gitme ne olur

191 34 2
                                    

Jihoon için sonunda her şey güzel gitmeye başladığına inanırken bu olay kendisi için çok sarsıcı bir gerçek gibi yüzüne çarpmıştı. Kısa bir süre güzel şeyleri tatmış olsa da ona bunu zehir edeceklerini bilmeliydi. Ona her şeyi zehir ederlerdi ve buna Soonyoung’u dâhil etmek istemiyordu. 

Soonyoung zaten bu dönem yeni transfer olmuştu ve kötü bir şey olursa bir daha bunu yapamayacağı kesindi. Ona bu okulu zehir etmek istemiyordu. Nakil işlemlerinin ardından annesiyle eve dönen Jihoon çok durmadan elinde en sevdikleri içecek poşetiyle Hoshi’nin kapısına gitti. Kapıyı yüzü yara bere içinde Soonyoung açtı. İkisi de birbirine öylece bakıyordu. 

“İçeri gelsene.”

Jihoon olumsuz anlamda kafasını salladı. Poşeti uzattı. 

“Özür dilerim Hoshi.”

Gözlerinin dolmasına engel olamadı. 

“Bu senin suçun değil. Lütfen böyle yapma.”

Jihoon neredeyse hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Elinin tersiyle gözlerini sildi. 

“Benimle konuştuğun için sana böyle davranıyorlar. Eğer ben gidersem tekrar sana iyi davranacaklar.”

Soonyoung onun söylemeye çalıştığı vedayı anlamış olmalı ki Jihoon’a korkuyla baktı. 

“Hayır, hayır, hayır. Gitmiyorsun değil mi Jihoon? Beni okulda yalnız bırakmayacaksın değil mi?”

Hoshi ona sıkıca sarıldığında bunun en kötü veda olduğuna inandı kendince. Hoshi için tek kötü haberi sadece okuldan ayrılması değildi. Jihoon notları yüzünden civardaki hiçbir okula transfer olamamıştı. Bu yüzden başka bir şehire gidiyorlardı ailecek. Jihoon istediği için alınan en hızlı karar buydu. 

“Yakında taşınacağız.”

Soonyoung daha yeni ayrılmıştı ki ona kızgınca baktı. 

“Gitme ne olur.”

İkna olabileceğine inanarak Jihoon’u tehdit bile etti. 

“Eğer beni burada tek bırakırsan seninle bir daha asla konuşmam.”

Jihoon gülümsemeye çalıştı. Ona zarar gelmeyeceğini biliyordu ya bu riski alabilirdi.

“Önemli değil. Bana küsmekte haklısın.”

Ağlayarak gülümsemek bu hayatında yaptığı en acıklı şeydi. Şimdiye kadar en kötü şeyin ağlamak olduğunu zannediyordu ancak yanılmıştı. Bu daha beterdi. 

“Kendine iyi bak Soonyoung. Kısa süreliğine benimle arkadaş olduğun için teşekkür ederim.”

Arkasını dönüp koşmaya başladığında Hoshi’nin bağıran sesini duydu. 

“Jihoon! Beni bırakırsan sana gerçekten küserim!”

Jihoon ve ailesi üç gün içerisinde başka bir şehire taşındılar. Hoshi başta ona gerçekten kızgın olduğu için arayıp sormadı ve bu tamamen aralarındaki bağın kopmasına sebep oldu. Onun için tek dayanağını kendi elleriyle yok etmiş oldu. 

Yeni okulunda da aynı hatta daha beterleriyle karşılaştı Jihoon. Her şey giderek kötüleşti kendisi için. Hoshi’den önce kaçışı gördüğü yemekler ona rahatlığı vermeyip aksine rahatsız etmeye başladı. Jihoon neredeyse yediği her şeyi kusar hale geldi.  

Güç bela okulu bitirmeyi başardığında mezun olduğu puan neredeyse sınırdaydı. Bu yüzden sınav kaydı hiç yapmadı. Sürekli kustuğu için çok hızlı bir şekilde kilo verdi ancak sağlığını tamamen kaybetti. Defalarca depresyonun en uç noktalarını yaşadı ve birkaç kez bilekleriyle bakıştı. Yine de hayali buna engel oldu.

Çünkü İyi Birisin | SoonhoonWhere stories live. Discover now