22: sevmemem gerek

585 72 137
                                    

Min Lalisa'dan

"Bugünki gösterime geliyorsun değil mi?" Provaya başlamadan önce esniyordum ve bu sırada oturmuş beni izleyen Jungkook'a kaşlarımı kaldırarak sormuştum soruyu. "Senin gösterilerine hep geliyordum Lali'm." Verdiği cevap ile tebessüm etmiştim.

"O zaman bir ilişkimiz yoktu ve gelmeni önemsemiyordum. Ama şimdi seni en ön koltukta görmek istiyorum." Onay almak istermişçesine baktığımda gülümsemiş ve başını sallayarak beni onaylamıştı. "Jisoo da gelir mi sence?" Sorusu ile kaşlarım kalkmıştı. Bundan emin değildim. Yoongi ile aralarında bir şey yoktu sonuçta. Omuz silktim ve mırıldandım. "Sanmıyorum. Kendisi abimden pek haz etmiyor." Verdiğim cevap ile derin bir nefes çekmişti. "Olması gerektiği gibi." Söylediği ile gözlerimi kısarak ona döndüm.

"O da ne demek?" Oturduğu yerden kalktı yavaşça. "Kişisel algılama ama abin ona göre bir adam değil." Başımı yana yatırdım hafifçe. "Yoongi Jisoo'dan uzak durmalıydı. En başından beri. Hiç uyarmadım çünkü abin inatçının teki ve sırf ben dedim diye daha çok üzerine düşerdi. O yüzden zamana bıraktım. Ama vaz geçmiyor. Anlamıyorum. Neden bu kadar taktı?"

"Dediğin gibi inada bindi." Mırıldandığımda kaşları çatılmıştı hafifçe. "Nasıl yani?"

"Eğer Jisoo ilk başta teklifini kabul etseydi böyle olmazlardı. En fazla yatardı ve hevesini alıp bırakırdı. Ama Jisoo beklediği gibi çıkmadı ve o da elde etmek için inat etti. Benim anladığım bu en azından." Jungkook yüzünü buruşturdu ve başını iki yana salladı hafifçe. "Yatmak falan demesen hoş olurdu." Omuz silkerek umursamazca telefonuma ilerlediğim amacım müziği açmaktı. Ama arkadan belime dolanan kollar ile duraksamak zorunda kalmıştım.

Yüzüme bir gülümseme yayılırken ellerimi ellerinin üzerine koydum. "Pratik yapmam gerek, ne yapıyorsun?" Boynumda hissettiğim dudakları ile gözlerimi yummamak elde değildi. "Pratiğe ihtiyacın olmadığını ikimizde biliyoruz." Başımı hafifçe sallayarak onaylasam da ekledim. "Evet biliyoruz ama ben prova yaptığımda sahnemi daha güvende hissediyorum." Boynuma doğru derin bir nefes verdi. "Sonra devam etsen?" Başını boynuma gömdüğü için boğuk çıkan sesi ile hafifçe gülmüştüm. "Pekala koca bebek. Sonra devam ederim." Heyecanla geri çekilip beni kendine çevirdi ve ardından çekip dudaklarımı öptü sertçe. Geri çekildiğinde derin bir nefes çekip gözlerine baktım. "Bazen kendime çok kızıyorum."

"Neden?" Diye sordu çatılan kaşları ile. Gülümsedim ve tek elimi ensesinde ki saçlarına götürüp cevapladım. "Senden kaçtığım için. Şans vermemeyi denediğim için. İnatçı davrandığım için." Hafifçe güldü ve kısılan gözleri ile sanki kalbim yerinden çıktı. "Genetik galiba bu inat." Söylediği şey beni de güldürürken ona sımsıkı sarıldım. Gözlerimi yumup kendimi onun huzurla kollarına sakladığımda sanki dünya duruyordu. "Seni hep çok iyi tanıdığımı düşünmüştüm Lalisa. Ama bu kedi gibi hallerin yabancı geliyor. Daha sert, soğuk ve mesafeli biri olarak biliyordum seni."

"Amacım bu zaten. İnsanların nasıl biri olduğumu bilmemeleri için kendime ördüğüm duvar sadece. Bu hayatta sadece Jennie bilir sakin hallerimi. Yoongi'ye bile belli etmem. Zaten yeterince korumacı ve üzerime düşüyor. Ona da böyle kedi gibi yaklaşsam yanımda ordu ile gezmek zorunda kalırım." Söylediklerim ile alayla gülmüştüm. Çünkü Yoongi bunu yapabilecek potansiyele sahipti. Ona hak veriyordum bir yandan. Çünkü hayatına önem verdiği tek kişi ben vardım. Evet Jimin de arkadaşıydı ama ben ailesiydim. Benim ailem ise hem o hem Jennie'ydi. Abilik iç güdüleri de işin içine girince benden daha fazla korumacı olması kaçınılmazdı. "O haklı Lalisa." Dediği ile bir cevap vermemiştim. Haklıydı ama durmak bilmiyordu. Bu işlerin içine onun için girmiştik ve onun için de durmaya devam ediyorduk.

black swans, lisgguk yoonsooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin