🎶ISLAK KEK🎶

408 56 50
                                    

Teoman Savaş

"Gelini öpebilirsiniz."

Ayağa kalktık. Kalp atışlarımı hissediyorum. Eşime döndüm. Gülümsüyordu. Saçını mezuniyet günü gibi yaptırmıştı. Üzerindeki beyaz gelinlikle gözlerimi eşimden ayıramıyordum. O çok güzel ve özel...

Gülce benim eşim...

Buğulanan gözleri ile gözlerimin yanışını hissettim. Ellerimle güzel yüzünü kavradım. Çok güzel gülümsüyordu. Alnına yaklaşıp öptüm. Şükürler olsun...

Onu ilk öpüşümden sonraki mahcubiyeti yüreğimde taşıyordum. Ona her bakışımda aklıma geliyor ve içten içe kendime kızıyordum. Şimdi... Şimdi onu öptüğümde yüreğime yerleşen huzurun tarifini yapamıyorum. Ondan ayrılmak istemiyorum.

Yanaklarımın kaşınması ile ellerimde ıslaklık hissettim. Kulağıma dolan alkış sesleri ile eşimden ayrılırken gözlerimi araladım. Islak kirpikleri arasında gülümsüyordu. Yanaklarım gitgide kasılırken yanağımdan hızla süzülen yaşla sertçe yutkundum.

Gözlerimi kahvelerine çevirdiğimde kahvelerine tutunan hüzünle elim eline doğru hareketlendi. Elini tuttum. Kalp atışlarım hızlandı. Pembeleşmiş yanakları ile gülümsüyordu. Gülümsüyorum. Gözlerimi eşimin güzel gülümsemesinden ayıramazken kulağıma gelen sesle duraksadım.

"Hayırlı olsun oğlum."

Başımı sesin geldiği yöne çevirdim. Annem ile babam memnun hâlde bize bakıyorlardı. Nuran Annem de yanımızdaydı. Babamın kızarmış gözlerine takıldı gözlerim. Gülümsüyordu.

Elimde hissettiğim baskıyla duraksadım. Eşim elimi okşayıp gülümsemesini büyüttü. O an kendimi küçük Teoman gibi hissetmiştim. Eşimi bulanık görüyorken gözlerimi kırpıştırdım hemen. Elimin arasındaki elini okşayıp elinden uzaklaştırdım elimi. Gülümsüyorum.

Başımı babama çevirdim. Kendimi huzurlu ve mutlu hissediyordum. Kollarımı babama sardım. Kolları arasına almıştı beni. Seni çok özledim baba...

...

"Gülce..."

Mutfağa doğru ilerlerken bir taraftan kravatımı çıkarmakla meşguldüm.

"Teoman gelme!"

Sözleri üzerine adımlarım yavaşlarken ayak sesleri ile duraksadım. Hızla önümde belirmişti. Gözlerindeki şaşkın ifadeyle yanaklarım kasılırken yerinde sendeledi. Hızla kollarımı eşime sardım. Şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Kalbim çok hızlı atıyordu. Onun düşme ihtimaliyle korkmuştum.

"Gülce'm..." dedim tedirgince yüzünü turlarken. Dudaklarında beliren gülümseme ile gözlerimi gözlerine çevirdim. Kaşlarını indirmiş, mahcup hâlde bana bakıyordu. Çocuk gibi, çok tatlı- Pembeleşmiş yanaklar...

"Şey ben gelecektim de. Yani gelmesen olmaz mı kocacığım?"

Sözleri üzerine yanaklarım kasılırken kalp atışlarımın ilk defa bu denli hızlı atışına şahit oluyordum. Gözleri gitgide büyürken kendime engel olamayıp güldüm. Gözleri normal hâline aldı. Kaşlarını çatıp bana bakmayı sürdürdüğünde gülüşüm azalmış, gözlerimi gözlerinden ayıramamıştım.

"Salonda bekle beni." dedi gözlerini kaçırarak. Yerinde hareketlenirken kollarımı sıklaştırdım. Tatlı tatlı bana bakıyordu. Güzel kokan saçının üstüne küçük bir öpücük bıraktım.

"Prensesim seni çok seviyorum. Sen benim eşimsin. Şükretme isteğiyle dolup taşıyorum. Her gün... Şükretmek istiyorum. Hoş geldin hayatıma, güzel karıcığım..."

Buğulanan gözleriyle gülümsüyordu. Kollarını yavaşça boynuma sardı. Öyle güzel gülümsüyordu ki gözlerimi bir an olsun eşimden ayırmak istemiyordum.

"Hoş buldum yakışıklı kocacığım..."

Kıkırdadı. Hissettiğim kalp atışlarımla yutkundum. Pembeleşmiş yanaklarıyla tatlı sesi geldi kulağıma.

"Ben de eşim olduğun için şükrediyorum. Seni çok seviyorum, Teoman. İyi ki hayatımdasın."

Eşimin gülen gözlerinde kaybolurken kokusunu yakından hissettim. Yanağıma uzanıp öptüğünde kalp atışlarım hızlanmıştı. Yüz yüze bakıyorduk. Yüzündeki tatlı gülümsemesi ile yanaklarım kasılırken alnına yaklaşıp uzunca öptüm. Gülce...

...

Gülce Savaş

Elimde tuttuğum tepsiyi sıkı sıkıya kavrayıp salona doğru adımladım. Üzerimdeki gelinliğimle yürümekte biraz zorlanıyordum. Eşime ıslak kek yedirmek istemiştim. Evet, çok heyecanlıyım.

Salonun önüne geldiğimde derin nefes alıp verdim. Evet, hazırsın Gülce.

Salona geçtiğimde gözlerini bir yere sabitlemiş hâlde gülümsediğini gördüm. Kalp atışlarımı hissediyorum. Üzerindeki siyah takım elbise ile çok hoş duruyordu. Dağınık saç-

Yüzündeki hoş gülümsemesi ile başını bana çevirdiğinde yanaklarımın yandığını hissettim. Yerinden kalktı. Ona takılı kalmış hâlde bakarken elimde hissettiğim hafiflikle duraksadım. Elimdeki tepsiyi almıştı. Keyifle konuştu.

"Yine kıyamadın bana."

Sözleri üzerine yanan yanaklarımla gülümsedim. Bir elini tepsiden çektiğinde ne olduğunu anlamazken elimi tutmasıyla gözlerimi gözlerine çevirdim.

"Hadi yiyelim, prensesim."

Kıkırdadım. Kısaca gülüp eline sarılı elimin üstüne öpücük bıraktı. Gülümsüyordu.

"Eline sağlık."

"Afiyet olsun, prensim." dedim gülümseyerek. Koltuğa oturduk. Tepsiyi kucağımıza bıraktığımızda içimdeki mutlulukla dudağımı araladım.

"İnşallah beğenirsin."

Çatalımla bir parça alıp yanıma döndüm. Gülümseyerek bana bakıyordu. Keki ona doğru uzattığımda hemen almıştı. Dikkatle onu izliyordum. Gözlerini bana çevirdiğinde beklentiyle ona bakmaya başladım.

"Nasıl olmuş?"

Düşünür gibi yapıp konuştu.

"Bir tane daha."

Gözüme çocuk gibi gelmiş, tatlı hâline dayanamayıp kıkırdamıştım. Çatalımla bir parça daha aldığımda sesiyle başımı kaldırdım. Bana kek uzatıyordu. Yaa Teoman...

Uzattığı keki aldım. Hmm...

Yaptığım keki beyin süzgecimden geçirirken elimdeki keki eşime uzatmıştım. Hemen almıştı.

"Çok güzel olmuş." dedi gülümseyerek. Keki yemeğe devam ediyordu.

"Gerçekten mi?"

Heyecanla konuşmuştum. Başını sallayıp kısaca güldü. İçimdeki mutlulukla kıkırdayarak önüme döndüm. Kekimizi yemeğe devam ederken aklıma gelenle gözlerimi eşime çevirdim. Yutkundu. Hoş gülümsemesi ile bana döndüğünde içimden geçeni söyledim. Eşim diyecektim ona...

Bana gülümsüyor. Yüreğimi okşayan bu gülümsemeyi hayatım boyunca hiç unutmayacaktım.

"Eşim..."

Mesela | TextingWhere stories live. Discover now