34 {Bütün Olmak} 34

745 84 32
                                    

Kulağıma dek hissettiğim kalp atışlarımı artık tüm hücrelerimde hissetmeye başlamışken aralamıştım dudaklarımı. Kendimi onun dudaklarına kapadığım andan bu yana tek hissettiğim şehvetti.

Yıllarımızın özlemi şimdi şehvete dönüşmüş, içimizi yakıp kaynatıyordu.

Üst dudağını benimkilerin arasında yerini buldurduğunda ellerim üstümdeki bedeninde gezinmeye başlamıştı. Dudaklarımız sesli ve ıslak bir şekilde birbiriyle savaşırken gezinen ellerimden mi cesaret almıştık bilmem, alt taraflarımızı aniden birbirimize bastırmıştık.

Sürekli birbirimize sürtünüyor, uzunluklarımızı kıyafetlerimize rağmen hissedebiliyorduk. Bunlar olurken dudaklarımız bir saniye bile ayrılmıyor, nefessiz kaldığımızda burnumuzu kullandığımız için ses çeşitliliğimiz artıyordu.

Dudaklarımız yetmemeye başlamıştı bir zaman sonra, dillerimiz de birleştiğinde hissettiğim pütürlü yüzey Taehyung'umun ağzına boğukça inlememi sağlamıştı. Duyduğu ses hoşuna gitmiş olacaktı ki ellerini tüm baskınlığı ve ağırlığıyla bacaklarımda dolaştırmıştı.

Yorulup dudaklarımızı ayırdığımızda birbirimize baktık bir süre, ânın gerçekliğini ve güzelliğini dibine kadar birlikte hissetmek istiyorduk.

Bedenimin üzerinde aldığı kol desteğiyle duran bedenini kasıklarıma yönlendirmişti ve oraya oturmuştu. Eğilip tekrar beni öpecekti ki duyduğumuz gürültülü ses ikimizin de dikkatini kesip duraksamasını sağladı.

Taehyung'un karnı gürültülü bir şekilde guruldamıştı.

Ses kesildikten sonra birbirimize ifadesiz bir şekilde bakmaya başladık. Olduğumuz durumu idrak ettikten sonra aynı anda gülmeye başlamıştık ve Taehyung üstümden inip yanıma uzanarak daha şiddetli kahkaha atmış, hatta gülme krizine girmişti.

"Jungkook çok üzgünüm."

Gülmekten zar zor söylediği özrünü aynı şekilde ben de zar zor duymuştum. Gülmemizi durduramıyorduk, kahkahalarımız birbirine karışıp bir bütün olmuştu.

"Ama sana bir şeyler hazırlayayım demiştim."

"Keşke kabul etseydim tüm konsantrem gitti şu an."

"Taehyung devam edelim hadi."

"Acıktığımı yeni fark ettim ve aç karnına devam edebileceğimi sanmıyorum."

"Of çok kötüsün."

Yalancı surat asışıma gülmüştü ve burnuma minik bir öpücük bırakmıştı.

"Bu isteğini başka bir zaman dilimine saklarsan seve seve kullanırım."

"İyi aklımda bulunsun. Neyse hadi kalk bakalım, ben de acıkmaya başladım."

İkimiz de yataktan kalkıp odamdan çıktık, salonu geçip mutfağa ilerlerken Taehyung'un gözü yine masanın üzerindeki ilaçlara takılmıştı. Aklıma gelen fikir ile yürümemi yavaşlattım ve köşede duran eski püskü poşeti gözüme kestirdim. O mutfakta dolapları kurcalayıp yiyecek bir şeyler ararken elime geçirdiğim poşete tüm ilaçları doldurmuş ve ağzını sıkıca bağlamıştım.

İlaç dolu poşetimle mutfağa gidip Taehyung'un göreceği şekilde yukarı kaldırdım ve ona poşeti gösterdim.

"Bunların hepsi çöpe gidiyor, ben iyiyim, hep iyiydim, beni kendi kafalarına göre törpülemeye çalıştılar, olmadı, olamazdı zaten. Ben hâlâ sana reçelli ekmek hazırlayan Jungkook'um"

•Jungle // Taekook•Where stories live. Discover now