Bölüm 119

46 1 1
                                    

Umay hızla kafasını çevirdi. "Sen benim evimde ne arıyorsun?"

"Senin evinde?"

"Evet benim evimde."

Tolga yaklaşıp valize uzandı. Sesini alçaltarak konuştu. "Burası benim evim."

Umay valizi sıkıca tuttu. "Toprak kızım arabaya geç."

"Ama neden anne?"

"Eve dönmemiz gerekiyor. Çünkü... Çünkü şey.."

"Bence dönmeniz gerekmiyor. Niyetiniz bu gece burada kalmak değil miydi?"

"Senin de Fransa'ya dönmüş olman gerek değil miydi?"

"Uçağa tam binecektim ki içimden bir ses biraz daha kalmam gerektiğini söyledi."

"Toprak arabaya geçer misin kızım?"

"Ama anne Sinan amcayla burada kalıp oyun oynayamaz mıyız?"

"Hayır dedim. Sana söylediğimi yap hemen." Umay kızgınlıkla ona bağırdı.

Defne'nin gözünden yaşlar akmaya başladığında Tolga yanına giderek saçlarını okşadı ve onu kucağına aldı. "Defne'yle oynamamda bir sakınca mı var?"

Umay çocuğun yanında çatışmalardan kaçınmak ve tartışmak istemiyordu. "Yabancılarla vakit geçirmesini istemiyorum. Bunu yeterince yaptınız zaten. Bizim planımız bir anne-kız gecesiydi."

Çocuğun göz yaşlarını sildi. "Defne çok tatlı ve akıllı bir çocuk. Ona sahip olduğun için şanslısın. Ben de ondan uzak kalamıyorum. Annesinden kalamadığım gibi."

Umay'ın içinden bir sinir dalgası yükseldi. Bunca yıl sonra sanki her şey aynıymış gibi davranmasına inanamıyordu. Bu ne rahatlıktı böyle.

"Defne kızım hadi annen için bir şeyler çiz. Biz büyükler önemli bir mesele konuşmalıyız."

Tolga'yı kolundan çekip mutfağa götürdü. "Amacın ne bilmiyorum ama seni kızım ve benim hayatımda istemiyorum. Etrafımızda olmanı da öyle. Biz ayrıldık ve bitti."

"Biz ayrılmadık. Sen benim karımken kendini başka adamın kollarına attın."

"Neyse ne. Yıllar geçmiş üzerinden. Bu mu tartışma konumuz?"

"Bunu zamanında yapamadık. Daha sonra bu tartışmayı yapmak için seni her yerde aradım."

"Kes sesini Defne duyacak."

"Sorun değil. Annesinin nasıl bir kadın olduğunu anlamak için çok küçük henüz. Onu babasından mahrum eden şımarık, bencil ve doyumsuz bir kadın. Zavallı çocuk."

"Bak sen ve ben yedi yıl önce ayrıldık. Herkes hayatına devam etti. Şimdi gelip benimkine dahil olamazsın. Beni huzursuz edemezsin. Artık değil. Ayrıca çocuğum konusunda konuşma hakkın yok duydun mu beni?"

"Konuşma hakkım yok mu? O bizim çocuğumuz olabilirdi. Sen bunu benim elimden aldın."

"İyi ki bizim çocuğumuz değil o halde. Senin gibi bir ruh hastasıyla çocuk yapmak bir hata olurdu."

Tolga bir kaşını kaldırdı. Sesinde alaycı bir ton vardı. "Nasıl da gelişi güzel laflar bunlar. Beni artık sevmediğini düşünmeye başlıyorum."

Umay bir iki saniye duraksadı. Sonra o da alaycı şekilde gülümsedi. "Hayatımdan çıkman için sevmiyorum demem yeterli bir cevap olacak mı?"

"Bunu denemeden bilemezsin."

"Güzel o zaman deneyelim. Seni sevmiyo.."

Tolga ona doğru bir hamle yapıp kendine çekerek öptü. Umay ellerini göğsüne koyarak onu itmeye çalıştı ama gücü yetmiyordu.

NEFESİNİ BIRAKMAWhere stories live. Discover now