Sultan Slayer Efvarkar

495 20 11
                                    

Zaman : Ya işte Sultan cadısı Efsun'a geliyo dördüncü sezon ikinci yarıda. Ve Karaca ölmedi çünkü ben öyle istiyorum.

Salonda kimsenin çıtı çıkmıyordu. Karaca sonunda "Ben kahve yapayım o zaman herkese. Nasıl alırsınız?" dedi. Herkes söyledikten sonra Salih yeğenine bakıp "Çok geç kalma." dedi. Karaca ona gülümseyip "Kaçırır mıyım?" dedi ve içeri geçti. Damla "Neyi?" deyince Salih ona baktı. Omzunu silkti. "Efsun'u çok özlemiş de. Onun gelişini."

Cumali kaşlarını çatıp zamanında "Efsun'u öldür." diyen yeğeninin onu özlemiş olabileceğine ihtimal veremezken Sultan ve Saadet sakince oturuyorlardı. Salih, Saadet'e bakıp "Saadet, benim aldığım giysiyi de getirdiniz değil mi?" dedi. Saadet "Ay Salih küçücük kız neden giysin onu?" deyince Salih "Yorumunu sormadım canım, getirdin mi getirmedin mi?" dedi. Saadet başını sallayınca Salih gülümsedi. "İyi."

Beş dakikalık yeni bir sessizliğin ardından yukarıdan bir bağırış yükselmişti. "O kadın be evden gidicek!" Salih istemsizce gülümserken Karaca mutfaktan çıkıp salonun girişine gelmişti. Sırıtıp "Duydun değil mi?" dedi Salih amcasına. Salih başını salladı ve "Hadi kız, kahve taşacak. Yap da getir hemen."

Karaca gene giderken Salih Damla'ya dönüp "Güzel ev bu arada." dedi. Damla ona gülümseyip teşekkür ederken Salih abisinin sert bakışlarını üstünde hissedebiliyordu. Karaca kahveleri dağıtırken Efsun ve Yamaç inmişlerdi aşağıya. Efsun koltuğa oturup "Hoş geldiniz." dedi en kibar sesiyle. Salih kahvesini aldıktan sonra "Hoş bulduk." dedi. Efsun nihayet delici gözlerini Sultan'dan çekip Salih'e baktı. 

İkisi de bakışırken Efsun "Salih?" dedi sorarcasına. "Ya da Vartolu, hang-" derken "Boş ver Salih diyeceğim." diye kesti kendi sözünü. "Tanışamadık bir türlü. Ne kadar bekledim bilemezsin." Salih başını salladı anlayışla. "Ben de. Yamaç senden o kadar bahsediyordu ki..." Efsun gülümseyip "Senden de çok bahsetti. Şu anda da öyle gerçi. Salih de Salih." deyince Salih Yamaç'a bir göz atıp "Öyledir." dedi sessizce. 

Saadet o anı kollayıp tam araya girecekken Efsun elini kaldırıp "Kocanla konuşuyorum şu an Saadet. Bekle." dedi ona dönmeden. Karaca gülümsememek için dudaklarını birbirine bastırırken Salih "Şey... aslında biz size, senle kızına, giysi ve çeyiz falan getirdik herhalde. Yani benim getirdiğim bir tane var, bir de onlar bir şey hazırlamış; bakmadım." dedi. "Oradalar."

Efsun başını sallayıp "Şey Salih benim senin geleceğinden haberim yoktu, şu tanışıp kaynaşma şeyini sonra daha uzun süreli yapacağız. Söz ver." dedi. Salih başını sallayıp kahvesinden bir yudum alırken Efsun Sultan'la Saadet'e döndü sahte gülümsemesiyle. 

"Siz neler getirmiştiniz?" deyince Efsun Saadet hemen "Salih'in dediği gibi çeyiz getirdik. Sana ve kıza. Hepsi el emeği, göz nuru." dedi. Efsun göze batan bir yapmacıklıkla "Ay ay." dedi gülümseyerek ve Sultan'a döndü. "Masal. Bu arada, kızımın adı." Sultan'ın yüzü Efsun'un ona hitap etmesiyle aydınlanırken Efsun "Gerçi siz görmüştünüz onu. Hani beni sokağa attığınız o kış gecesi, karlara." dedi ve elini karnına koyup "Tabi o zamanlar Masal benim karnımdaydı." dedi.

Salih alttan alttan gülerken Karaca açık açık sırıttı. "Amcam, haklıymışsın." Salih başını salladı ve elini uzattı. Karaca iç geçirip cebinden çıkardığı araba anahtarını ona verdi. Salih teşekkür ederken Cumali "Hayırdır?" dedi. Karaca "İddaaya girmiştik de. Efsun bu mevzuyu ne zaman babaannemin yüzüne vurur diye." dedi. "Ben yarım saat dedim, amcam de 'Beş dakika bile duramaz.' dedi. Kazandı." 

Yamaç "Bu konuda neden iddaaya girersiniz ki?" deyince Karaca "Babaannemin birinden laf yiyip diyecek bir şey bulamaması hoşumuza gidiyor." dedi donukça. Efsun kaşlarını çatıp "Neden?" dedi. "O size ne yaptı ki?" 

Çukur One ShotsWhere stories live. Discover now