0.9

8.3K 589 115
                                    

İyi okumalar

Alp Bey'in tüm dikkati benim üstümdeyken üstümdeki kazağı çıkarttım. Siyah atletimle onun karşısında otururken bana yaklaştı.

Aynı Sinan'ın beni muayene ettiği gibi Alp Bey de beni muayene etti. İşi bittiğinde benden birkaç adım uzaklaştı.

"Kazağınızı giyebilirsiniz. Sizi dışarıda bekliyorum." Alp Bey beni odada yalnız bıraktığında kazağımı tekrardan kafamdan geçirdim. Birkaç dakika bile olmadan oturduğum yerden kalkıp muayene odasından çıktım.

Reha ve Alp Bey ben geldiğimde konuşmayı kesmişlerdi. Ben içerideyken konuştuklarını duymuştum fakat ne dediklerini duyamamıştım. Şimdi de ben geldiğimde susmalarına bakılırsa benim bilmemi istemiyorlardı. Benimle alakalı olabilir miydi? Ama benimle alakalı olsa Reha söylerdi.

"Sizi odamda bekliyorum. İsterseniz gelmeden önce konuşun biraz." Alp Bey'in dediklerinin üstüne Reha ikimizin yerine de onu onayladı.

Alp Bey arkasını dönüp de yanımızdan ayrıldığında Reha'nın bakışları beni buldu. "Dışarıya çıkıp kahve içmek ister misin?"

Kafamı usulca iki yana salladım. "Hastanedeki işleri hemen halledip gitmem istiyorum. Daha fazla duracak takatim kalmadı. Ama canın kahve istediyse evde sana yaparım. Olur mu?" Reha bana hafifçe gülümsedi.

"Canım kahve istediğinden değil, birazcık nefeslen diye söylemiştim." Dudaklarımı ısırarak Reha'nın gözlerinin içine baktım.

"Isırma dudaklarını, Somay." Maskenin şeffaf olmasının kötü yanı buydu sanırım. Eğer şeffaf olmasaydı Reha'dan duygularımı kolaylıkla saklayabilirdim. Dudaklarımı ısırmayı bıraktım.

"Reha... Kötü bir şeyim mi var? Alp Bey ne söyledi? Neden ben gelince sustunuz?" Reha bugün defalarca kez olduğu gibi yeniden saçlarımı karıştırdı.

"Kötü bir şey yok, yani bana göre kötü bir şey yok. Umarım sana göre de yoktur." Anlamayarak Reha'ya baktım. Sabahtan beri maske takmaktan başım da ağrımaya başlamıştı. Artık gerçekten gitmek istiyordum.

"Reha, anlamıyorum. Lütfen, açık konuş. Söyle neyim olduğunu ve gidelim." Kendimi çok rahatsız hissediyordum.

"Bizim aramızda... yani senin ve benim... uyum varmış. Somay, biz uyumluymuşuz." Donup kaldım, Reha'nın beklenti dolu yüzüne öyle bakıp kaldım.

"Nasıl, nasıl yani? Biz... uyumlu muyuz? Babalarım gibi mi?" Reha sessizce kafasını aşağı yukarı salladı. Anlamam ve idrak etmem için bana zaman tanıyordu.

Babalarım gibi olabilir miydik? Bir daha eşleşmeyecek miydim? Artık hep Reha ile birlikte mi olacaktık? Aklımda sürekli yeni yeni sorular beliriyordu.

Reha'nın yüzündeki beklenti dolu ifade yavaşça kaybolduğunda ona hiçbir şey söylemediğimi fark ettim. Ne hissettiğimi bilmiyordu.

"Reha... ben..." Kafamda söyleyeceğim şeyleri bir türlü toparlayamazken benim konuşmamı beklemeden Reha konuştu.

"Uyumlu olmamız, senin hoşuna gitmedi mi? Rahatsız mı oldun? Uyumluyuz diye birlikte devam etmek zorunda değiliz, Somay. Sen istemediğin müddetçe hiçbir şey yapmak zorunda değiliz. Yani evet, uyumlu çıktığımız için BEK eşleşmemizi geri çekmez ve yeni bir eşleşme gerçekleştirmez ama ikimiz de ayrı hayatlar yaşayabiliriz..." Reha durumu kafasında yorumlayıp konuştukça kendimi kötü hissettim ve bodoslama bir şekilde ne düşündüğümü söyledim.

"Üzülmedim. Sevindim. Yani uyumlu olmamıza. Bence iyi oldu. Eşleşmemiz ve uyumlu olmamızdan bahsediyorum." Ben salak saçma konuşmayı sürdürdükçe Reha'nın yüzündeki gülümseme büyüdü.

Kara Olay(Gay)+18Where stories live. Discover now