Yıldızların altında birkaç masal dinlemek ister misin tatlım?
Sana ninni söyleyebilirim.
Kalp atışlarını duyabiliyorum. Heyecanlısın.
Benim kadar olmasa gerek?
Denemeli miyiz?
Boşversene! Bunun için fazla utangaçsın.
⋇⋆✦⋆⋇ ⋇⋆✦⋆⋇ ⋇⋆✦⋆⋇ ⋇⋆✦⋆⋇ ⋇⋆...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Üzerine kalın bir şeyler geçirerek 8 kişilik koğuş odasından çıktın. Boş koridordan çıt çıkmıyordu. Karanlık ve sessizlik, nefret ettiğin iki özellikti.
Koridordan korkak adımlar ile çıkmış ve kendini serin havaya atmıştın. Sanki koğuş daha soğuktu. Galiba yine alışmanız için ısıtıcıları kapatmışlardı. Eh, sana pek zor gelmiyordu, vücut ısını psikolojik olarak ayarlayabilen nadir insanlardandın. Psikolojin düşüncelerine göre kolay şekillenirdi.
"YİAAA! ÇIKTIM! ÇIKTIM! ÇIKTIM! "
Bağırdığını anlayınca ise ellerinle ağzını kapatmış ve gözlerini yummuştun. Etraftan çıt çıkmıyordu. Ah! Bir dakika,adım sesleri geliyordu kulağına.
Adım sesleri...
Hızlıca şapkanı taktın ve hemen yanındaki atış poliganının arkasına geçtin.
Ancak fışşş... Yanından geçen ok seni korkutmuş ve sıçratmıştı.
"Bir bülbül buldum sanırım, hop kaçırmışım"
Kafanı hafif sağa yatırmış ve oku atana bakmıştın. Ah! Tam adamına yakalanmıştın. Erwin Smith...
"Yani, bende ki şans küçük kızın gölgesini yakalamaya çalışması gibi! Ne var yani bir kere ben kurnazlık yapsam?! Tam şeysi yani, bu adamın burda ne işi var hem gece gece ! -2:34-
Çoktan kendi kendine homurdanmaya başlamıştın.
"Orda ötme de buraya gelme yavru bülbül"
Oflaya puflaya yanına adımlamıştın. Bir işi de güzel yapabilseydin keşke!
Yanına vardığından asker selamı vermiş ve aynı pozisyonda durmuştun. Erwin sinir bozucu olabilirdi ama başlı başına eğitiminizden sorumlu olan askerdi. Kısaca saygı duymanız gereken biriydi.
"Rahat ol asker"
Onayla başındaki elini indirdin. Derin bir nefes aldın. Acil bahane üüretmen lazımdı. Hemde çok acil.
"Gece gece dışarda ne işin var asker? Hatırladığıma göre gece nöbetini sen tutmuyordun?"
"Şey, şey... Ses duydum! Hah! Evet, evet ses duydum o yüzden dışarı çıktım! "
"Asker... Güvenlik tellerinden kuş bile uçamaz ne sesi duydun? "
"P-peki siz neden dışardasınız?! "
Aferin [Y/N]! Sıçmış sıvamış, komutanına hesap sormuştun! Bakalım şimdi nasıl kurtulcaktın.
Bu dediğinle ise Erwin'in dudaklarında küçük bir gülümseme peydah olmuştu. Kafasını iki yana sallayarak sana onaylamaz bakışlar attı.
"Komutana hesap sorma ha? Sanırım Levi'ı çağırsam iyi olur"
Levi ismini duyar duymaz tüylerin diken diken olmuştu. O adam resmen manyaktı, takıktı. Taktı mı bırakmazdı!
"Komutanım valla ağzımdan kaçtı! Yoksa ben yapar mıyım öyle şey hiç?! Lütfen affedin! Bir daha asla olmaz! Ne ceza verirseniz bana makbuldür! Levi Komutan hariç! "
"Şşh! Bağırma, koğuştakiler uyanacak! "
Mahcupça 90° eğilmiş ve özür dilemiştin.
Ne olacaktı bu senin şanssızlığın!?
"Cezanı da... Birlikte çarşı iznine giderken düşünürüz. Şimdi koğuşa dön"
"Yuh"
Ağzından çıkan kelimeyle hızla asker selamı verek koğuşa döndün. İçinde tarif edilemez bir duygu vardı.
Sanki... Sanki tüm tatlıları karıştırmışlardı da onu yemişsin gibi. Miden kasılıyordu.
Bu gece kesinlikle uyku tutmazdı seni!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
