Episode 6 : Escape

2.6K 410 442
                                    

merhabalar

evt 2 ayın sonunda motn yazdım çok riskli oldu arkadaşlar

öncelikle fic planını artık tamamen kesinleştirdim ve bu sebepten ötürü bu bölümü biraz kısa tutmaya karar verdim. yani aslında çok da kısa diyemem ama diğer bölümlere kıyasla biraz öyle denebilir. tabii bunda iki aydır atmadığım için daha fazla bekletmek istememem de etkili

motn benim için yazması zor bir fic, çünkü kaos okumayı ve yazmayı sevmeyen kişiliğime kaosla dolu bu olay örgüsü aşırı geliyor. o yüzden kaosu olabildiğince aşağıda tutup güzelce fici allahın izniyle bitirmek şu an için tek hedefim

aynı zamanda 4k olduğumda yeni bir fic ya da oneshot atacağım, bu yüzden takip etmeyen backstabberlar varsa size önerim hemeeen beni takip etmenizdir

keyifli okumalar dilerim, yorumlarınızı eksik etmeyin ♡

•••

|Altıncı Bölüm : Kaçış

Taehyung ormandan ayrılıp saraya döndüğünde saat gece yarısına dayanıyordu.

Genç omega sarayın devasa kapısından ilk adımını attığında aklı fazlasıyla karışık ve bir o kadar da doluydu. Üzerinde düşünmesi ve sindirmesi gereken şeylerin oldukça fazla olması, Taehyung'un şakaklarına bir ağrının saplanmasına sebep olduğunda yüzünü buruşturdu ve adımlarını hızlandırarak bir an önce odasına varmak adına hareketlendi. Gardiyanlar omegadan gelen tuhaf kokuya karşı kaşlarını çatarak ona odaklandıklarında hissedilen tehlikeli auraya karşı hepsi duruşlarını düzeltti. Aldıkları bu koku daha önce görmedikleri kadar güçlü ve baskındı. Bir omegadan alınamayacak türden bir kokuydu.

Taehyung etrafındaki gardiyanlara dikkat etmeden hızla saraya giriş yaparken yorgunlukla bacakları kasılıyor ve kendisine yatıp dinlenmesi gerektiğini söylüyordu adeta. Algıları etrafa kapanmış gibiydi. Eğer öyle olmasaydı bedeninde gezinen tehditkâr bakışların ve tuhaf fısıltıların farkına vararak bir şeyler yapmayı denerdi. Ancak bunların hiçbiri olmadı ve omega sarayın geniş koridorlarında adım seslerinin yankılanmasını sağlarken ince parmakları ile sarı tutamlarını düzeltti. Kendisini yorgun ve daha çok bitmiş gibi hissediyordu. Bugün öğrendiği şeylerin ağırlığından kaynaklı olduğunu düşünerek dudaklarını dili ile ıslattığında merdivenlerden yukarıya doğru yavaşça çıkyor ve yorgun bir edayla gözlerini kısıyordu.

Derin bir nefes verdi ve merdivenlere bir prense yakışmayacak şekilde en içten küfürlerini saydırırken bir hizmetli tarafından durduruldu. Kaşlarını çatıp ne istediğini sormaya tenezzül edemeden beta olduğunu fark ettiği genç kadın önünde nazikçe eğildi ve ellerini önünde birleştirdi. "Efendimiz, babanız sizi taht odasında bekliyorlar." diyerek yanından ayrıldığında Taehyung dıştan tepki veremese de içinden ettiği küfürleri iyice arttırdı ve gözlerini birkaç saniye kapatıp açarak sakinleşmeyi denedi. Çığlıklar atıp küfür edesi vardı ancak stabil bir yüz ifadesiyle arkasını dönüp yeni çıkmayı bitirdiği merdivenleri teker teker inmeye başladı.

Taht odasına vardığında ayaklarındaki çizmeler artık canını oldukça sıkıyor, çıkartıp camdan fırlatma isteği tetikleniyordu. Yorgun bir Taehyung, kimsenin çekmek istemediği türden birisiydi ve Taehyung'un şu an bildiği bir şey varsa o da yorgun olduğuydu. Taht odasına çizmelerinin topuklarının kendisine eşlik etmesiyle beraber giriş yaptığında sevgili babasını tahtında rahat bir tavırda oturuyorken buldu. Bu görüntüden hoşlandığını söyleyemezdi. Bunun sebebi ise babasını tahtta gördüğü her an önünde diz çökmek zorunda olmasıydı. Dişlerini sıktı ve tek dizinin üzerinde yere çöküp başını yere eğerken saygı dolu bir selam verdi.

middle of the night.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin