(3)

955 91 316
                                    

- Han Jisung?!

Sorarmış gibi söylediği şeyle gözlerindeki ateş gitmiş onun yerine ışıl ışıl parıldayan mutlu gözler gelmişti.

Yavaşça yanıma yaklaştı. Önüme doğru otururken ben ayağa kalktım. O da oturmadan ayağa kalkmıştı.

- Sen burada ne yapıyorsun?

Ne kadar cevap vermek istesem de kendimi tutamadan destan yazmaya başladım

- Asıl senin burda ne işin var? Böyle korkunç, bu tip insanların bulunduğu yerde heh? Hem de gecenin bu karanlığında?

- Bildiğin üzere ben bir katilim ve işim bu tür yerlerde olur. Hem de burası benim için korkunç bir yer değil, aksine ruhumu dinlendiren bir yer. Karanlık, sessizlik.. Şimdi sen benim soruma cevap ver. Neden bu korkunç yerdesin?

- Doğruları söyliyicem. Buraya seni takip ederek geldim. Evimin önünden geçince merak edip seni takip ettim. Yanii işim sendin. Seni gördüğüme göre işim bitti artık gidebilirim.

Arkamı dönüp arabamı park ettiğim sokağa doğru ilerlerken Minho'nun kolumdan tutup çekip peşinden hemen beni o soğuk duvara yaslamasıyla şok olmuştum. Yavaşça bana doğru yaklaşmaya başladığında tüm tüylerimin diken diken olduğunu hissetmiştim.

- Hmm, demek beni takip ettin. O zaman benimle geliyorsun minik sincap.

Kulağımda duyduğum boğuk derin sesini duyduğumda cevap verememiştim. Bir anda beni tuttuğu kolumdan çekiştirerek peşinden sürüklediğinde ise ikinci şokumu yaşamıştım.

- Merak etme tatlım araban da bizimle gelicek, sadece anahtarı vermen yeterli.

Durup arkasını dönmüştü. Hâla bir eli kolumdayken diğer eli ise anahtarı ona vermem için açık duruyordu. Hızlı davranıp cebimdeki anahtarı karşımda öylece duran adama verdim. O da arkadan gelen kişiye atmıştı. Daha dikkatli bakınca arkadakinin o gün hastanedeki kişi olduğunu fark ettim. Adı galiba Hyunjin'di.

Çok kısa bir sürede arabanın yanına varmıştık. Ve şu an onun yanında onun arabasında oturuyordum. Hiç konuşmamıştık şimdiye kadar ama gözüme çok tanıdık gelen yolu görmemle ortamdaki kasvetli sessizliği bozmuştum

- Benim evime mi gideceğiz?

- Elbette. Neden sordun ki?

- Şaşırdım sadece..

Sadece bunu diyebilmiştim. Onun yanında konuşmak çok zordu. Güzel gözlerine bakarken kaybolmuştum ama yolumu da yine onun derin güzel sesiyle bulmuştum.

- Şaşırmana sevindim. Seni daha çok saşırtacağım sevimli oluyorsun

Eve vardığımızda saat epey bi geç olmuştu ve benim uykum gelmişti. Oturduğum an oracıkta uyuyabilecek durumdaydım şu an.

Kapıyı açıp içeriye girmiştik. Koltuklardan birine oturacakken bana doğru sorulan soru ile oturamamıştım

- Yatak odan nerde?

- Yatak odamda ne işin var?

- Daha fazla senden ayrı kalmak istemiyorum. Hem benimle yaşamış olursun hem de bu araziden kurtulmuş olursun. Bu arazide sadece senin evin var, korkunç değil mi?

- Yanii bunun yatak odamla ne alakası var?

- Kıyafetlerini toplayacaktım. Sen uykulusun diye bu işi ben yapıcam

- Ben yaparım sen otur. Hatta kendine kahve de yapabilirsi-

- O kadar uzun süreceğini zannetmiyorum kolay gelsin

Another Love || MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin