8, Ay ışığı

34 3 32
                                    

Ofisten çıkarken bir şey aklıma geldi, Sinan'ı aradım. "Alo Sinan, müsait misin?" "Evet ama hâlâ işteyim" "Tamam, ben Tolga'nın ailesini ziyaret ettim ve onun annesinden bir şey aldım" "Ne aldın? Haydi söyle" "Tolga'nın apartmanın anahtarı var bende, içeri girebiliriz" dedim. "Anladım tek başına gidebilirsin, değil mi?" "Evet ama sadece içeri girmek değil, apartmanın yöneticisiyle konuşmak istiyorum" "Benim olmam gerekiyor mı?" dedi Sinan gelmek istemiyormuş ve meşgulmüş. Sesinden öyle hissettim. "Sen gelmek zorundasın, Tarkan sensin. Ona yalan söyledin, bu senin suçun" dedim. Sinan iç çekti ve şöyle dedi "Tamam, ben geleceğim. Bugün mü gitmek istiyorsun?" "Evet işim bitti, şimdi apartmana gidelim" "Anladım, ben de işimi bitirip geleyim, o zaman..." deyip bir ara sustu Sinan. "Saat yediye doğru oraya varacağım, olur mu?" dedi. "Tamam, o zaman görüşürüz" "Sonra görüşürüz" dedi ve telefonu kapattı Sinan. Apartmana gitmek için biraz erkendi, bir yerde vaktimi geçirmek istiyordum ama nereye gitsem? Hemen aklıma kitapçıya gitmek geldi, ama başka bir şey var mı diye biraz daha düşünmeye devam ettim.

Metroya bindim ve indiğimde hemen kitapçıyı buldum, o yüzden oraya gittim. Sonuç olarak vaktimi geçirmek için başka bir şey aklıma gelmedi. Özellikle almak istediğim kitap yoktu. Edebiyat rafına gittim ve yeni çıkan kitaplara baktım ilgimi çeken kitap yoktu. Deniz gergedanına ait bir kitap varsa okumak istiyorum diye görevliye sordum, ona göre bir kitap varmış. "Burada bekleyin" deyip koltuktan kalktı görevli ve bir rafa gidip bir kitapla buraya döndü. "Bu kitap" deyip önüme koydu. Biraz o kitabı okudum ve almaya karar verdim. Kitapçıdan çıkıp o kitabı okumak için kafeye uğradım. Kahve sipariş verip hemen o kitabı okumaya başladım. Odaklanıp okuduğum için vaktimi unuttum ve kendime gelip saate baktığımda, saat yediydi. Kitabı çantama koyup aceleyle kafeden çıktım. Tolga'nın apartmanına gittim. Apartmanın önünde Sinan'ı buldum. "Neden geç kaldın? İşim bitti diyordun" "Kusura bakma, vaktimi geçirmek için kafede kitap okuyordum" "Tamam, sanki Tolga gibisin" "Neyse gidelim" dedim. İçeri girince yönetici olan yere gittik. Sinan, pardon dedi ve onu çağırdı.

Yönetici zayıf ve ak saçlı bir adamdı, nazik bir dede gibiydi "Efendim" deyip bize baktı. "A, daha önce buraya geldim ve sizden Tolga'nın bıraktığı zarfı aldım, beni hatırlıyor musunuz?" dedi Sinan. "A, Tarkan beysiniz değil mi?" "Evet ben Tarkan" dedi Sinan, biraz komikti. "Bu arkadaşım Sinan ve size sormak istediği şey varmış, olur mu?" deyip beni tanıştırdı Sinan. "Merhaba ben Sinan" dedim Sinan gülmek üzereydi, neyse yöneticiye soru sordum. "Tolga'nın size zarfı verdiği gün hakkında sormak istiyorum, zarfı size verirken bir şey söyledi mi Tolga?" "Evet evet, Tarkan isimli adam buraya gelince ona bu zarfı verin lütfen diye, ve eğer üç ay içinde buraya dönmezsem odamdaki her şeyi atın lütfen dedi bana. Başka bir yere mi taşımayı düşünüyorsunuz? diye sordum. Sadece uzak bir yere gideceğim dedi Tolga bey" "Anladım, başka bir şey söylemedi mi?" dedim. "Hımm...rüyaya ait bir şey dedi ama karmaşık bir şey olduğu için hatırlamıyorum" dedi yönetici, bu önemli bir şeydir herhalde. "Lütfen hatırlayın" "Maalesef yaşlıyım, buraya dönüp dönmeyeceğimden emin değilim gibi bir şey söyledi ve ilginç bir şey vardı" dedi yönetici, bir şey hatırlamış gibi. Böyle rüyaya ait bir şey hatırlamasını istedim. "Sanki dağa gitmek için uygundu giysisi, normalde takım elbise ve valizle buradan çıktığını görürdüm, ilk defa öyle bir giysiyle buradan çıkıp gitti" dedi yönetici.

"Anladım, teşekkür ederiz. Size göre Tolga nereye gitti?" diye sordum. "Bilmiyorum ama bir yer söylersem...soğuk bir yer...çünkü çantasında iç ceketi gördüm, belki iç ceketti..." emin olmayarak dedi yönetici. "Tamam, büyük bir ipucu olmuş gerçekten teşekkür ederiz" dedim ve bu kez Tolga'nın odasına gidecektik. "Durun, Tolga bey şöyle bir şey de dedi bana. Deniz gergedanı nerede yaşıyor, bilmiyor musunuz? diye. Her neyse deniz gergedanıyla ilgileniyormuş, bu ipucu olacak mı?" dedi ve beni şaşırttı. Yine deniz gergedanı, bugün aldığım kitaba göre deniz gergedanı kuzey kutbunda yaşıyor, Kanada'da veya Grönland'da. Ve orası çok soğuk bir yer, Tolga'nın gittiği yer olarak mantıklı geldi. "Tolga'yla konuştuğunuz başka bir şey var mı?" diye sordum. "Evet var" deyip anlatmaya başladı yönetici ama ondan sonra duyduğum şeylerin Tolga'nın kaybolmasıyla ilgilisi yoktu, Tolga onunla kitap hakkında konuşmuş. Düşündüğümden daha sık yöneticiyle konuşmuş ve bana anlatmadığı rüyayı da ona anlatmış Tolga.

Rüyanın Ekseni Where stories live. Discover now