perşembe ziyareti.

246 36 18
                                    

Günlerden perşembe, yine bir sonbahar günü ziyarete gelmişti aşığını. Perşembe günü neyi ifade eder, bilir misiniz?

Farsça'da, çarşambadan sonra gelen beşinci gün olarak "panc-şanbe" olarak adlandırılmış. "Panc"ın anlamı, beş demek. "Şanbe" ise 'dinlenme günü' anlamına geliyor. Dinleneceği en güzel yer de burası,  yanıydı.

Yine elinde sıkıca tuttuğu üç beyaz glayörünü yağmurdan ötürü ıslanan toprağa bıraktı.

Çimenden ve kiraz ağacından gelen kokuyu tam olarak sevemiyordu Levi, bunları Hange'nin kimyasal ve ter kokan gömleğine tercih etmezdi. İnsan birisini özleyince her detayına hasret kalıyordu...

"Ceketim seni sıcak tutar diye umacağım... Sonuçta bu ilk seni hastalanmandan kurtarışım değil, hm?"

Gözlerini kapayarak derin bir nefes verdi dışarıya, Marley askerlerinin Paradis'e geldiği o günü düşündü. Hange'nin Niccolo denen çocuğu altına işetmesi... Levi için trajikomik bir olaydı. Dışa yansıtmasa da bu onu güldürmüştü. Aynı gece, yağmur çiselediği zaman Hange ve Levi'ın çatırı ıslanmaya başlamıştı.

"Sabaha kadar donacağız! Devler gelip bizi ısıtmazsa tabii-"

"Tamam Hange, sabaha karşı bir dev ağzında uyanmak istemiyorum... O yüzden, al bunu." Levi ceketini çıkartarak Hange'ye yaklaşmıştı. Yüzlerinin arasında milimetreler varken, Hange heyecanla Levi'ın gözlerinin içine bakıyordu. Ama karşılık alamamıştı, yine.

"Sen üşümeyecek misin Levi?" diye sordu. Levi çoktan kafasını yastığa koymuş, uyuyor taklidi yapıyordu. Yaklaşık yirmi saniye sonra belinde hissettiği iki sıcak kol ile gözleri açılmıştı.

"Üşüme diye tutacağım seni." dedi Hange, nefesi onun boynuna çarparken.

Eğer o güne dönebilseydi, Hange'den daha sıkı tutmasını isterdi kendisini.

𝐖𝐞'𝐥𝐥 𝐌𝐞𝐞𝐭 𝐀𝐠𝐚𝐢𝐧 • 𝓵𝓮𝓿𝓲 𝔁 𝓱𝓪𝓷𝓰𝓮Where stories live. Discover now