3.2 :: "ailemle tanışmalısın."

1.3K 62 12
                                    

🃏

"Ne var amına koyayım?"

"Berat."

"Ha siktir, sen miydin? Bakmadan açtım, özür dilerim bebeğim, Dorukhan sürekli arıyordu o sandım. Çok özür dilerim."

Berat'ın uykulu sesi kulağıma ne kadar tatlı gelse de ona hâlâ kızgındım, dün gece yaptıkları fazlasıyla gereksizdi.

"Önemli değil, bir şey konuşmam lazım seninle." Derin bir nefes aldığını farketmiştim. "Ne oldu? İyisin değil mi?"

"Annemler burada." deyince toparlandığını belirten sesler duydum. "İngiltere'den, ta buraya mı gelmişler? Neden?"

"Bilmiyorum," diye yanıt verdim. Sabahın 8'inde kapım çalmıştı ve annemleri gördüğümde rüyada olduğumu falan sanmıştım. Fakat değildi.

"Ama annem seninle tanışmak istiyor."

"Anisa, şaka mı yapıyorsun?"

"Ne şakası yapabilirim Berat?" diye fısıldadım öfkeyle, hem annemlerin duymaması hem de Berat'a olan sinirimi belli etmek için uğraşıyordum.

"Tamam... Geliyorum ben o zaman..." dedi tavrımı anlayınca, ben bir şey demediğim için sadece "görüşürüz" diye mırıldanmış ve aramayı sonlandırmıştı.

———

"Anisa ile ne zaman tanıştınız?"

"2 ay olacak neredeyse." dedi Berat 'gerginim' diye bağıran ses tonuyla. Bacaklarını birbirine yapıştırmış, ellerini de kucağına koymuştu ve suçlu küçük çocuklar gibi gözüküyordu.

"Ne güzel," dedi annem ona gülümseyerek bakarken. "Çok yakışmışsınız siz maşallah."

Şu an aramız bozuk olmasına rağmen ailemin önünde belli etmemek için elimden ne geliyorsa yapıyordum.

Sonra olaya babam girdi, pek Türkçe biliyor sayılmazdı bu yüzden direkt İngilizce konuşmaya başladı.

"Kaç yaşındaydın?"

"24 oldum." dedi Berat garip aksanıyla, yabancı dili normalde iyiydi fakat şu an sesinin titrediğini bile duyabiliyordum.

Yan yana oturduğumuz ikizim ile gülmemek için savaş verirken, sol tarafımızdaki Berat'ın göz ucuyla bize baktığını gördüm.

Babam ona birkaç soru daha sordu, futbol hakkında konuştular. Zaten cana yakın bir adamdı ama Berat'a karşı olduğundan bir tık daha sevecen yaklaşmıştı.

Annem ve babamın ona gayet iyi davranmasına rağmen stresten bayılacak hâle gelen Berat, terlediğini tahmin ettiğim avuç içlerini gri eşofmanına sildi.

"Annecim, çay koysana sen." dedi uzun bir sessizlikten sonra annem bana dönüp.

"Koyayım." Ayağa kalktım, Berat da benimle birlikte ayaklandı. "Ben de yardım edeyim."

Sıkıntılı olduğunu düşündüğü ortamdan kaçmak istediği için bunu söylediğini biliyordum.

Annem her ne kadar gerek olmadığını söylese de o peşime çoktan takılmıştı.

imkansızım | özdemirWhere stories live. Discover now