŞ AŞK
Historical FictionAşk ve Nefret ,Tutku ve Masumiyet,Ihanet ve Sadakat,Trajedi ve Komedi iç içe Sımsıcak Sarmalasın Sizleride! Tıpkı bu Hikayenin Kahramanlarını sardığı Ipekten Koza Gİbi.....