0.7 :: "anca rüyanda."

2.2K 84 7
                                    

🃏

"İmza için mi geldin?"

Karşımda duran Anisa'ya takılırken o gözlerini devirmekle meşguldü.

Son birkaç gündür yaptığımız hayran muhabbetiyle dalga geçiyordum, onu sinirlendirmek gerçekten komikti.

"Kes sesini," diye homurdandı. "Kessene."

"Geri zekalı mısın Berat?" dedi gülerken. Sonra da hemen toparlandı. "Pardon, ağzımdan kaçtı. Ama bu geri zekalı olduğunu değiştirmez."

"Eyvallah ya." dedim yalandan bir üzüntüyle. "Ağlama koca bebek, bu günler de geçer."

Dalga geçme sırası ondaydı, eğlendiği de belliydi. Bu yüzden onu bozmadım.

Tanışalı 1 hafta bile olmamıştı ama ona çok yakın hissediyordum, beni ona çeken bir şeyler vardı.

Rüyamda gördüğüm biriyle tanışmak bile fazlasıyla garip hissettirirken bir anda bu kadar samimi olmak değişikti.

Daha fotoğrafçı işine bugün başlayacaktı ama idmanları izlemeye dayısıyla geliyordu. Benim de işime gelmiyor değildi sonuçta.

"Neye daldın? Yürü idmanına."

"Fotoğrafımı çek tamam mı, bir sürü." dedim. "Zaten çekiyorum." diye cevap verdi o da.

"Doğru, sapığım olduğunu unutmuştum."

Kaşlarını çattı, etrafına bakındı ve sonunda bir su şişesini eline aldı. Ne yapacağını anladığımda hızla kaçmış ve kapıyı kapatmıştım. "Berat!"

Anisa peşimden koştururken sahaya çoktan varmış ve arkadaşlarımın yanına gelmiştim.

"Aha, o kız valla." dedi Kadir bench'lere ilerleyen Anisa'ya bakarken. "Ne?" diye sordum.

"Sana geçen bahsettiğim, fotoğrafçı gelecek demiştim. Çok güzel değil mi?"

"Ulan Ömür. Seni sahaya gömerim bak." Kadir bana anlamazca bakarken homurdandı.

"Hayırdır? Kıskanmış gibisin. Al bütün hatunlar senin olsun kardeşim, bize bırakma."

"Karışma işime." dedim ve eğilip kramponlarımı sıkıca bağlamaya koyuldum. Kadir güldü.

"Rüyandaki kızı aldatıyorsun şu an."

"Sana dünyanın en komik şeyini söyleyeyim mi?" diye sırıttım, bir cevap beklermiş gibi bakıyordu bana.

"Rüyamda gördüğüm kız Anisa'ydı." Dudakları şaşkınlıkla aralandığı sırada ben ayağa kalkmıştım.

"Siktir lan... Dalga mı geçiyorsun?" Kafamı iki yana salladım. "Allah çarpsın. Ben de inanamıyorum kaç gündür."

Gerçekten çok şaşırmıştı, öyle ki dalga bile geçmemişti.

"Oha ya! Bizi ne zaman bulacak böyle aşk? Mezara girince mi?"

"Ne aşkı oğlum ya?"

"Bu kızı kaparsın sen, ben olsam hiç durmazdım." Ensesini sertçe vurdum.

"Düzgün konuş lan." Ağlıyormuş gibi yaptığı sırada Abdullah Hoca bizi yanına çağırmıştı.

Son kez Anisa'ya baktım, kamerasını hazırlamış bizi bekliyordu.

🕸 anisa

Tüm takım koşarken, sadece Berat'a odaklıydım. İmkânım olsa sadece onu çekerdim ama herkesi çekmek gibi bir zorunluluğum vardı.

Trabzonsporlu olmamama rağmen sırf onun için maçları izlemeye geldiğim, yüzlerce fotoğrafını çektiğim Berat Ayberk Özdemir'in beni rüyasında görmesi olayı o kadar saçmaydı ki buna inanmamıştım. Ta ki dün geceye kadar.

Bana dün gece yazmış, rüyasında ne gördüğünü anlatmıştı. "Belki ben değildim" dediğimde "Sendin, yüzünün her karışını ezberlemiştim çünkü" demişti ve neredeyse bayılacaktım. Yani... Berat Özdemir'den bahsediyoruz.

Sadece birkaç gündür tanışıyorduk -en azından o beni yeni tanıyordu- ama iyi anlaştığımıza emindim. Berat iyi biriydi, eğlenceliydi ve nasıl davranacağının yerini-zamanını biliyordu.

Ona güvenebileceğimi hiçbir zaman konuşmasak da biliyordum, her zaman ilgimi çekiyordu bir de. Bu konuda asla yalan söyleyemezdim. Beni aşırı etkiliyordu.

"Vay... Bizim zürafa gelmiş, n'aber? Bayadır yoksun buralarda." Arkamdan gelen sesle birlikte elimdeki kamerayı bıraktım.

"Uğurcan abi!"

"Dur kızım, terliyim." Ona sarıldığımda hayıflandı ama umursamadım. Beni takımda ve kulüpte en iyi tanıyan kişiydi, gerçekten bir abi gibi görüyordum onu. Her sıkıntımda bana yardımcı olmuştu.

"Ooo, Anisa Hanım." Su molasına gelen Dorukhan'a da sarıldım. Berat bizim olduğumuz tarafa yürürken kaşları çatıktı. Dorukhan'a baktı, sonra da ona soru soran Uğurcan abiye.

"Berat, tanıştın mı bizimkiyle?"

Etrafta dolaşan bakışları ben de durdu, "Evet abim, tanıştık biz." dedi bana bakıp sırıtırken.

"Hmm, güzel bir tanışma olmuş herhalde." Uğurcan abi imâlı bakışlarını bana yönlendirirken kenardan bir su alıp Berat'a doğru attım.

"Çok konuşma keko, al su iç."

Üçü birden güldü, sonra sadece ikimiz kaldık. "Keko mu? Ciddi misin?" diye sorduğunda bir su da ben aldım.

"Evet, kekosun. Şu saçlara bak." Terli saçlarını karıştırdım şişeyi dudaklarıma götürürken.

Benden birkaç adım uzaklaştı, üzerindeki antrenman tişörtünü tek eliyle çıkarırken su neredeyse boğazımda kalıyordu. Allah'ım.

"Sen böyle vücuda sahip keko gördün mü?" diye sorduğunda gözlerimi devirdim. "Senden daha çok karın kasına sahibim, emin ol."

Dudaklarını büzdü. "Hadi ya? Biliyor musun görmeden inanmama gibi bir huyum var."

"Anca rüyanda." Göz kırptığımda bulunduğumuz bench'in üst kısmındaki yere tutundu ve bana doğru eğildi.

"Görmediğimi kim söylemiş?"

imkansızım | özdemirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin