Lavinya|1

5.5K 119 16
                                    

Tuanadan
Saçıma son tokamıda takıp çantamı aldım ve hızlı adımlarla merdivenleri indim. Arabada beni bekleyen babamı görünce durdum ve arabaya bindim.

Serkan (tuananın babası):
Bugün maçın varmış
Tuana:
Evet , de sen nerden biliyorsun baba?
Serkan:
Annenle konuşurken de duymasam hiç birşey den haberim olmayacak
Tuana:
Özür dilerimm. Heyecandan söylemeyi  unutmuşum
Serkan:
Öyle olsun bakalım. Ee hazır mısın?
Tuana:
Herzaman :)

Babamla sohbetimiz bittiğinde okulada varmıştık babama sarılıp okula girdim. Okula girmemle bir zamanlar aramızın çok iyi olduğu sonra sadece ikimizin bildiği sırrımı tüm okula yayarak aramızın bozulmasına sebep olan Leya ile göz göze gelmem bir olmuştu. Arkasından da çok sinir olduğum kuzeni Çağanla tabi. İkiside çoktan basketbol formalarını giymiş ve sanırsam zilin çalmasını bekliyorlardı.
Evet bugün maç vardı basketbol maçı iki rakip takım yani Maviay ve Kasırga arasında. Ben Tuananaz, Ülkü, Yağız, Deniz, Mert MAVİAY  Çağan, Leya, Esat, Defne KASIRGA takımı. Biz Maviay bir kişi fazla olduğumuzdan Deniz hakem olacaktı. Ben takımımızın kaptanıydım ve takım için elimden geleni herzaman yapardım.
Bu güne kadar neredeyse tüm turnuvaları kazanmıştık. Kasırganın kaptanı da Çağan efe Ak'tı. En az bizim kadar güçlü bir takım.

Dolabımdan formamı alıp hemen üzerime geçirdim ve hızlıca bizimkilerin yanına gittim.
Tuana:
Hazır mısınız arkadaşlar?
Yağız:
Evet. Onlara  Maviayın kim olduğunu bir kez daha gösterelim!
Tuana:
Bir kez daha:)
Mert:
Şu turnuvalar öğlenden sonra olsa ne var sanki aç aç top peşinde koşmak çok zor.
Ülkü:
Birkez de mideni düşünme Mert.
Tuana:
Ülkü haklı yemek sırası değil maça odaklanmalıyız.

Zilin sesiyle her iki takım da sahaya geçmiştik. Esat Yağız'a bittiniz der gibi bir bakış attığında Yağız göz devirmekle yetindi. Yani şimdilik.
Düdüğün sesiyle maç başlamıştı Deniz topu havaya attığında Ülkü koşarak topu aldı ve sektirmeye başladı. Mert pas ver pas ver diye bağırırken Ülkü topu potaya atma peşindeydi. Tam topu tutmuş potaya geçirirken Leya topu havada yakaladı ve diğer potaya doğru topu sektirerek koşmaya başladı. Mert pas verseydin böyle olmıcaktı diye isyan ederken Leyanın elindeki topa odaklanmış peşinden koşuyordum. Leya Çağana pas attığında yönümü Çağana çevirip topu elinden almak için uğraştım. Ama oldukça iyiydi ki topa dokunamıyordum bile yada fazla uzundu.
Sonunda topu potaya atmış fakat top potadan geçmeden yere düşmüştü hemen topu alıp Çağana nolduu dermiş gibi bir bakış attım ve koşmaya devam ettim. Arkamdan geliyordu fakat umrumda değildi Yağız'a pas attım oda potaya attı ve 1-0 sayı bizimdi.
Denizin düdük çalmasıyla izleyicilerin çoğu Maviay diye bağırmaya başladı bizim takım kol kola vermiş sarılırken Kasırga sinirle topun nasıl okadar uzaktan potaya girdiğini tartışıyordu.
Düdük yine çalmıştı ve ikinci set başlamıştı Mertin isyanlarına dayanamayıp topu ona attım sektire sektire potaya gelmişti Esat topu elinden almasaydı tabi. Topu elinden almıştı ama potaya her attığında top delikten geçmeden geri geliyordu bir süre bu böyle devam etti. Çağan bu kısır döngüden sıkılmış olcak ki topu alıp potaya attı. Durum 1-1 olmuştu ve düdük çaldı.
Bizimkinden daha az sesler Kasırga diye bağırıyordu. O sırada takımımın yanına gittim.
Tuana:
Hadi Maviay yapalım şu işi.
Mert:
Kendime ve çikolatalarıma güveniyorum
Yağız:
Çikolatalarıma derken?

Mert cebindeki 6 adet çikolatayı çıkarıp Yağız'a gösterince Yağız oflayarak elini alnına götürmüştü.
Kısa bir moladan sonrası düdük çaldı ve üçüncü set başladı bu son setti ve bunu kazanan oyunuda kazanırdı. Sahaya girerken sol tarafımdaki aynı zamanda kürsüdeki Denize bakmış size güveniyorum bakışına gülümseyerek kafa sallamıştım.
Maç başlamıştı bu sefer Defneyle başladı. Topu sektiriyor bir yandan da kime pas versem diye bakınıyordu. O sırada kolayına gelmiş olacakki en yakındaki Leyaya pas attı. Topu potaya geçiremesin diye Yağız önüne geçince Leya duraksamış Yağızın yanından geçmeye çalışmıştı. Ne kadar uğraşsa da Leya ne tarafa geçerse Yağız önüne geçiyor ilerlemesini engelliyordu. Leya artık pes etmiş olcakki Çağana pas verdi. Yakınında olduğumdan Yağız'a bu bende bakışı atıp Çağanın önüne geçmiştim. Topu elinden almaya çalıştım ama Çağan vermemekte niyetli gibiydi. Kafamızın birbirine çarpmasıyla dikkatimiz dağıldı. Kafam acımıştı ama daha önemli bişey vardı "maçı kazanmak"
Çağanında dikkatinin dağılmasını fırsat bilerek topu alıp potaya koştum defne önüme geçip topu almaya çalışırken zıplayarak aramda oldukça mesafe olan potaya defnenin üstünden topu attım.

Kestim:)

•sizce maçı hangi takım kazandı?

İlk defa -tutmayacağını bile bile- böyle bir hikaye yazıyorum umarım seversiniz.
Yorumlarda buluşalım ❤️
-beyza

Lavinya {Tamamlandı}Where stories live. Discover now