1.7

93 7 0
                                    

Kol kola markete girdik Ahsen'le.Bir yandan da konuşuyorduk. "Bu arada çok güzel olmuşsun, gözümden kaçmadı sanma." Gülümsedim. "Makyaj falan hayırdır ya, prenses mi var karşımda?"

"Sana hazırlandım be, ama daha mı sık yapsam?"

"Yap vallahi, yakışıyor sana."

"Sen de çok güzel olmuşsun. Şu pantolon sana o kadar yakışıyor ki." Baştan aşağı süzdüm Ahsen'i. Lacivert ispanyol paça kot pantolon, içinde tişört ve üzerinde de kolej ceketi vardı. Beyaz konverslerini de unutmamak lazım. ((Kafamdakini yazabilmişimdir umarım.))

Gülüştük yeniden. Ahsen cidden bana iyi gelmişti. "Hadi içecek bir şeyler alalım." Bir yandan da soğuk içeceklerin olduğu yere sürüklüyordum ikimizi de. "Olur ama dondurma da alalım lütfen." Başımı salladım. İstediklerimizi aldıktan sonra kasaya doğru ilerledik. Kasiyer kadın ürünleri geçerken etrafa bakıyordum. Birden gördüğüm kişiyle  Ahsen'in arkasına geçtim "Onun burada ne işi var?" Fısıltıyla söylediğim sözleri Ahsen duymuş muydu bilmiyorum. Birkaç saniye daha ona baktım. Neden her zaman bu kadar tatlı görünmek zorundaydı ki? Tatlı olduğu için sevgilisi var ya zaten.

"Şafak n'oluyor?"

Sevgilisi vardı işte. Benimle neden ugraşmıştı bilmiyorum ama yapmıştı.

"Şafak sana sesleniyorum."

İçimden bir ses ya yapmadıysa diye düşünüyordu ama kız kafasında kurmamıştı herhalde.

"Şafak dedim!" Sarsılmamla gözlerimi Ahsen'e çevirdim. "Ha ne?"

"İyi misin sen? Daldın gittin."

"İyiyim evet." Bir gözüm de Yamaç'taydı. Kasaya doğru geliyordu ve ben kesinlikle karşılaşmak istemiyordum. "Ahsen gidelim mi buradan market daralttı beni?"

"Var sende bir haller ama..."

"Hadi hadi." Dedim kolundan çekiştirerek. "Bana bak birini mi gördün sen ne oldu iki dakikada?"
Etrafa bakıyordu bir yandan da. "Aaa Yamaç burada, gel bir selam ve-"

"Hayır hayır hayır." En sonunda zorla dışarı çıkarttım.  "Ya neden selam vermedik?"

"Şuradan uzaklaşalım anlatacağım."

Yol boyu ısrar etmesine rağmen konuşmadım Sonunda parka geldiğimizde masalı banklardan birine oturduk. "Anlatacak mısın artık?" Göz devirdim. "Sabredemedin biraz be."  Sabah yazan numarayı engellesem de mesajları silmemiştim. Telefonumu çıkarıp Ahsen'e gösterdim. Ahsen mesajları okuduktan sonra gözlerini kocaman açıp bana baktı. "Ciddi mi bu?" Başımı salladım. "Yamaç'la konuştun mu peki?"

"Hayır." dedim. "Her şey ortada zaten, ne konuşacağım?"

"Bu kadar emin olma, belki düşündüğün gibi değildir." Kaşlarımı çattım.

"Ahsen ne düşündüğüm gibi değildir? Bu kız kendi kendine gelin güvey olmadı ya, sevgili olmasalar bile belli ki bir şeyler olmuş." Sinirlenmiştim. "Kapatalım bu konuyu, aklıma geldikçe deliriyorum." Çok fena ağlayasım vardı ama bunun yerine öfkemin ardına sığındım. "En azından bir sor Yamaç'a, hemen pes etme be kızım." Israrına dayanamayıp başımı salladım. "Üzülmeni istemiyorum." Gülümsedim. "İyi ki varsın Ahsen." Kollarımı boynuna doladım, bir süre sarıldık. İyi ki vardı gerçekten. Küçükken hep bir kız kardeşim olsun isterdim ama olmamıştı işte. Ahsen'i çok görüşemesek de olmayan kardeşim yerine koyuyordum.  Ayrıldığımızda dolan gözlerimi sildim. "Bak ne diyeceğim." Meraklı gözlerini bana çevirdi. "Yamaç'a şimdi yazıp kurtulsam ya? Hem yanımda sen varsın daha rahat olurum."

Şaşırmıştı. "Şimdi mi?" Evet, şimdi.

-----------------------------------------------------------

Sizce Yamaç gerçekten suçlu mu?

Şafak ve Ahsen'in ilişkisi?

Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorumm.

(Okunmaların düşmesi umrumda değil artık, ne kadar sürerse sürsün bu kitap bitecek!)

ŞAFAK | yarı textingWhere stories live. Discover now