Episode 2 : Unknown Sound

4.2K 547 945
                                    

lütfen yorum bırakmayı unutmayın ♡

|İkinci Bölüm : Bilinmeyen Ses

“Bana gel.”

Derin ve huzuru hecelerinde teker teker barındıran hoş ses kulaklarına dolduğunda Taehyung gözlerini araladı ve kendisini bir karanlığın içerisinde buldu. Telaşla başını bir sağa, sola ve tekrar sağa çevirdi nerede olduğuna anlam verebilmek için ancak gözlerinin erişebildiği tek şey koskoca bir karanlıktan ibaretti. Dumura uğramış bedeni siyah boşluğun ortasında dört dönmeye başlamışken soluklarının hızlanışını, kalbinin kulaklarında atıyormuş gibi hissettirmeye başlamasını bedeninin her hücresinde hissetmişti.

“Taehyung.”

Aynı ses, daha derin bir tonda adını söylediğinde genç omega olduğu yerde durdu ve başını önüne eğdi. Bu sese karşı itaat etmek isteyen yanı o kadar baskındı ki neredeyse dizleri üzerinde çökecekti. Vücudu sabit kaldığında iki el arkasından sinsice yaklaşarak belini kavradı ve genç omeganın bedeni arkaya doğru hafifçe çekildi. Taehyung dudakları aralık bir şekilde öylece kaldığında belini saran eller yavaşça yukarıya kaymaya, hissettiği sıcak parmak uçları göğsüne dek ulaşmaya başladı.

Sağ tarafında, kulağının tam arkasında boynuna çarpan sıcak nefes eşliğinde başını eğdiği pozisyonu bozarak kaldırdı ve ne zaman kapattığını bile bilmediği gözlerini araladı. Siyah boşlukla karşılaşmayı bekleyen gözleri, yatak odasında açıldığında kendisini yumuşak yatağının üzerinde buldu ve yattığı pozisyondan çıkarak doğruldu. Ne olduğuna anlam veremiyordu, gözleri kısılmış şekilde etrafı inceliyor ve yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu hissederek kaşlarını çatıyordu.

O saniyelerde ise Alfa Min odaya girerek kapıyı arkasından kapatıp kimsenin giremeyeceği şekilde kilitledi. Taehyung kısık gözlerini anlamsız bir şekilde Yoongi’ye çevirdiğinde onun odasında ne aradığını sorguluyordu. Tam dudaklarını aralayıp bir şey söyleyeceği anda ise sevgili eşinin belindeki kemere asılmış olan kınıyı gördü. Neden sarayın içerisinde kılıç taşıdığını soracaktı. Yoongi kınısından çıkardığı ince ve uzun kılıcı bir anda Taehyung’un boğazını kesmek için kullanmasaydı bunu pek tabii yapabilirdi de.

Omeganın başı, boynundan ince damarlarının tek tek patlaması eşliğinde ayrılıp yatağa düşerken Yoongi ince dudaklarını kaplayan gülüşle birlikte kılıcı kınına yerleştirdi ve eşinin kanı ile boyanmış olan yanağını elinin tersi ile sildi. İstediği şeyi başarmıştı, tüm Kim ailesinin kanı şimdi kılıcının yüzeyinde kurumuş vaziyetteydi.

Genç omega gözlerini hızla açıp yattığı yatakta doğrulduğunda nefesi sanki soluk borusunu yakıyormuş gibiydi. Göğsü hızla inip kalkıyor, gördüğü rüyanın etkisinden olsa gerek elleri boynunda geziniyordu sürekli. Başının yerinde olduğunu anlayarak sakinleştiğinde ise nefeslerini düzene sokmayı ve gözlerini kapatıp açarak kendine gelmeyi bekledi. Neden birden bire böylesine bir kabus gördüğüne anlam verememesi bir yana, rüyasının başında duyduğu o derin ses hâlâ kulaklarında yankılanıyordu.

Bedeninde hissettiği sıcak ellerin göğsüne dek kayış anı, kulağının kenarına çarptığını hissettiği nefes sesi ve ismini söyleyişindeki telaffuz. Bunlar genç omeganın nefes nefese kalmasındaki en önemli etken olabilirdi. Hoş, her ne kadar aynı rüyanın sonunda başı boynundan eşi tarafından ayrılmış olsa da o rüyanın baş kısmına odaklanmayı başarabiliyordu.

Neden böyle bir rüya görmüştü?

Tamamen bilinç altının kendisine oynadığı bir oyun olduğuna inanmak istiyordu çünkü böyle bir şey olacak olsa ne olurdu kendisi bile tahmin edemiyordu. Krallık tamamen Yoongi’ye kalır, onun acımasız yönetmeliği altında halkı acı çekerek ölmeye mecbur kalırdı. Yoongi’yi çok iyi tanımasa da Taehyung iyi bir gözlemciydi, sevgili eşinin başından beri neyi planladığını anlamamak için aptal olmak gerekiyordu. Genç prens ise kesinlikle böyle bir özelliğe sahip değildi.

middle of the night.Where stories live. Discover now