27-Kahvaltı

3.9K 325 34
                                    

Bölüm müziği: Semiha Yankı- Kara Sevda

Timuçin, her gün vakit geçirdiği yatak odasına girerken vücudunun stresle dolup taştığını hissediyordu. Üst dudağını dişleri arasına almış, neredeyse kanatacak biçimde dişliyordu. Yalnızca uyuyacakları için duygularını dizginlemeye çalışıyordu ama beyni aynı yatağa girecek olmalarına odaklanmıştı ve başka bir şey düşünemiyordu. Bu yüzdendi kendisine seslenen Doğan'ın ne dediğini anlayamaması. Sarışın adama doğru dönerken sorarcasına baktı.

"Odanın kapısını kapatıyor musun, fark eder mi diye sordum." dedi Doğan kumralın dalgın haline sırıtırken. Timuçin, kafasını iki yana salladı. "Fark etmiyor, sen bilirsin."

Doğan bu cümlenin üzerine derince solurken, ellerini beline koyup üzerindekilere baktı. Bir kazağın üzerine kot pantolon giymişti ve bunlarla uyuyamayacağı çok açıktı. "Giyecek bir şeyler verebilir misin?" diye sorarken ensesini kaşıdı. Timuçin'le bedenleri muhtemelen hemen hemen aynı olduğundan bu konuda sıkıntı yaşayacaklarını sanmıyordu.

Kumral adam, kıyafet dolabının karşısına geçip ilk gözüne çarpan rahat kıyafetleri aldı eline. Bunlar koyu yeşil renkte uzun kollu bir tişört ve siyah renk bir eşofmandı. "Bunlar olur muhtemelen. Bedenlerimizin çok fark edeceğini sanmıyorum." diyerek Doğan'ın az önceki düşüncesini onaylamış oldu.

O üzerini giyinirken, kendisi de gece yatarken giydiği gri takımı aldı dolaptan.

Kendi üstünü giymesi gerektiğini biliyordu ama bakışlarını bir türlü yanındaki adamdan çekemiyordu. Önce üzerindeki gömleğin düğmelerini açtı, bu sırada gözleri Doğan'ın kollarındayken sarışına spor rutinini sormayı aklının bir köşesine yazdı. Zira giydiği kıyafetlerden belli olandan çok daha kaslıydı Doğan'ın kolları. Ama rahatsız edecek kadar fazla kaslı olduğu da söylenemezdi.

Parmakları kot pantolonunun düğmelerindeyken Timuçin'in muhtemelen çaktırmadığını düşünürcesine kendisine baktığını fark edebiliyordu Doğan. Bu düğmeleri kumralın ince ve güzel parmaklarının açacağı gün için ne kadar sabretmesi gerektiğini bilmiyordu ama sadece düşüncesi bile, kendine gelebilmek için kafasını hızlıca birkaç kez iki yana sallamasına sebep oldu. Ardından pantolonunu bir çırpıda sıyırdı bacaklarından.

Üzerindeki gömleği çıkartıp yerine gri bir üst giymiş olan Timuçin kemerini açtığı esnada, Doğan'ın bacakları görüş alanındaydı. Gözlerini daha yukarıya çıkartmamak için kendi içerisinde verdiği savaşı kaybederken çıkardı kemerini. Giydiği gri boxerdan kabarıklığı belli olan sarışın beklemeden giymişti elindeki siyah eşofmanı. Belki başka bir durum içerisinde olsalar şu an kumralın bu haliyle dalga geçebilirdi ama artık Timuçin'le ilgili her şeye istemsizce fazla dikkat ediyordu. Utandığı her halinden belli olduğu için böyle bir şey yapmayı aklından dahi geçirmedi.

Dudaklarını yalayıp, pantolonunu çıkartmakta olan adama dönmeden "Ben yatağı açıyorum." dedi lacivert renk yatak örtüsünü geriye katlayarak açarken. Yan yana duran yine aynı renkteki yastıkları eline alırken bakışları Timuçin'e kaymıştı. Partnerlerinde libidosunu belki de en fazla yükselten şeylerden birisi tüysüz bacaklarken, kumralın belki de kendisininkilere eş bacaklarını görmesi alt tarafını harekete geçirince şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırmıştı. İşte şimdi Timuçin'le ilk kez beraber olduğunda bakir herifler gibi davranmaktan korkmaya başlamıştı. Duruma bakacak olursa muhtemelen kumralı çıplak bir vaziyette, yalnızca altında öylece uzanırken görmek bile boşalm-

saat sabah beş gibi | bxbWhere stories live. Discover now