Lavinya|25

1.2K 71 116
                                    

Tuanadan
Kafam çok dağınıktı çağan konusu moralimi bozuyordu ne zaman aklıma gelse ordan hiç çıkmıyordu.
Eve doğru yürürken birkaç çocuğun Yağızı ve Leyayı sıkıştırdığını gördüm telaşla yanlarına gittim.
Tuana: Yağız!
Mert(bu mert başka mert): oo arkadaşında gelmiş, sendemi canına susadın?
Yağız: Tuana Leyayı da al git
Leya: olmaz, yağızdan ne istiyorsunuz!?
Mert: arkadaşla yarım kalmış bir işimiz var geçen kütüphanede attığı yumruğun bir karşılığı olacaktı elbet ee yumruk nasıl atılır öğretelim.
Yağız: senden öğreneceğim tek şey nasıl yumruk atılır değil nasıl yumruk yenilir.
Mert: onuda öğretiriz

Mertin Yağız'a attığı yumrukla Yağızın burnu kanamaya başladı. Leyanın çığlık atmasıyla yağız Leyayı arkasına alıp Merte kafa attı. Mert'in yanındaki iki çocuğun saçlarından tutup kafalarını birbirlerine çarptım. Leya eline aldığı sopayı Mert'in sırtına vurup "afiyet olsun" diyince ikimizde güldük.
Mert: yağız neyse de şu iki kızdan dayak yediğimize inanamıyorum.
Tuana: daha inanamayacağın çok şey olacak mertcim.
Leya: mesela şuanda burayı terk etmezsen polis çağırıcam.
Mert: gidelim, ama bu burda bitmedi!
Yağız: hadi canım anca gidersiniz

Mertler gidince Yağız'a döndük.
Tuana: yağız iyimisin
Yağız: beni boşverin, siz iyimisiniz?
Leya: bizim bişeyimiz yokta senin burnun kanıyor
Yağız elinin tersi ile burnunu sildi
Yağız: geçti gitti
Leya: olmaz hastaha-
Yağız: iyyim diyorum güzelim yaa
Yağız Leyayı kolunun altına alıp birlikte önümden yürüdüler. Bazen yağız ve leyanın çok şanslı olduğunu düşünüyorum.

Leyadan
Tuananın evinin önüne geldiğimizde yarın görüşmek üzere sarılıp vedalaştık. Tuana gittiğinde yağız bana döndü.
Yağız: birlikte sahile gidelim mi?
Leya: niye?
Yağız: Niyesi mi var kızım sevgilimle vakit geçirmek istiyorum işte
Leya: tamam tamam şaka yapıyorum, gidelim
Yağız: gülme
Leya: yoo hiçte gülmüyorum
Yağız: belli
Leya: hadi hadi gidelim
Yağız yaklaşıp elimi tuttuğunda kızardım.
Yağız: bakma öyle sadece elini tuttum

Yağızın bu haline güldüğümde oda bana güldü. Birlikte sahile yürüdük.
Yağız: oturalım mı?
Leya: olur
Yağız kahve almya gitti bende banka oturdum. Bir süre sonra elinde kahvelerle geldi.
Yağız: yandım yaa çok sıcak
Leya: dur dur bana ver
Yağız: off sıcak
Kahveyi banka koyup oturduk. Yağız cebinden çıkardığı sütlü çikolatayı bana uzattı.
Leya: bu ne?
Yağız: çikolata, en sevdiğin şey ya o yüzden aldım.
Leya: senden sonra en sevdiğim şey
Yağız yanağımdan hafifçe öptü yanaklarım kızarmıştı.
Yağız: ödeştik.
Yağız'a bakıp güldüm, ne demek istediğini anlamıştım. Elimdeki çikolatayı bölüp ona uzattım.
Leya: al
Yağız: yok ye sen
Leya: al işte paylaşıyorum
Yağız gülüp uzattığım çikolata parçasını aldı.
Yağız: güzel
Leya: ney?
Yağız: çikolata
Leya: bana dedin sandım
Yağız: çikolataya dedim
Leya: güzel olmadığımı biliyorum.
Yağız gözlerimin içine uzunca baktı.
Yağız: çok güzelsin

Utancımdan başımı eğdiğimde Yağızın sırıttığını anladım.
Yağız çantasından çıkarttığı paketi bana uzattı.
Leya: ne bu
Yağız: aç bak
Paketin içinden bir tane menekşe ve bir tanede kitap çıktı. Menekşe benim en sevdiğim çiçekti ama yağız nerden biliyordu.
Leya: nerden bildin
Yağız: neyi
Leya: menekşe sevdiğimi
Yağızı: tahmin ettim
Yağız'a tebessüm edip kitaba baktım. Kitap Romeo ve Juliet'ti.
Yağız: okudun mu bilmiyorum ama yinede almak istedim.
Leya: kitabı biliyorum ama okumamıştım.
Kitabın sayfalarını karıştırırken bir kağıt gözüme çarptı, kağıt yırtıktı. Aylar önce Yağızın bana aldığı Çalıkuşu romanın içinden çıkan kağıdın yarısıydı bu.
Leya: bu o kağıdın yarısı
Yagzu: oku
Kağıtta "ama sen solmadan duran tek çiçeksin" yazıyordu. Cebimdeki kağıdı çıkarıp elimdeki ile birleştirdim.
" Hiçbir gül kurumadan kalamıyor ama sen solmadan duran tek çiçeksin."
Yağız: yanında mı taşıyordun?
Leya: evet :)

Lavinya {Tamamlandı}Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon