0.9

149 14 0
                                    

"Ben giyindim, saçımı taradım çıktım. Ama Şafak hanım öyle mi!" Askılıktan aldığım montumu giyerken Buğra'ya cevap verdim. "Ben mi dedim birlikte gidelim diye?"

"Kaç kez metroya yalnız başına bindin sen?"

"Dershaneye kayıt olduğumdan beri."

"Oha lan o kadar oldu mu?!"

"Salaksın Buğra." dedim ve kapıyı kapattım. "Sensin salak." diyip yanağıma sulu bir öpücük bıraktı. İğrenç. Asansörden indikten sonra binamızın büyük kapısından dışarı çıktık. Yüzüme vuran hafif rüzgârla gülümsedim.

~~~

"Hangi filme gideceksiniz?"

"Bilmiyorum Ahsen seçti filmi." Onaylar şekilde kafasını salladı. "Sen?"

"Ne ben?"

"Sen kimle buluşacaksın?"

"Benim eski liseden ya. Bilmezsin sen...Daha ne kadar yolumuz var sıkıldım ben."

"En fazla 10 dakika var. Az sabırlı olsana Buğra."

Oflayıp başını yere çevirdi. Ben de çantamdan telefonumu çıkardım ve oyun oynamaya başladım.

~~~

Metronun kapısı açıldığında ikimiz de ayaklandık. Avmye Buğra ve arkadaşıyla birlikte gidecektim. Onlar Buğra'nın dediğine göre ders çalışacak, ben ve Ahsen ise sinemaya girecektik.

Dışarı çıktığımızda durakta bekleyen birisi bize doğru ilerlemeye başladı. Buğra'dan biraz uzun boyu ve siyah sırt çantasıyla gelen kişinin onun arkadaşı olduğunu anladım. Hafif dağınık saçları önüne düşmüş, maske dolayısıyla sadece gözlerinin ufak bir bölümü görünüyordu. Gözleri ne kadar güzel. Şafak n'apıyorsun yavrum? Öhm öhm. Yok bir şey.

Çocuk bize doğru gelip Buğra'ya sarıldı. Ardından geri çekilip göz ucuyla bana baktı. Anında gözlerini çevirdiğinde boğazını temizleyip kafasını Buğra'ya çevirdi. "Abi geç kaldınız hayırdır?" 

"Canım kardeşim hazırlanamadı bir türlü."

Ona göz devirip telefonumu çıkardım  ve Ahsen'e mesaj attım.

Şafak: Pişşt

Şafak: Nerede kaldın ya

Ah-sen-ah: İndim arabadan geliyorum birazdan

Şafak: Tamam bekliyoruz biz

Ah-sen-ah: Görüşürüz bebeğim

Şafak:

Telefonumu cebime sıkıştırıp kafamı kaldırdım. Buğra ve arkadaşı bir şeyler konuşuyordu. "Yamaç bu iş uzar daha abi pes mi etsek?"

Duyduğum isimle yerimde donakaldım.

Yamaç...

Sertçe yutkunduğumda boğazım acıdı. Ne yani? Yamaç... O Yamaç? Ama o...beni...sevdiğini söyleyen...







ŞAFAK | yarı textingWhere stories live. Discover now