XVIII

17K 967 308
                                    

Geçen günlerden birinde aynen şöyle demiştim. Çektiğin her sıkıntının, her derdin bir mükafatı vardır dünyada. Evren bir sınanmayken, aksini beklemek garip olmaz mıydı zaten?

Tanrı çektiğim her sıkıntıdan sonra bana öyle güzel mükafatlar vermişti ki, şimdi başım yine derde girse eskisi kadar üzülmezdim.

Şimdi bu dediklerim bana sadece gülünç geliyordu. Onu dediğim günde ki mükafat sandığım şeyde bir sınanmadan ibaretmiş meğerse.

Benim için sınanmaysa yeni başlıyordu.

Yutkunamadım. Alex'in ağzından çıkan Maidy kelimesi vücudumu transa sokmuş gibi titretmeye başlatmıştı.

Alex Maidy'in bağırışıyla birlikte bana doğru döndü yeniden. "Gitmem lazım."

Dolu gözlerimle kafamı sağa sola salladım. Gurur umurumda değildi. Hızla elini tutarak karnıma götürdüm.

"Alex lütfen, evet aşıksın anlıyorum fakat lütfen bebeğimiz için yapma. O kadına gitme."

Dolu gözleriyle gözlerimin içine bakmaya başladı. Dayanamayarak sarıldım. Kafamı göğsüne yasladığımda gözyaşları tek tek intihar etmeye başladı.

"Ben senin sırdaşın değil miyim? Ben senin bebeğine gebeyim. Senin arkadaşınım. Arkadaşını yalnız bırakma. Bebeğini aklından çıkarma, lütfen. Ben sana olan aşkıma bebeğim için mani olabilirim, sen de ol."

Kolları belime dolandı ve sarılmama karşılık verdi. Hıçkırarak ağlıyordum.

"Nadia senden gitmem, bunu aklından çıkart."

Titreyen sesimle "Korkuyorum!," diye bağırdım. "Seni kaybetmekten!"

Dudaklarını saçlarımın üzerinde hissettim. "Korkma. Sana söz veriyorum dönüp dolaşıp geleceğim tek yer, senin yanın olacak. Şimdi gitmem lazım."

Bu bir ayrılıktı. En kalbi duygularımla hissediyordum.

Bedenlerimiz birbirinden ayrıldığında kısa bir an yüzümü süzdü. Ağlamaktan harap yüzümü.

Hiçbir şey demedi. Reverans yaptığımda arkasını dönerek yürümeye başladı.

Gözyaşlarından puslu gözlerimi avluda ki Maidy'e çevirdim. Nöbetçiler kısa süre içinde etrafını çevrelemiş, koruma altına almıştı.

Maidy buna güveniyor olacak ki yanında ki erkek çocuğunu kucağına almış, kafasını göğsüne yaslamış sakince bekliyordu.

O kadar güzeldi ki... Alex'in hamamda onu anlatışında ki iç geçirmeleri kadar güzeldi.

Tanrım diye yalvarmaya başladım içimden. Benim için değilse bile, bebeğim için önle bunu.

Alex avlunun girişinde göründüğünde uşak gür bir sesle "Majesteleri Alexander Richard hazretleri!" diye bağırdığında avluda ki tüm sesler sustu, tüm başlar eğildi. Herkes reverans yaptığında eğilmeyen tek baş vardı, Maidy'nin başı.

Uşağın bağırışıyla hızla kapıya taraf dönmüş, Alex'i görmüştü. Buradan bile belli olan korkulu yüz ifadesi anında silinmiş, rahatladığı belli olan bir ifade yerleşmişti.

Önce tebessüm etti. Sonraysa dişleri gözükecek kadar çok gülmeye başladı.

Alex hızlı adımlarla kalbinde ki tek kadına doğru adımlamaya başladığında kalbimi biri sıkmaya başladı. Nefes alamamaya başladım.

Maidy'nin etrafını saran nöbetçiler kenara çekildiğinde şimdi Alex ve Maidy'nin önünde hiçbir engel yoktu.

Alex'in adımları sevdiği kadının dibinde son bulduğu an Maidy özlemle "Alex!" diyerek boşta olan eliyle Alex'in boynuna sarıldı.

RİCHARD KRALLIĞI (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin