6-Sıkıldın mı?

310 32 49
                                    

( Medyadaki şarkının bir kısmı Naruto izleyenler için yazılmış. Yani karakterlerin adı geçiyor dinlemek isterseniz.)

Nişanın üzerinden 2 hafta geçmişti ve bu 2 hafta içinde Shikamaru ile Temari daha da yakınlaşmışlardı. Şuan da karşılıklı oturmuş kahve içiyorlardı. Shikamaru her ne kadar uyuklasa da... Elbette hoşlandığı kadının önünde uyuklamak iyi değildi ama Shikamaru'ydu o, doğasında vardı.

Temari ise bir an bir hastalığı olabileceğinden korktu. Yani her fırsatta uyuklaması pek normal değildi. Yoksa ondan sıkılmıştı da gitmesi için mi böyle yapıyordu Shikamaru? Endişesini dışa vurmadan sordu:

-Sen benden sıkıldın mı?

Shikamaru neden böyle düşündüğünü anlamaya çalıştı. Çok geçmeden de anladı zaten. Sen kızın önünde esne, uyukla sonra neden sıkıldığımı düşünüyor de.

-Hayır yanlış anlama benim bünyem böyledir yani uykuya biraz fazla düşkünümdür. Çocukluğumdan beri böyle şahsi algılama lütfen.

Temari oğlanın endişesine hafifçe gülümsedi.

-Peki hiç doktora gittin mi sürekli uyuklaman konusunda?

-Evet, ömür boyu kurtulamayacağım bir hastalığa teşhisim konuldu.

Temari bir an kalbinin durduğunu hissetti. Ne olmuştu ki? Ölümcül müydü? Nasıl bu kadar rahat söyleyebiliyordu? Hastalığı neydi?

"Hastalığın ne?"

"Geçmeyen tembellik."

Shikamaru Temari'nin surat ifadesini görünce gülmeye başladı. Ama kafasına sert bir darbe yemesi gülüşünü durdurdu.

"AH! Bu acıttı."

"Acısın diye vurdum zaten. Aklım gitti ciddi bir şey diye."

Temari'nin onu düşünmesine mutlu olmuştu Shikamaru. Bir süre Temari'nin yüzüne baktı. O çok... güzeldi. Normalde ona oturmak bile zahmetli gelirken Temari ile bir şeyler yapınca sanki hiçbir şey yapmamış gibi oluyordu. Temari'nin yanındayken zaman su gibi akıp gidiyordu. Bu düşüncelerini Temari'nin sesi bozdu:

" Hayırdır? Daldın gittin."

" Hiç. Kalkalım mı artık?"

" Bana sıkıntı yok."

Dışarıda kar yağıyordu ve yaklaşık 30 cm kadar da birikmişti. Temari sinsice gülümseyip elindeki kartopunu Shikamaru'ya fırlattı. Ama Shikamaru strateji adamıydı, Temari tek tek atarken o bir sürü yapmış ardından taramalı tüfek gibi art arda atmıştı hepsini. Temari yenilgiyi kabul etmeyip kocaman bir kartopu alıp Shikamaru'ya atmaya hazırlandı.

"Hey hey hey! Onu bana atmayı düşünmüyorsun her hâlde."

"Tam da onu düşünüyordum."

Tam suratının ortasına fırlattı. Shikamaru'nun yüzü ani gelen soğuktan dolayı kıpkırmızı olmuştu.

"Sizin orada yağış yoktu hani? Nasıl öğrendin bu kadar iyi oynamayı?"

"Eeee Konoha'ya da az gelmedik oğlum kar varken. Gaara benden de iyi oynar zaten. Kankuro oyundan çok savaş olarak gördüğünden onunla oynarken daha... dikkatli olmak gerekir."

"Anladım. Bir gün kardeşlerinle tanışmayı çok isterim."

"Mecbur tanışacaksın yoksa nasıl evlen-"

Temari içinden geçenleri dışa vurmuştu. Gerginlikle Shikamaru'ya baktı ama şükür ki atkısı sesini boğuklaştırdığından Shikamaru onun dediklerini anlamamıştı.

"Anlayamadım?"

"Elbette tanışırsın. Severler onlar seni."

Yani öyle umuyordu. Gaara ablasının mutlu olmasını isterdi hep o mutluysa sıkıntı yoktu. Yanlış anlaşılmasın, Kankuro da ablasının iyiliğini isterdi elbette ama o biraz daha ablasına düşkündü. Yani Shikamaru'yu kabullenmesi biraz daha zaman alırdı.

Biraz daha kar ile oynadılar. Shikamaru artık gitmeleri gerektiğini yoksa hasta olacaklarını söyledi. Yürümeye başladılar fakat Shikamaru buzu fark etmedi ve ayağı kaydı. Tam düşüyordu ki Temari onu belinden yakaladı. Temari de Shikamaru da yakınlıktan dolayı biraz kızarmışlardı.

"İ-İyi misin?" dedi Temari.

"İyiyim."

"Amma da ağırmışsın ha!"

"İltifatın için teşekkür ederim."

"Normalde tam tersi olması gerekiyordu sanki ha?"

"Zahmetli ve klişe."

Bu dediğine kahkaha attı Temari. Shikamaru ise o an emin oldu: Bu sesi hayatının sonuna kadar, hayır hayır; hayatı son bulduktan sonra bile duymak istiyordu...

****************************************************************

"Naruto-kun, lütfen yapmayın bu çok tehlikeli görünüyor."

"Endişelenme sevgilim, sadece 2 dakika sürecek dattebayo. Sasuke salağı beni kayakta geçemez."

"Sen öyle san, ezik."

"Hep böyle mi bunlar?" diye sordu Sakura. Geçen 2 hafta içinde o ve Sasuke de yakınlaşmışlardı. Sasuke onun bulunduğu hastaneye sırf onun için gelmişti. Bu onu çok sevindirmişti. Hatta hastanedeki en yakın arkadaşlarından biri olan ve ebe olarak çalışan Karin onları görünce birbirlerine yakıştırmış, eğer çocukları olursa ebeliğini kendisi yapmak istediğini söylemişti. Bu da ikisinin de kızarmasına neden olmuştu.

"Maalesef hep böyleler Sakura-chan."

Naruto: Ozaman 3 deyince tamam mı?

Sasuke: Tamam.

Naruto:3!

Sasuke: Bunu avans olarak kabul et çünkü seni geçeceğim.

Bayır aşağıya gittikleri için hızları iyice artmıştı. Tam kayarken Naruto bir tümseğe denk geldi ve düşmemek için Sasuke'ye tutunmaya çalıştı.

Sasuke: Lan dur ağırlığını üstüme verme oğlum- NARUTOOOOOOOOOOOOOOO!

Naruto: SASKEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEE!

Derken ikisi de yeri boyladılar.

Hinata: Naruto-kun!

Sakura: Sasuke-kun!

*************************************************

Sasuke: Hepsi senin suçun ezik!

Naruto: Aynen kardeşim tümseği de oraya ben koydum. Neyse ya en azından çok bir şey olmadı.

Sasuke: İkimizin de bir kolunun kırık olduğunun farkındasın umarım?

Naruto: Ölmediğimize şükret şükürsüz! Hem sayemde 1 ay raporlusun.

Sasuke: Ya sabır...

Metro  ~ShikaTema~Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu