karşılaşma

88 5 2
                                    

Mağlubiyetler karşısında ne yaparsınız? Yenilmenin rezillik olduğunu düşünen insanlar bir gün kendileri düştüklerinde, kalkıp tekrar tekrar deneyenlerin yüzüne bakabilecekler mi acaba?

Gece'nin ağzından;

Ben ortadan kaybolalı 4 gün oldu.

Acaba annem ne yapıyor?

Peki ya Barış, o da benim onu özlediğim kadar özledi mi?

Yoksa unuttu mu?

Sonuçta hayatına gireli kısa bir zaman oldu...

Beynimde dolaşan onlarca cevapsız soru, karşıma yemem için konmuş bir kahvaltı ve yanıbaşımda oturmuş bana mal mal bakan bir adet Oğuz!

Geldiğimden beri-ya da kaçırıldığımdan beri mi demeliyim- doğru düzgün bir şey yememiştim.

"O tepsi önüne sen süz diye konmadı farkındasın değil mi?"

Göz devirdim.

Artık Oğuz'dan korkmuyordum.

Çünkü gerçekten burda kalmaktansa artık ölmeyi tercih ederim.

"Bilmem?"

Öyle mi¿ der bakışı attı.

"İyi. Sen kaybedersin."

"Kaybedecek hiçbir şeyim kalmadı."

Oturduğu yerden kalkıp sırıttı ve ardından karşı çekmeceye yöneldi.

"Emin misin?"

Omuz silktim.

Ellerini saçlarında gezdirdi.

Ardından çekmeceyi açıp bir hediye paketi çıkardı.

Bense şaşkınlıkla izliyordum.

Yanıma gelip oturdu ve paketi de önüme koydu.

"Ne duruyorsun? Açsana."

"B-ben mi?"

"Ben olmayacağıma göre?"

Heyecanlanmıştım.

"B-bu bir yonex!"

"Evet, oynarız diye düşündüm. Tabii yemeğini yersen"

"Sen benim badmington oynadığımı nerden biliyorsun?"

Mal mısın, der gibi yüzüme baktı.

"Aynı okulda bir dönem senin de öğretmenindim. Unuttun sanırım."

Aaaw, sen öğretmendin dimi¿

"E-evet, ama bu bilmen için bir sebep değil."

Yoksa yanılıyor muyum...

"Hayır, eğer seni seviyorsam bir sebep."

İltifatlarını en azından kurtulana kadar görmezden gelmek zorundaydım.

Konuyu değiştirmek!

En mantıklı çözüm yolu.

"Nerde oynayacağımızı göster."

"Yemek?"

İç çektim.

"Yicem ve sen de göstereceksin."

"Nasıl isterseniz küçük hanım."

(...)

Barış'ın ağzından;

"Mert, emin misin oğlum. Bak boş yere umutlanmak istemiyorum diyorum sana."

UFAKLIKWhere stories live. Discover now