but i know, we'll meet again.

251 34 32
                                    

Merhaba, öncelikle bu hikayenin son bölümünü yazdığımı belirtmek istiyorum. Açıkcası böyle kısa bitirmek istemiyordum, ancak daha güzel bir hikaye yazabileceğimi düşünüyorum ve bu yüzden bu sahneyle bu kitabın tiyatrosunu bitiriyorum.

İyi okumalar dilerim. ♡

-

Son ziyaret.

Keşif Birliği'nin on dördüncü komutanı olan Hange Zoe'nin ölümünün ardından seneler geçmişti. Mezarı birkaç yıl önceki halinden daha paslı, daha kirliydi. Artık isminin yazılı olduğu mezar taşını silecek kadar dinç birisi yoktu, ya da gelip onunla saatlerce sohbet edebilecek birisi...

Yine de yalnız değildi. Hiçbir zaman olmayacaktı, aynı toprağa gömüldüğü yoldaşları ona minnettardı. Hayatını kurtardığı insanlar da öyle, aşığı da öyle.

Hiç bir kadın, hayata böyle derin bir iz bırakabilir miydi? Tarihe adını yazmıştı, bir adamın da kalbine adını kazmıştı. İnsanların yüreğinde kahraman olarak anılıyordu, kiliselerde onu gittiği düşünüldüğü yer olan cennette rahat etmesi adına dualar okunuyordu. İnsanlığın geri kalanı, bu komutana minnettar olarak yaşamaya devam etmişti.

Yaşamaya devam edenler...

Bu topluluğun arasından bir kişi, hayatta ama ölmüştü. Hala nefes alıyordu ve kalbi atıyordu, ama gözünü her açtığı gün zihnini ele geçiren pişmanlık hissine yenik düşerek kendini uçurumuna yaklaştırıyordu.

Levi Ackerman, kalbine adını kazıyan bu kadına betimlenemeyecek bir şekilde aşık olmuştu. O hayatta iken hiç "Seni seviyorum." diyememişti, ama onu sevmişti. Çok sevmişti, tüm bir savaşı arkada bırakıp kaçmayı düşündürecek kadar sevmişti o kadını.

Hikayenin sonuna geldiğimizde, arkamıza son bir kez döner ve bakarız... Arkamızda bıraktığımız kişilere, anılara son bir defa bakarız. O bakış, o anılar yaşanırken hiç hissetmediğimiz bir duyguyu yaşatır bizlere. Bu duyguyu tanımlamak zordur, çünkü herkesin geçmişi farklıdır. Pişmanlık çekebilirsiniz, ya da hasret duyarsınız, belki de görmek bile istemezsiniz.

Sonuçta, arkamızda bıraktıklarımız yanımızda olamasa bile, anılarda buluşuyorduk ya...

Levi Ackerman, son bir defa o anıları hatırlamak istemişti. Atan kalbinin birkaç gün sonra duracağını biliyordu çünkü. Kalp vazgeçer miydi aşık olduğundan? Asla.

Savaş bittikten sonra birlikte yaşamaya başladığı kızından rica etti, en son bir yıla yakın zamanda ziyaret ettiği aşığını son bir defa görmek istedi. Kızı onu hiç kırar mı? Gözleri dolsa da kabul etti.

Veda zamanı gelmişti yaşlı adam için.

Veda edeceği tek kişi aşığı değildi, ailesine de veda edecekti. Çok geniş bir ailesi vardı bu adamın, ilk başta annesi onun tüm bir ailesiydi; ama sonra iki tane yakın arkadaş bulmuştu kendine, zamanla birisi ona abi bile demeye başlamıştı. Sonra katıldığı asker birliğinden o zamanın komutanı ile tanışmıştı, ve aynı zaman aralığında aşığı ile tanışmıştı. Kaderlerinde olan savaşın bitiminde, hiçbiri canlı kalamamıştı. Ailesi burada bitmemişti yine de, kendine bir kız ve oğlan evlat bulmuştu, hatta dede bile olmuştu.

Onlar hayatta kalabilmişlerdi, ve yorgun adam bunun mutluluğuyla inanmadığı tanrıya bile teşekkür etmişti.

Ailecek hazırlanmışlardı veda ziyareti için, Levi'ın biricik kızı kendi kızını, bir yandan da babasını giydiriyordu. Hala ona tam gelen, askerlik zamanından kalma olan siyah takım elbisesimi giydirdi babasına. Bir de Keşif Birliği zamanından kalma olan armasını taktı gömleğine.

𝐖𝐞'𝐥𝐥 𝐌𝐞𝐞𝐭 𝐀𝐠𝐚𝐢𝐧 • 𝓵𝓮𝓿𝓲 𝔁 𝓱𝓪𝓷𝓰𝓮Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt