3 ☘

317 32 6
                                    

"seni öldüreceğim pislik!!"
" böyle birşey yapamazsın"
"öyle bir yaparım ki Hyunjin. Kimsenin ruhu duymaz"
HyunE Yakasındaki Minhonun ellerini çekti
" beni öldürürsen seni yakalarlar"
" cesedini saklarım"
" Hyung yapma altı üstü-" "
" ALTI ÜSTÜ HAN'A ZATEN MİNHO SENİ SEVİYOR DEDİN "
" ama görmedin mi hoşuna gitti "
Minho kendini sıkıntıyla yere atıp yüzünü kapattı, Hyunjin gayet rahat bir şekilde Yere çöken hyunguna eğildi, ölüm korkusu azalmıştı
" o da seni seviyor rahat olsana "
" senden nefret ediyorum! Sen sırdaşımdın "
" hala öyleyim hyung.. A-ağlama lütfen"
Onu daha önce nadiren ağlarken görmüştü. Bu kadar üzüleceğini bilmiyordu, sadece ikisinin de birbirine aşık olduğunu biliyordu ve birşeyler yapmak istedi, ikisinin de utangaçlıkları yüzünden acı çekmesine dayanamıyordu
Minho burnunu çekti ve göz göze geldiler, ortam biraz yumuşamıştı onun ağlamasıyla

"günlüğümü neden okudun?"
"günlüğünü okumasam bile biliyordum ona aşık olduğunu"
"DEĞİLİM"
" o zaman neden ağlıyorsun güzel hyungum?"
" Ben güzel değilim"
" çok güzelsin"
Minhoyu ayağa kaldırdı ve odasına götürmek için koluna girdi. Han ile aynı odada kalıyorlardı, Hyunjin ve Minho'nun arası hep biraz tuhaf olmuştu ama şu an ilk defa Hyunjin ona sarılmak istiyordu. İçi acımıştı biraz, ne yürekler yakan Minho resmen ağlıyordu. Durdu

"gidemem, Han 'ın yüzüne nasıl bakacağım?"
" yüz kızartıcı birşey yapmadın hyung"
".."
"sadece seviyorsun.."
Minho ona sert bir tokat attı
"kes sesini şerefsiz"

Ağlaması dinmişti. Odaya girdiler yavaşça, kimsecikler yoktu
"bak burada değilmiş"
"tamam sus"
Yüzünün kızardığını hissediyordu, oyun bitmişti işte, o kadar soğuk görünme ve saklama çabaları boşa çıkmıştı. Han artık biliyordu herşeyi ve artık hiçbirşey eskisi gibi olmayacaktı
"sen ne yaptın Hyunjin.. Bitti artık.."

Yatağa oturup derin bir nefes verdi. Ne olacaktı şimdi? Ya Han bir daha onunla konuşmazsa? Ama gülümsemişti
Bilmiyordu..
Beklenen oldu ve Han hışımla içeri girdi, sinirli ve yıpranmış görünüyordu, ağladığı kızarık gözlerinden belliydi. Neden ağlardı ki..
Gözlerini Minhoya dikip ona doğru yürüdü
Yatağa tek dizini koyup eğildi ve ellerini Minhonun yüzüne yasladı, dudaklarına sert ve uzun bir öpücük verdi
Hyunjin gülmeye başladı
"Tanrım biliyordum! Dostum sizin sayenizde cennete gireceğim"

Tabi ki bu dedikleri duyulmadı. İkisi de birbirinin dudaklarıyla çok meşguldü.
Hyunjin cevap alamayınca gülerek odadan çıktı
"bu iş de tamam. Sıra bebek ekmeğimde"
Yavaşça odadan çıktığında karşısında dikilen Chan'ı gördü
"h-hyung, ehehe ne işin var burada?"
" Minho ağzına peçete mi tıktı diye bakmaya geldim"
"NE KADAR DA KOMİKSİN"
"seni öldüreceğim diye bağırdı?"
" bana olan sevgisini böyle gösteriyor"
" Ah şu yüce sevgi.. Neyse çekil bi Minhoyla konuşucam"
" OLMAZ"
" neden?"
" çünkü! Çünkü.. Giremezsin olmaz"
"neden hyunjin neden?"

İçeride öpüşme var diyemezdi tabi ki ve Chan'ın bunu destekleyip desteklemeyeceğini bilmiyordu. Ya şirkete bildirirse!

"Minho çıplak! Giremezsin"
" sen bunu nereden biliyorsun?"
" Tahmin ettim!"
Chan eliyle hafifçe Hyunjini geri çekti ve kapıyı açtı
"hyunjin için rahatlatacaksa söyleyeyim, Minho çıplak değil"
"ne?"
"ne?"

Han ve Minho birbirlerine tuhaf tuhaf baktı, Chan gözlerini devirip çıktıktan sonra
" Hyunjin salak mısın?"
" sizi öyle mi görseydi amk"
" biz zaten sesi duyduğumuzda toparlamıştık?"
Han tekrar konuyu açtı
"sanane ki Minhomun çıplak olmasından!"
" öyle miydi?"
" DEĞİLDİM"

𝐅𝐚𝐦 - 𝐂𝐡𝐚𝐧𝐌𝐢𝐧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin