O gece Londra'ya varan iki arabada kadınların çıldırtan tüm itirazlarına rağmen Erkekler ayrı bir arabaya ,kadınlar ayrı arabaya binip yola çıkmıştı...Kızlar ve Düşesler ne derlerse desinler karşılarındaki odunsulaşan adamları kandıramamış,en sonunda suratlarını asıp tek kelime etmeden arabaya binmişlerdi....
Öndeki arabada erkekler derin bir tartışma içerisinde ,farklı teoriler yürütüyor,olayı çözmek için uğraşiyorlardı..bir süre sonra hepsi birbirlerine dahada saygıyla bakar olmuşlardı..bu adamların dördüde çok zekiydi...bu tartışılmazdı...
Bayanlar ama özelliklede Hel ve Gab hiç susmadan kendilerine eşlik etmeyen adamlardan,bilgi alamadıklarınamı ?meraktan çatladıklarınamı?yoksa onlarla kaçırdıkları araba yolculuğunamı ?delirsinler karar verememiş ve hepsinin acısını çıkarmaya ,onların burunlarından getirmeye söz vermişlerdi!!
Nihayet Beyler ,Buchingam Sarayının özel girişinden içeri girip ,kapıda kendilerini bekleyen Arşidük Morganı gördüklerinde şaşırdılar..Adam sabırsızlıkla Muhafızların önünde bir sağa bir sola sinirle yürüyordu..
Erkekler aceleyle arabadan inip Arşidükle konuşmaya başlamıştı bile,hızlı hareketlerle merdivenleri çıkıp sarayın koridorunda gözden kaybolduklarında ,kızların arabası daha yeni durmuştu..
Kızlar kendilerini bekleyen Muhafız ve Hizmetçi ordusu eşliğinde saraydaki odalarına çıkarıldılar...Onları iyi tanımayan biri şuan rahatlıkla elleriyle Andrewun ve Patrıckin göZlerini oymak için neler yapabileceklerini asla tahmin edemezdi!Zarafetle yardımcılarını başlarından savuşturan kızlar karşılıklı olan odaların kapılarını aynı anda açıp Helenanın odasına daldılar...
Bu esnada Kralın Özel Dairesinde altı erkek kafa kafaya vermiş durum değerlendirmesi yapıyordu..
"Şu sıralar herhangi bir tehdit aldınızmı Efendim?" "Herzamankinden farklı birşey soruyorsan hayır Andrew""Peki olay tam olarak nasıl oldu?"" "Sabah herzamanki gibiydi..Tedbili Kıyafet Anne ile kimsesiz çocuklar için yapılan evleri inceleyip ,geri döndük..sonra Venedik Kralı'nın elçisini kabul ettik..Osmanlı'ya karşı birleşme tekliflerini yinelediler...Fransızlar kabul etmiş bir hayli gerginlik oldu ama net bir şekilde yine isteklerini reddettik..daha sonra günlük toplantılar için Kabul Salonuna girdiğimizde Anne yere yığıldı..Hepsi bu...." Kral Henrrynin sesi artık fısıltıyla çıkıyordu..."Henrry sakin olmalısın! bu ara seni rahatsız eden mideni bulandıran bir şey olmadımı? Aramızda her zaman içgüdüsü en güçlü sen olmuşsundur..." "Lanet olsunki bu eser değil dostum!!bu sefer karımın kollarından kayıp düşmesine bile engel olamadım! ""Aslında benim kafama takılan bir şey var Venedik Elçileri sorgu odasındalar...ve temiz görünüyorlar..bu ziyareti bilen sadece Lordlar kamarasındaki bir kaç Lordla ilgili bir şeyler beni düşündürüyor..."
Herkes hayretle Arşidük Morgana dönmüştü bile,,,Bu adam o denli Zeki ve kurnazdıki onun düşmanı olan insanın nefes almasına bile şükretmesi gerekirdi...
"Henrry hatırlarsan Korsan yasasına itiraz eden bazı Lordlar olmuştu..ve sana öfke duyan bir dolu gayri resmi yoldan para kazanan insan...sen süregelen düzeni değiştirdin..Kaçakçıların hepsinin haydut olmadığı ortada .bir süredir bazı kişileri takip altında tutuyorum..nerden geldiği belli olmayan servetleri oluveriyor hepsinin"
"Çok tehlikeli bir iddia bu Morgan"diyen Kral Henry yorgunlukla ayağa kalkıp odada yürümeye başladı..
"Maalesef emin gibiyim "
"Peki doğru olduğunu kabul edelim ,bu işten çıkarları ne?Kralın ölümü neyi değiştirir? Planları ne??"diye mırıldandı sesi son derece sakin çıkan Patrıckin gözleri Konuşmaya başlayan kralla buluştu "İşte bunuda siz bulacaksınız Dostlarım eğer Morganın burnu bir koku alıyorsa sizde bilirsinizki kesin bişey vardır"
"Şimdi baştan anlat Morgan nedir bu işin detayı kimlerden şüpheleniyorsun? Bunun için elinde ne gibi deliller var?
"Geçen yıl bazı kıyılarımızdan iznimiz olmadan bazı gemiler yüklenip denize açılmış.yüklerinin ne olduğu bilinmiyor..yaklaşık bir yılda üç yüz gemi!!geliyor Lord Barnabynin mülkü olan Island adasına Demir atıp yükü neyse boşaltılıyor,ve Lord Hanwersold un karşı kıyıdaki mülkünün oradaki özel limanından yüklenip Demir alıyor... Birkaç kez ani baskın yaptırdım ,ama yüklerler ilgili en ufak iz yok Tek bilgi evrak üzerinde pamuk alınıp satıldığı!!!yılın altı ayında bu mantıklı ya kalan diğer altı ay? İşte bu enteresan yükleyecek pamuğu nerden buluyorlar?hadi buldular ıslatmadan nasıl sevk ediyorlar???"
"Lord Barnaby söz konusuysa içki ve kadın ticareti olmasın bu?" Andrew hayretle Kont Richard'a dönüp "Siz onu tanıyormusunuz?
"Malesef ölen eşimin abisiydi "diyen Kontun gözlerindeki acı ve öfkeyi gördü....
"İşte dostlarım bende bu şüpheler yüzünden incelemeler yaptım ..üstelik gümrük yasasını çıkardık ama bazı sınırlandırmaları esnetmek zorunda kaldık...çünkü Lordlar kamarasında bu iki lordun tahminimizden fazla yandaşı çıktı!ve bilin bakalım neden ?şu yada bu şekilde korkutulan,pahalı hediyelerle taraf değiştirenler desem?"
"Peki ama neden Kralı yok etmek istesinler?"
"Çünkü Veliaht Prens henüz onbir yaşında .. Ve Lord Hanwersold maalesef kralın yaşayan tek akrabası!!!!krala bir şey olusa Vekilharç olacağına emin!!!!
Altı adamda sabahın ilk ışıklarına kadar konuşup,tartışıp ne yapacaklarına karar vermeye çalışmışlardı...Patrick ve Andrew en son odalarına çıktıklarında koridorun diğer ucundaki , hayatlarının kadınlarının gazaplarından habersiz!!!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİFTE KAVRULMUŞ AŞK
Historical FictionAşk ve Nefret ,Tutku ve Masumiyet,Ihanet ve Sadakat,Trajedi ve Komedi iç içe Sımsıcak Sarmalasın Sizleride! Tıpkı bu Hikayenin Kahramanlarını sardığı Ipekten Koza Gİbi.....