1- İlk Karşılaşma

472 34 97
                                    

Shikamaru yine uyanmanın ne kadar zahmetli olduğunu düşünerek uyandı. Tamam, ona genellikle her şey zahmetli geliyordu ama uyanmak da bambaşka bir zahmetti onun için. Derken kapının açılmasıyla başını oraya çevirdi:

"Shikamaru, uyandın mı?"

Sorunun mantıksızlığına kafa yordu Shikamaru. Annesi uyandığını görüyordu zaten neden tekrar sorma gereği duyuyordu ki?

"Anne uyandığımı görüyorsun ya hani, sağlıklı gözlere sahipsin yani neden soruyorsun ki?"

"Sus! Cevap verilmez anneye! Kalk yüzünü falan yıka, sofra hazır."

Annesi Yoshino perdeyi sonuna kadar açıp Shikamaru'nun yorganını da üstünden aldıktan sonra kapıyı çarpıp gitti. Shikamaru sabır çekip yataktan doğruldu. Merak ediyordu, babası nasıl annesi gibi biriyle evlenebilmişti ki? Yanlış anlaşılmasın, Shikamaru tabii ki annesini seviyordu da biraz... Daha doğrusu fazla zor bir kadındı annesi. O sadece 24 senedir çekiyordu bu çileyi ama babası kim bilir kaç senedir...

"Shikamaru!"

Annesinin sesiyle koşarak banyoya gidip yüzünü yıkadı. Hemen üstünü giyinip aşağıya indi.

"Günaydın."

" O beyefendiler de teşrif ettiler sonunda(!) "

" Yoshino tamam artık, günaydın oğlum."

Shikamaru bir oh çekip sofraya oturdu. "İyi ki babam var." diye düşündü içinden. Tam yemeğe başlayacaktı ki annesinin söylediği şeyle yemek yeme işinin biraz daha erteleneceğini anladı:

" Evli olsaydı böyle olmazdı bak. Evli olmadığından bunların hepsi."

" Ya anne ne alakası var şimdi bunun evlilikle? Hem nasıl sadece nefes alsam bile konu buraya geliyor?!"

Shikaku gülümseyerek oğluna baktı:

-Eee...Var mı hayatında biri?

Shikamaru inanamaz bir şekilde babasına baktı. Onu anladığını sanmıştı ama yok... Karı-koca bir olmuş üstüne üstüne geliyorlardı resmen.

" Şöyle açıklayayım, ben insanları aşırı zahmetli buluyorum-"

" Sen her şeyi zahmetli buluyorsun zaten bize bilmediğimiz bir şey söyle."

" İzin versen de sözümü tamamlasam anneciğim?"

" İyi be!"

" Dediğim gibi insanlar bana çok zahmetli geliyorlar. Hele ki kadınlar 2 kat zahmetli geliyor. Ayrıca baş ağrısı- AH! Ne yapıyorsun anne ya?!"

Shikamaru kafasını tutup neden bu terliği yediğini düşünüyordu. Sadece düşüncelerini söylemek istemişti oysa ki... Babası gülümseyip " Ben de öyle düşünüyordum... Anneni görene kadar." Çift göz göze gelip gülümsedi. Shikamaru ise onlara bakıp bu işlerin gerçekten çok zahmetli olduğuna bir kere daha kanaat getirdi.

" Senin de elbet bir gün karşına bir kadın çıkacak ve seni çıkmaza sürükleyecek. Ona aşık olmaktan başka çare bırakmayacak sana."

Shikamaru uzunca bir süre babasına baktı. Anlamayacaklardı, o yüzden anlatmakla uğraşmak istemedi. Derken işe gitme saatinin geldiğini fark etti. Daha kahvaltı bile edememişti ki! Sofradakilerden kendine bir sandviç yapıp ayağa kalktı.

" Ben kaçtım."

" Geç kalma!"

Shikamaru evden çıkıp metroya doğru yola koyuldu. Meteoroloji uzmanıydı. Daha iyi yerlere gelebilecek zekaya sahipti ama istemedi. Yaptığı iş iyi para kazandırıyordu. Fazla zahmetli de değildi. Çok da kasmaya gerek yoktu yani. Aklına çocukken bulut olmak istediği gelince istemsizce gülümsedi. Bunları düşünürken merdivenlerdeydi ve aşağıya doğru iniyordu. O sırada yukarı çıkan bir kadına çarptı. Kadın tam düşecekken Shikamaru refleksle kadını kolundan tuttu.

Metro  ~ShikaTema~Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz