"Jungkookie, Jung-kook-ie."
Yanağımda hissettiğim temasla kaşlarım hafif çatılır gözlerim saniyelik aralanır gibi olurken derin bir nefes alıp karnımın üzerindeki kola daha çok sarıldım ve burnumu kırıştırıp dudaklarımı büzdüm. Bununla beraber kulağıma boğuk bir kıkırtı dolarken yutkundum.
"Bebeğim, uyansana artık."
Yanağıma vuran sıcak nefeslerle burun ucunu yanağımda gezdirdiğini anlamıştım ama bu sözünden sonra yumuşacık dudaklarının baskısı aldı burnunun yerini. Yanağımda dolanıp minik öpücükler konduran dudakları hiç durmazken gözlerim tam açılıp birkaç saniye sonra gözüme vuran ışıkla geri kapandı.
Kaşlarımı çatıp sırtımı verdiğim göğsüne doğru bedenimle dönerken karnımın üzerinden sarkan koluna sardığım kollarımı ayırıp birini çıplak göğsüne koyup birini de sırtına koydum ve onu kendime çekerken yüzümü kaslı göğsüne gömüp kalbinin üzerine kondurduğum ufacık bir öpücük sonrası gözlerimi yine uyumak için tekrardan kapattım.
Bu halime kıkırdadığını duydum ve bu sefer de saçlarım arasında dudaklarını burnunu hissederken yine derin bir nefes alıp belime sarılan eliyle uyumama izin versin diye göğsüne yapabildiğim kadar dişlerimi sürttüm. Birkaç saniye durdu, ardından sol kolunun dirseğiyle yataktan destek alarak elini kafasına yasladığında oluşan boşluktan dolayı yine gözüme ulaşan ışıkla dudaklarımı büzerek yüzümü buruşturdum ve hafif kafamı çekerek tek gözüm açık alttan ona baktım.
Yüzündeki hafiften dişlerini gösteren yarım sırıtma ve dağılmış saçlarıyla beni inceliyordu. Hem uykulu olduğumdan hem de ilk uyandığında bile seksi bir sevgiliye sahip olduğumdan ağlamaklı sesler çıkartıp bir kez daha gömdüm kafamı boynuna. Bu halime yine kıkırdarken birkaç saniyede beni bedeninin üzerine çekti ve çenem iki göğsü arasında dururken açtığım gözlerimle hala sırıtan onun iki yastık üzerine koyduğundan yüksek olan yüzünü inceliyordum.
Elleri belimin iki yanından üzerine uzanmış parmak uçları bel oyuntuma doğru birleşmişti. Ellerim kaburgalarının iki yanından kasılan kollarından dolayı ortaya çıkan kaslarına tutunurken bacaklarımı bacakları arasına koydum.
Dün gece inmişti jetimiz ve iner inmez bizimkilerin kaldığı Yoongi'nin villasına gitmek yerine Taehyung liseden mezun olduğunda babasının ona hediye olarak aldığı evine gelmiştik. Birkaç ünlü oyuncunun kaldığını bildiğim lüks bir rezidansın en üst iki katıydı ve kocamandı gerçekten. Kaldığımız odası ise evin ikinci katını kaplıyordu. Üç yanımız ve tavan da dışarıdan görünmeyen camlarla kaplıydı. Tüm şehir ayaklarımızın altındayken eşsiz bir manzara sunuyordu. Odanın tam ortasındaki kocaman yatakta gözlerimi açtığımda çarşafların beyazlığı ve havanın güzelliği de ayrı bir güzel gelmişti gözüme.
Hele de Taehyung'la böyle bir yerde uyanmak. Hoş, sadece Taehyung bile her şeye bedeldi ya gözümde.
"Uykucu. Dokuz saattir uyuyorsun acıkmadın mı hiç?"
Gözlerimi kapatarak sırıttığımda derin bir nefes alıp kafamı kaldırdım ve yine öpücük kondurdum esmer sert göğsüne. Bu sefer daha derin ve birkaç seferdi.
"Günaydın boo."
İnce bir tişörtün olduğu belimdeki elleri tişörtü sıyırarak çıplak belime temas ederken çenemi eski pozisyonuna getirip onu izlemeye başladım.
Yüzünü yarısına güneş vururken siyah saçları parlıyor, kusursuz yüzündeki birkaç siyah nokta gibi kusur ufaktan gözüme çalıyordu. Kahverengi gözleri ışığın etkisiyle daha da açık renkli dururken dolgun dudakları daha bir dolgun ve kırmızıydı. Yeni yeni çıkan sakalları minicik parlarken esmer teni pürüzsüzce bedenimin altındaydı işte. Yutkundum. Yeni uyanmamış olsaydım çoktan yapışmıştım ya o dudaklara.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
oh no boy |taekook ✔️
FanfictionJeon Jungkook'un eski sevgilisi, yeni sevgilisi Kim Taehyung'a onun çıplak fotoğraflarını göstermişti. text, düz, for, @vantesiel