Bölüm 30

1.5K 192 45
                                    

(Arka arkaya bölümler attığım zaman sorunlar oluyo o yüzden LÜTFEN önceki bölümleri okuyup okumadığınızdan emin şekilde devam edin. İyi okumalar!~)

---------

Evlerinden ayrılan aile arkalarından tüm kapıları kilitlediğinden ve bütün önemli eşyaları yanlarına aldığından emin oldu. Buradan ayrılmak aslında tehlikeliydi ama kalıp saldırıya uğramak daha da tehlikeli olacaktı. 

Hyunjin ve Jeongin yolu bilen tek üyeler olduğu için yolu gösterirken Minho hamile eşiyle birlikte ortada gidiyordu. Felix ve Seungmin de en arkada onları korumaya hazır olan vampir eşleriyle birlikte yürüyordu. 

İnsanlara göre hızlılardı ama vampirlere göre yavaşlardı çünkü Jisung'un karnındaki yük bu hızı kullanmasını engelliyordu.

Herkes şakalaşarak eğleniyordu ama bir yandan da Sokak Canavarlarına karşı tetiktelerdi. Hatta adaya doğru yürürlerken Felix bir şeyler hissetmişti.

Üstünde hissettiği gözlerden dolayı etrafına baktı ve birilerinin onları ağaçların üstünden izlediğini fark etti. Karanlık figürün kırmızı gözleri açıkça bu kişinin bir vampir olduğunu gösteriyordu, yüksek ihtimalle de Sokak Canavarlarından biriydi.

Eşinin sinirlendiğini hisseden Changbin ona baktı, bu sırada Felix de Minho ve Jisung'a sesleniyordu.

''Siz bir süre önden gidin olur mu? Tuvaletim geldi de, ben size yetişirim hemen''

''Seni bekleyebiliriz biliyorsun değil mi?'' dedi Jisung.

''Yok yok! Tehlikeli falan olduğunu düşünüyorsanız Changbin de benimle kalabilir hatta'' dedi Felix eşinin her türlü yanında kalacağını bilerek.

Bir süre bunu konuştuktan sonra Changbin ve Felix'in gruba sonradan yetişmesi konusunda anlaştılar çünkü Jisung dışında herkes aslında neler olacağını biliyordu.

Sonuçta Felix bir avcıydı ve hayatının çoğunu vampir öldürerek geçirmişti. Dolayısıyla soyunu kurutan Sokak Canavarları pisliklerinden daha fazlasını öldürmeyi de bütün kalbiyle istiyordu.

Diğer üyeler önden gider gitmez Felix arkasını döndü ve siluete doğru koşmaya başladı. Yabancı da aniden hızlandı ama kaçmıyordu, tam tersine Omegaya saldıracaktı ama yeterince hızlı davranamadı.

Felix eğilerek yabancının yumruğunu atlatırken sırıttı ''Çok yavaş. Kaybettin.''

Omega eğilir eğilmez Changbin ışık hızında diğer vampire koştu ve elini tertemiz şekilde boynundan geçirdi. Basit bir av.

Çift toparlanırken cesetten kalan tek şey kül, kıyafetleri ve her zamanki gibi kolyesiydi.

Felix güldü ''Bu çok eğlenceliydi! Minho ve Jisung bizi durdurduğundan beri birilerini öldürmeyi özlemiştim!''

Changbin eşini bir anda kendine çekince Omega buna şaşırdı ama en azından birbirilerine çok yakın oldukları için sesini çıkarmadı.

''Bir şeyler yapmak istediğinde en azından bana ne olduğunu önceden haber ver Lix'' diye azarladı Changbin doğrudan gencin gözlerine bakarak.

''Ne yapacağımı hissettiğine emindim. Sana güveniyorum Binnie'' 

Changbin buna bir karşılık verecekti ama yeterince hızlı düşünemedi. Felix çoktan ona doğru eğilip dudaklarına saldırmıştı ve gözleri hafiften parlamaya başlamıştı.

Vampirin elleri bir anda gencin bütün vücudunda gezmeye başladı ve Felix hafifçe inledi ama daha ileri gidemeyeceklerini biliyorlardı. Dikkatli olmalı ve diğerlerine bir an önce yetişmeleri gerekiyordu.

Ayrıldıklarında Changbin kızarmış ve saçları dağılmış olan eşine bakıp sırıttı ''Konuyu başarılı şekilde değiştirdin, ama yine de kendini durduk yere tehlikeye atma yavrum. Zarar görmeni istemiyorum'' dedi gencin saçlarını düzelterek ''Hadi gidelim şimdi''

Felix büyüğü onaylayınca Changbin onu kollarına aldı ve vampir hızıyla grubun kalanına hemen yetişmelerini sağladı. Şanslarına kimse hiçbir şey sormamıştı.

Yol üstünde her mola verdiklerinde Minho, Chan, Changbin veya Hyunjin herhangi bir tehlikeye karşı etrafı kolaçan ediyordu. Şimdilik daha fazla saldırıya uğramayacak gibilerdi.

---

''Kaç tane öldürdüler?'' diye sordu gizemli adam.

''6 falan. Güçlüler ve sürekli olarak tetikteler'' dedi asistanı.

''Rütbeleri ne?''

''Emin değiliz ama şimdiye kadar bütün vampirlerimizi kolayca öldürdüler, yani yüksek ihtimalle Alfalar'' 

Adam yumruğunu sinirle masaya vurduğunda asistanı korkup kekeledi ''A-ama bir şey daha var''

''Ne? Söyle hemen!'' diye bağırdı patronu.

''E-eğer yanılmıyorsak... bir tanesi h-hamile''

Adam buna pis pis sırıttı ''Demek hamile biri var'' sonra da ayağa kalktı ''Pekala, o yavruyu istiyorum. Çocuk doğana kadar onlara saldırmayın. Sonrasında anneyi de, bebeği de, diğer kurtları da burada istiyorum''

''Evet efendim!'' dedi asistan eğilerek.

''Canlı olsunlar.''

Son Kurtlar -Stray Kids Omegaverse/Vampire AU-Donde viven las historias. Descúbrelo ahora