41

71.4K 4.3K 6.1K
                                    

ONB is back lan back!!
Çok özlemişim yazmayı umarım siz de okumayı ve yorum yapmayı özlemişsinizdir :')
Hak ediyorum biliyorum ama umarım unutmuşum tarzı yorumlar görmem :')
Lütfen birkaç bölüm okuyup gelin öyle bir durum varsa..
Bunun dışında bir sürü yorumunuzu bekliyorum çünkü onb yazmayı çok sevsem bile çoğunluklu isteğimi yorumlar oluşturuyor.
Love u iyi okumalar muck muck!!



"Hadi ama Jeon, yine bekletiyorsun beni. Bir de bana hızlı gel diyordun."

"Hemen kollarını aç! Hemen!"

Kıkırdayarak merdivenleri hızla inerken telefonu kapatıp mavi kotumun arkasına sıkıştırdım ve evin kapısı açıp çıktığım gibi kapatırken hala aptal gibi gülmeye devam ettim.

Karşımda kollarını açmış Taehyung'un beni gördüğü gibi sırıtması büyürken ben de kıkırdayarak ona koşmaya başladım. Ne yapacağımı anlamış olmalı ki biraz eğildi, ben de aramızda bir adım kaldığı gibi kucağına zıpladım. Kolları hızla belime dolanıp bedenini dik hale getirirken havada sallanan ayaklarım ve boynuna doladığım kollarımla etrafında ufak bir tur attı.

"Koca bebek. Özledin mi beni?"

Mırıltısı kulağıma ulaşırken kafamı çevirip kulağına minik bir ısırık bıraktım. Bu hareketimle afallayıp ağzından minik bir inleme kaçırırken kollarım arasından kafasını bana çevirip bakmaya başladı. Hala otuz iki diş gülüşümle üstten ona bakarken gözleri kısıldı, elleri belimde daha da sıklaştığı gibi etrafında hızla dönmeye başladı.

Kahkaham havaya yayılıp ona biraz daha sarılmaya çalışırken alttan yarım ağız sırıtışı ve hayran bakışlarıyla beni izliyordu.

Çok seviyordum. Tanrı şahit Taehyung'u çok seviyordum ben. Onun bana olan bakışlarını, dokunuşlarını, sırıtışından bile belli ettiği sevgisini çok seviyordum. Beni kucağına alarak döndürmesiyle bile en mutlu insan yaptığı için çok seviyordum. Benim olduğu için, birbirimizle var olduğumuz için çok seviyordum ve bu sevgim tükenecek gibi durmuyordu.

"Dur! Düşeceğiz! Taehyung dur!"

Gülüşlerim arasından kafamı geriye eğerek bağırmamla yavaşladı, etrafında dönmeyi bıraktı ama beni kucağından indirmedi. Ben de bunu fırsat bilip ayaklarımı beline doladım. Elleriyle beni hoplatıp daha rahat bir pozisyon almamı sağladığında yutkunup eğdiğim kafamla ona baktım yine.

Çok yakışıklıydı, çok güzeldi. Sürekli onu izlemek istiyordum. Bıkmadan usanmadan sabahlara, sabahlar bittikten sonra gecelere kadar.

"Düşmene izin vermem."

Gülümsedim. Vermezdi tabii. Ellerim yavaşça yüzüne kaydı, yanaklarını kavrayıp kapanan gözlerimle burunlarımızı birbirine sürtmeye başladım. Çok değil birkaç saniye sonra dudaklarını dudaklarıma itti. Dudaklarımız birbiri üzerinde öylesine dinlenirken derin bir nefes aldım.

Tamam. Konu Taehyung olduğunda tam şu an olduğu gibi sosyal hayatımız düşüneceğim en son şeydi. O varken ne kalabalığa ne başkasına ihtiyacım vardı. Hatta şu an bizimkilerin yanına gitmek yerinle onunla odamda pineklemeyi tercih ederdim. Onun da bunu tercih edeceğine emindim ama gitmezsek bizimkilerin dilinden de kurtulamazdık. Çok da kafaya takacağım bir olay değildi ama uğraşmak da istemiyordum.

Dudaklarımızı ayırdım, ufak sırıtışı parlayan gözlerine dayanamadım ve dudaklarını büzüp kaşlarımı kaldırarak yüzüne eğildim. Buna artık alışmış olmalı ki gözlerini kapattı. Çift göz kapağı olan gözüne dudaklarımı bastırdığımda güldüğünü gerilen gözünden anladım.

oh no boy |taekook ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin