45 -final-

34.1K 2.3K 1.5K
                                    

"Sence ne yapmayalım?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Sence ne yapmayalım?"

Mutfaktaki adanın üzerinde akşam için atıştırmalıkları dikkatle hazırlarken bir yandan da karşımda oturup masaya yasladığı dirsekleriyle çenesini ellerine koyan Jimin'i dinliyordum.

"Bence..."

Olaya gelirsek eğer, Yoongi Jimin'e yemeğe çıkalım ve adam akıllı konuşalım diye bir teklifte bulunmuş. Jimin'se kabul edip etmemek de kararsızdı ama şu karşımdaki haliyle bile anlayabilirdim ki bence fazlasıyla kabul etmek etmek istiyordu. Bana sorması falan ayarlı yani.

"Kabul etmelisin."

Omuzlarımı silkip hazırladığım çilek tabağını bırakmış ve ona bakmıştım. Dudaklarını büzmüş yavru köpek bakışlarıyla bana bakıyordu o da.

"Neden?"

Neden mi? Alayla gülüp kafamı iki yana salladım ve yıkadığım çileğin suyu diğer parmaklarıma bulaşıp kaşındırırken bunu göz ardı ederek uçlarını koparmaya geri döndüm ve yeniden konuştum.

"Çünkü onu seviyorsun. Baya baya seviyorsun. Ve asıl ben neden bu kadar naz yaptığını anlamıyorum? Ben Taehyung'a bu kadar naz yapmadım."

Gözlerini devirip özenle hazırladığım çileklere uzandı ve saniyesinde eline yediği şaplakla geri çekilip kötü bakışlarımı kazandı. "Sevgilime hazırlıyorum dokunma."

"Görmemişin sevgilisi olmuş.. neyse. Elimde değil! İstemsizce ters davranıyorum resmen ya. Eriyip gidiyorum yanında ama bana baktığı an göz deviriyorum! İstemiyorum böyle yapmak soğuyacak benden."

Tamam, heyecanlanıyordu ve nasıl tepki vereceğini bilemiyordu aptal arkadaşım. Çok mu tanıdıktı ne?

"Öncelikle, soğumaz. Nerden bildiğimi sorma. İkinci olaraksa heyecanlanıyorsun. Bunu aşmaya bak ve gerekirse ona da söyle. Boşu boşuna zaman kaybediyorsunuz."

Jimin sahte bir ağlama numarasıyla yüzünü sıvazlarken biten çileklerle etrafıma baktım. Başka ne yapacaktım? Bir sürü meyve hazırlamıştım. Birkaç tane de aperitif tarzı vardı. Eh, içkiyi de Taehyung getircekti zaten. Sanırım sadece benim hazırlanmam ve Jimin'i evden def etmem kalmıştı.

"Kalk çabuk, gidiyorsun. Bak Jen'e sabahtan gitti. Sen de gelmiş ağlıyorsun."

Bana ters ters baktığında dudaklarımı birbirine bastırıp gülmeden arkamı döndüm ve ellerimi yıkamaya başladım. Hava da kararmıştı. Ne zaman gelirdi acaba? Aslında dokuz gibi demiştik ve saat yedi buçuktu. Şimdi gelse de olurdu ama hayır, daha bunları taşıyacaktım.

"Niye gidiyorum Jungkook? Sevgilinle rahat rahat sikiş diye mi?"

Kuruladığım ellerimle gözlerimi kısıp kınarcasına baktım ona. Çoktan hazırdı gidecekti ama beni sinir etmeye çalışıyordu.

oh no boy |taekook ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin