Hadi Bi Dudak Bi Yanak Yolla

3.7K 197 93
                                    

Selamm, bikaç bir şey yazıcam. Okumanızı isterim. Öncelikle fici yazarken gerçekten eğlenerek yazıyorum bu yüzden aklımda hiç yarım bırakıp gitmek yok ama tek istediğim okunmalar kadar oy ve yorumların da iyi olması. 2 hafta içinde 1600 okunma artışı oldu, şaşırdım ve çok mutlu oldum ama üzüldüğüm nokta oylar ve yorumların azlığı dediğim gibi.

Kitapta sevmediğiniz bir nokta olursa, şöyle olsa daha iyi dediğiniz yer varsa bana yazabilirsiniz mutlu olurum ve ona göre ilerlerim. Ama eğer beğeniyorsanız da oy vermenizi, okurken içinizden geçenleri yazmanızı çok isterim, böylece emeğimin karşılığını daha iyi almış gibi hissediyorum.

Diyeceklerim bu kadardı. Şimdiii iyi okumalar <3

____________

Jungkook'un kalbi deli gibi atıyordu şimdi. Karşısında bir afet gelmiş, seni seviyorum diyordu, elbette dili tutulacaktı. Tabii bu dil tutulmasını biraz abartmış olacaktı ki Jimin endişelenmeye, korktuğunun başına geldiğini düşünmeye başlıyordu. Onun kendisini sevmediğini düşünecekti ki Jungkook girdiği transtan çıktı.

Yüzündeki şaşkın ifade yerini büyük bir gülümsemeye bıraktı. Tuttuğu minik elleri daha sıkı kavramaya başladı,bir yandan da okşuyordu. Jimin Jungkook'un yüzündeki gülümsemenin verdiği rahatlıkla derin nefesler alırken, diğeri tuttuğu elleri inceliyor, minikliğine içi giderken yapmak istediği şeyi fazla düşünmedi. Jimin'in yumuşak ellerini kendi büyük elleri arasında yüzüne yaklaştırıp kokladı önce, gözleri kapalı sanki dünya üzerindeki en güzel şeyi kokluyor gibiydi. Sonra elini dudaklarına götürüp avcunun içini öptü, yetmedi bir daha, bir daha ve birkaç kere daha...

Kendinden geçmiş gibiydi Jungkook. Nasıl böyle güzel olabilir bir koku, nasıl böyle bebek gibi olabilir bir insan? Bu kadar kısa sürede nasıl aşık edebilir kendisine?

Sonunda Jungkook gözlerini açıp da karşısındakine baktığında onun da kendisinden bir farkı olmadığını görünce gülmeden edemedi, ikimiz de çok aşığız.

Oturduğu sandalyeden kalktı, ellerini ayırmadan. Jimin de hareketlenmeyi hissedince gözlerini açıp ayaklanan Jungkook'a baktı. Hala ondan bir şey duymamış olsa da biliyordu artık, o da seviyordu.

O da ayağa kalkması gerektiğini anlayınca ayaklandı, tam Jungkook'un önündeydi şimdi ve aralarında da az bir mesafe vardı artık.

'' Jimin.. '' tek eli Jimin'in yanağına çıkıp, baş parmağıyla elmacık kemiğini okşamaya başladı. Jimin gözlerini kapatmamak için zor dirense de tuttu kendini, karşısındaki adamın gözleri çok daha ilgi çekiciydi. Yıldız gibi parlayan gözleri.

Jungkook bir şey söylemek için ağzını açıyor, sonra geri kapatıyordu. Sonra birden Jimin'i kendine çekip ellerini beline sardı, hızlı hızlı nefes alıp veriyordu. Nefesleri arasından kesik sesi duyuldu.

'' Heyecanlandım'' Jimin duyduğu şeyle kıkırdayıp kendisini sıkı sıkıya kavramış Jungkook'un boynuna kollarını sarıp iyice çekti kendine. Hala gülüyordu Jimin, Jungkook çok tatlı görünmüştü böyle gözüne, heyecandan seni seviyorum bile diyemeyişi çok tatlıydı.

Jungkook'un yüzü kızarırken utançtan, Jimin'in kendisine hala gülüyor oluşu daha da utandırıyordu onu.

'' Hey! Gülme. Komik değil! '' tatlı bir sinirle söyleyince Jimin tutamadı kendini kolları arasındaki bedenin kulaklarına en güzel kahkahayı bıraktı. Bu güzel ses Jungkook'un aklını başından almaya yeterdi aslında ama daha yeni kavuşmuştu sevdiği çocuğa, o yüzden aklına mukayet olmaya çalıştı.

How To Have Sex ~ JikookWhere stories live. Discover now