CLUB-jenlisa-chaesoo +18

The Lisa

Gözlerimi açmaya çalışıyordum ve açtığım zaman ışık beni rahatsız etmişti. Gözlerim ışığa alışana kadar bir kaç saniye geçmişti ve hızlıca kakmak için hamle yapmıştım ki belime keskin bir ağrı girmişti. Lanet olsun bu da ne. Etrafa bakınırken jisoonun evinde olduğumu anladım. Jennie nerdeydi. Kapı açılıp içeriye rosie girmişti. Bana sarılmıştı hızla. Korkuyordu anlamıştım. 

'Jennie nerde'

 demiştim sesim zar zor çıkıyordu. 

'jen içeride uzanıyor başında beklediği için yorgun'

 diyip ellerimi tutmuştu. Canım yanıyordu sanki bütün bedenimde ağır ağrılar vardı. Bacaklarımı kendime çektiğim zaman diz kapaklarım acımıştı. Yavaşça doğrulup rosieye 

'jennieyi getir' 

demiştim. Rosie odadan çıkıp 10 dakika sonra geri gelmişti. Jennie de yanındaydı. Bana bakıyordu birden üstüme atlamıştı. Sarılmıştı boynuna gömülüp koklamıştım. 

'sana asla sarılamam sandım' demişti.

 dediği cümle gözlerimden yaş akması için yeterliydi. sağ yanağımdan bir göz yaşı süzülmüştü. saçlarını sevmiştim. geri çekilip gözlerine bakıyordum 

' seni çok seviyorum, daha fazla kavga istemiyorum savaş bitsin'

 demiştim. düşündüğüm şey tam olarak buydu orada onların elinde ölümü beklerken aklımda olan tek şey Jennie olmuştu. Kızlar bir şekilde başlarının çaresine bakarlardı.  jisoo bir ajandı , rosie ise benim gibi güçlü bir lider ve aynı zamanda aynı kudrete sahipti. Ama jennie ben yokken oldukça açık bir hedefti kendinİ korumaya yetecek gücü yoktu.Neyse ki sağ salim dönebilmiştim ve kollarımdaydı. sahiden o sağlıklı mıydı. gözlerim bedeninde gezmişti. gülümsemişti 

'hadi ama yaramazlık mı istiyorsun' demesi ile şaşırmıştım.'

 sadece yaran var mı diye bakmıştım. heyy  sen sen kilo mu verdin daha da bir zayıfsın.'

 dememle kahkaha atmıştı.

' rosieye benzemem gerekti de ne yoksa beğenmedin mi' 

şaşırmıştım neden rosie ile benzemeleri gerekmişti. ben bunu anlamaya çalışırken rosie topuklularını  tıkırdatarak içeri girmişti peşinden de jisoo ona eşlik etmişti. yüzlerinde ki  kocaman gülümseme içimi ısıtmıştı kızlarım bir arada ve çok mutlulardı. başka ne isteyebilirdim ki.

 ' rosieee saçlarına noldu kahve rengi hattaaa siyah olmuşsun'

 şok olmuş şekilde saçlarına bakıyordum onun için saçları çok önemliydi asla sarıdan vazgeçmezdi.

'jennie olmam gerekti bir süreliğine, sen yokken onu korumam lazımdı bende iki tane jennie olursa bulmaları zor olur diye düşündüm' diyip gülmüştü.

 ' şakasınız ahahahahh çok güzel taktik.

 ' jisooya dönmüştüm

' seni oraya çağırmam için ses kaydı aldılar çok özür dilerim ' 

diyip ellerini tutmuştum.

 ' sence ben onun sahte olduğunu anlamadım mı tabi ki miss korea olduğum kadar zekiyim de'

 diyip etrafında dönmüştü.

' tabi o yüzden oraya kadar tek başına beni takip ettin dimi. ya gerçekten onlara ihanet hatta sana karıma iha-'

 diyememişti çünkü jisoo onu öpmüştü. kafamı çevirip karıma uzanıp öpmüştüm. alıştığım tadı her zamanki gibiydi. çok özlediğimi fark etmem uzun sürmemişti 

'evet anlatın hadi ' deyip yerleşmeleri için elimle yatağı göstermiştim. rosie oturduktan sonra konuşmaya başlamıştı 

'beni hain sandılar ama o gün sen vurulduktan sonra sıra bana gelmişti benden de jennieyi ortadan kaldırmam istendi bende onun yanına o gün gidip saçma sapan bir kavga edip onu vurmak zorunda kaldım çünkü eğer ben gidersem jennie ve jisoo net bir şekilde ölecekti onu ölümcül olmayan bir kurşunla vurup hayatta bırakmak daha mantıklı geldi.

' demesiyle ayağa kalkmıştım. ileri geri yürüyordum ' 

sonrasında onu alıp götürdüler ve sıra jisooya gelmişti onu temizleme kısmını uzattıkça uzattım ve sonunda jenneiyi bulup kaçarken yakaladım o bana inanmasa da ben kurtarıp güvenli yere aktardım . gerçi ben olmasam da o bir gemi adamı benden önce öldürmüştü'

 demediyle jennieye dönüp

 'işte benim karım asla yenilmez ' diyip gülmüştüm.

 utanmıştı rosie devam etmişti

' sonrasında jisoo beni yakalamaya çalıştıkça açık verdim inandırıcı olmam lazımdı çünkü. ufak bir anlaşma ile jennieyi verip se-'

 duyduğum şeyle rosieye buz gibi bakıp yaklaşmıştım ki konuşmaya başladı

' ben gidicektim o yüzden saçım değişti.' 

demişti. o an anlamıştım 

' akıllıca eee' ' eesi soyaaa hanım planı patlattı ve biz seni ölü teslim aldık sandık ancak nasıl olduysa canlı al-'

 dışarıdan gelen adım sesleri ile rosie silah çekmişti jisoonun belinde ki silahın birini kapıp kapıya öne geçmiştim. kızlarla bakışıyordu. kapı kulpu yavaş hareketle açıldığında içeri tanıdık bir parfüm dolmuştu chan gelmişti. geri çekilip omzuna vurmuştum.

' lan niye kapıyı çalmıyorsun pislik'  kahkaha atmıştı

 ' noldu korkusuz kraliçe korktun mu'

 diyip yanağımdan makas almıştı. geri adım atıp yatağa geçip konuşmasını beklemiştim.

' kızlar yardım lazım felix hala onlarla beraber' 

demesiyle fırlamıştım.

' ne demek hala onlarla beraber neden almadın ben neden hiç gö-'

 birden durmuştum.

 ' chan felix öldü mü '

 chan bana bakıyordu. 

' bilmiyorum eğer  öldüyse de ona ulaşmam lazım.' 

demesiyle kalkmıştım. jisoonun çalışma odasına girip masaya oturmuştum.

' mekanın planını istiyorum bu arada sunmi nerde ' 

dememle jennie masaya vurmuştu.

' onun yüzünden bu haldeyiz hala onu mu korumak istiyorsun gerçekten.  öldü o çatışma sırasında yada kayıp' 

demesiyle bocalamıştım. ' o olmadan babasının zayıf yönlerini nasıl bulucaz güzelim.' 

dememle dışarıdan araba sesi ve silah sesleri yükselmişti. ' siktir gene başlıyoruz bir huzur yok ' diyip silahıma sarılmıştım.

helloooo bölüm nasıl