0.4

11.1K 638 79
                                    

İyi okumalar dilerim

Akşam üzeri olduğunda Reha hala eve gelmemişti. Normalde yemek yediğim saatlerde olduğumuzdan gözüm sık sık saate kaymaya başlamıştı. Bana geç kalırsa beklemememi söylemişti. Ama daha ilk günden onsuz yemek yemek istemiyordum. Hem çok acıkmadığımdan biraz daha onu bekleyebilirdim.

Onu beklerken günlerdir babalarımla konuşmadığımız aklıma geldi. Sehpada duran telefonuma uzandım. Serter babamın telefon numarasına tıkladım.

Çok kısa bir süre çaldıktan sonra telefon açıldı, muhtemelen telefon yakınlarda bir yerdeydi. Telefonu kulağıma dayadım. Sertuğ babamın sesi geldi. "Somay! Küçük oğlan, nabersin?"

"İyiyim sanırım, baba. Senden, naber?" Telefonun diğer tarafından hafif bir hımlama geldi.

"Sanırım var, yani bir şey aklını kurcalıyor. Anlatmak için mi aradın, Serter'i?" Aslında anlatmak için aramamıştım. Öylesine konuşmak en azından seslerini duymak istemiştim.

"Hayır, zaten bir şey de yok. Sadece sesinizi duymak istedim." Sertuğ babam kendi kendine 'sesinizi' diye tekrar edip Serter babama seslendi.

"Serter'im! Somay ile konuşuyoruz. Gelir misin, buraya?" Arkadan bir seslenme ve takırtılar duydum. Ardından telefon hışırtı ile el değiştirdi.

"Küçük bebeğim! Aramıyorsun diye kırılacaktım artık..." Anladığım kadarıyla tam Serter babamın cümlesi üzerine, Sertuğ babam ona bir şey söylemişti. Çünkü Serter babam daha kısık bir sesle bir şeyler söylemişti. Kendi aralarında konuşmalarının benim cevap vermem ile son bulacağını bildiğimden, konuştuklarını fark etmemişim gibi yapıp cevap verdim.

"Aramaya vakit bulamadım. Yoksa aramaz mıyım, hiç?" Serter babamın kıkırdaması doldu, kulaklarıma. Bende dudaklarımın kıvrılmasana engel olamamıştım. Onlar benim neşe kaynağımdı...

"Ararsın, tabi... Somay, canın bir şeylere mi sıkkın? Bak, Sertuğ baban da senin için endişelenmiş." Arkadan Sertuğ babamın 'Bunu bende söyleyebilirdim.' diye homurdandığını duydum. Daha da kocaman gülümsedim. Ciddi anlamda çok hoşlardı.

"Baba, Sertuğ babam birazcık abartmış. Öyle büyük bir olay yok. Sadece... yeniden eşleştirildim... Biraz şey hissediyorum,.." Serter babam sözümü kesip cevap verdi.

"Huzursuz hissediyorsun..." Ne hissettiğimi anlıyordu. Ben insanlardan uzak durmaya o kadar alışkındım ki, benim için yeni birileriyle tanışmak çok zordu. Tüm çocukluğum babalarımla geçmişti. Eşleştirilmeye başlayana kadar hayatıma kimseyi dahil etmemiştim. Her yeni gelen eşleşmem aynı etkiyi bırakıyordu, üzerimde. Gerginlik, huzursuzluk, stres...

"Evet,.. öyle hissediyorum." Serter babamın sesi neşeli halinden sıyrıldı. Daha anlayışlı bir hal aldı.

"Bunu daha önce de söylediğimi biliyorum ama her başarısız eşleşmen seni doğru eşleşmene yaklaştırıyor. Hem biliyor musun, son günlerde içimde iyi bir his var. Belki de eşleşmenle ilgilidir, belki bu eşleşmen son eşleşmen olur." Hafifçe tebessüm ettim. Beni teselli etmeye çalışması hoşuma gitmişti.

Arkadan bir ses duydum. Sertuğ babam Serter babama telefonu hoparlöre almasını söylüyordu. Kısa bir sessizlik olduğunda Serter babamın, telefonu kulağından ayırıp hoparlöre aldığını anladım. Sertuğ babamın sesi de düşüncemin doğru olduğunu kanıtladı.

"Söyle bakalım, kimmiş bu yeni eşleşmen?" Serter babamın her yeni eşleşmemde gerçekleşen belki bu sefer senin için doğru eşleşmedir konuşması gibi, Sertuğ babamın da klasikleşmiş bir konuşması vardı. Sen hiçbir şeye mecbur değilsin, bir şey olduğunda bize söyleyebilirsin. Sertuğ babam da sistemi Serter babam kadar yararlı buluyor olsa da, Serter babamın aksine tehlikelerinin de oldukça farkındaydı.

Kara Olay(Gay)+18Where stories live. Discover now