17

1.2K 123 128
                                    

Bazı anlar oluyordu.
Bazı fark edişler. Bazı kırılışlar ve inceldiği yerden koparsaydım keşke dediğim bağlar...
Neden hudutlarımı açtım ve göğüs kafesime sızmasına izin verdim, diye soruyordum kendime.

Bütün ışıklara karşı gelsin istedim yaktığım bir mum... Ancak hep mi karşılaşmak zorundaydım alevini söndüren sert rüzgârla ?

Komik olma Chaeyoung...

Kapıyı açtığımda karşımda gördüğüm yüz en azından bugünlüğüne görmeyi tercih etmediğim yüzün ta kendisiydi.

Yüz ifademi görünce dudaklarına kazınmış gülümsemesi solmuş, gözlerindeki parlak galaksiler usulca titremişti.

O an aklımdan kapıyı yüzüne kapatıvermenin hayali geçse de bunu yapamamıştım.
Her şeyden önce kendimde bu hakkı nasıl bulacaktım?

"İyi misin Chaeyoung?" Benim aksime daha girişkendi o ve araladığım kapının pervazına hızlıca erişmişti bile.

Kafamı hafifçe salladım ve elimle perçemlerimi geriye doğru attım.
"İyiyim... sadece mutfakta işleri biraz karıştırdım sen de tam onun üstüne geldin."

"Ah anlıyorum" diye mırıldandığında cevabıma tam olarak inanmadığını hissettim.

Onun yaklaşmasıyla aramızdaki mesafenin birkaç karışlık mesafeden fazla olmamasına gerilmek yerine kapıyı genişçe araladım ve içeri geçmesine izin verdim.

"istersen sen geçip içeriye otur ben de hızlıca mutfağı toparlayayım."

Adımlarımı ona tekrar bir bakış atmadan mutfağa yönlendirdiğimde dediğimi yapmak yerine peşimden geldiğini fark ettim.
Tam olarak Jungkook'luk bir hareketti.

"Oo ne oldu burada?"

Yüzüme yerleşen samimiyetsiz gülümsemeyi göstermemeyi tercih ederek temizlik çekmecesinden bir bez alıp kirlenen tezgahı temizlemeye başladım.

"Çekimde yapacağım cheesecake için deneme yapıyordum ama yumurtalardan birinin kabuğu da karıştı içine. Sonra da olan oldu zaten."

Elimdeki bezi açtığım suyun altına tutarken kalçasını tezgaha yaslamış Jungkook'tan tarafa bir bakış attım.

Dikkatli bakışları üzerimdeydi, ta ki şu ana kadar varlığını fark etmediğim elindeki paketi bana uzatana kadar.

"Sana tatlı almıştım aslında ,tatlı yaptığından haberim yoktu tabii."

Kaşlarım havalandı. "Öyle mi?"

Kafasını salladı. "Çikolata kaplı çilek seviyorsun değil mi?"

Bir kez daha benimle ilgili bir konuda doğru tahmin.

"Evet severim... kahve yapayım mı o zaman?"

Dayandığı yerden çekilerek elindeki paketi tezgaha bıraktı.
"Hmm istersen önce yapmak istediğin tarifi tekrarlayabiliriz? Ben de yardımcı olurum..."

Kafamı iki yana salladım. "Gerçekten gerek yok bunun için yorgunsundur zaten."

Beni taklit ederek kafasını iki yana salladı o da.
"Hatta" dedi "geçen gün Jin hyung'dan öğrendiğim tarifi öğreteceğim sana."

Üstündeki oversize kot ceketi çıkardı ve bar taburelerden birinin üstüne bıraktı.
Hâlâ sabit durduğum lavaboya yan tarafımdan eğilerek ellerini yıkadıktan sonra bana döndü ve "önlüğünü ödünç almamda sakınca var mı?" diye sordu.

Kafamı iki yana sallayıp kuşağını çözmek için belime uzandığımda düğüme evrilen bağı çözmeye çalışan parmaklarımın arasına karıştı yardımcı olmak için uzanan parmakları...

Seoul mate / RoséKook Where stories live. Discover now