Bölüm-5 "Yeni Şehir, Yeni Hayat"

96 7 0
                                    

***Uzun bir aradan sonraki bu bölümü wattpad şifresini unutan sınıf arkadaşım Hayriye'ye ithaf ediyorum. İyi okumalar. Umarım beğenirsiniz. Bölümlerin bundan sonra daha sık geleceğine söz veriyorum.***

Gözlerimi açtığımda havanın karamış olduğunu fark ettim. Yarı açık gözlerimle camdan dışarı baktığımda otoban da olduğumuzu gördüm. Şehirden mi  çıkıyorduk? Ve ne zamandan beri uyuyordum? Uzun zamandır uyuyor olmalıydım ki bu koltuk yüzünden her yerim tutulmuştu. Sol tarafıma dönüp Aras’a baktım. Uzun zamandır araba sürmekten gözlerinin etrafında mor halkalar oluşmuştu. Direksiyonun arkasında duran sigara paketine uzandı. İçinden bir tane sigara çıkararak dudaklarının arasına koydu. Sigarasını yakıp içine çekti. Ardından sıkıntılı bir şekilde nefes vererek dumanı dışarı bıraktı. Üflediği duman halkalar şeklinde havayla karışırken onu izlediğimi fark edip kafasını bana çevirdi.

“Oo uyuyan güzel uyanmış mı?” Bunu gülümseyerek söylememişti. Aksine alay edercesine söylemişti.

“Ne zamandır uyuyorum ve ne zamandır yoldayız?”Kafasını yola çevirip sigarasını içmeye devam etti. Ardından bir duman halkasını daha serbest bırakarak konuştu. “Yola çıktığımızdan beri uyuyorsun  ve yola çıktığımızdan beri yoldayız.” Dediği şeye yüzümü ekşitirken cevabına aldırmayıp “ Nereye gidiyoruz.” Dedim. “ Bizi bulamayacakları bir yere gidiyoruz.”dedi kendinden emin bir şekilde.

Bu sözü içimi rahatlatırken yinede biraz huzursuz olmuştum. Sonuçta bana o çetenin sadece bir fuhuş çetesi olmadığını isterlerse neler yapabileceklerini söylemişti. Bizi bulamayacaklarından nasıl bu kadar emin olabiliyordu. Yüzüne baktığımda kendinden emin ifadesini koruyordu. Merakıma yenik düşerek “Bizi bulamayacaklarından nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?”dedim.

“Onlar için çalışmam haricinde de bir hayatım var. Kimsenin bilmediği bir hayat.”diyerek göz kırptı. Nasıl bir hayattı acaba? Kimsenin bilmediği demişti değil mi? Acaba Uzay da mı bu hayatını bilmiyordu. “Peki uzay?” dedim ona dönerek. Kaşları çatık bir şekilde anlamamış gibi bana baktı. Öyle bir bakıyordu ki bir an üçüncü gözümün çıkmış olabileceğini düşündüm. “Uzay ne?" dedi tekrar yola dönerken. “Uzay da mı bilmiyor bu hayatını.” Bende yola dönmüştüm. Bir süre hiç bir şey demedi. İkimizde sessiz kalmıştık. Ardından tekrar konuşmaya başlayınca ona döndüm.

“Bir tek Uzay biliyor. Bu hayatın içinde o da var. O benim tek ailem.” Dedi lafı kısa keserek. Oysaki bana kimsesi olmadığını söylemişti. “Bana kimsen olmadığını söylemiştin ama.” Dedim daha önceki konuşmamızı hatırlatarak. “Çok fazla düşünüyorsun. Düşünme ufaklık senin zararına.” Deyip tekrar yola odaklandı. Dediğini yapıp düşünmemeye çalıştım. Daha sonrada düşüne bilirdim. Şimdi ise sadece yarım kalan uykuma dönmek istiyordum. Esneyerek koltukta rahat bir pozisyon aldığımda Aras bana dönüp iğneleyici sesiyle “Ciddi misin? Tam 5 saattir uyuyorsun aralıksız. Tekrar mı uyuyacaksın?”dedi. Demek 5 saat uyumuştum. Omuz silkip aldığım pozisyona tekrar dönünce oda omuz silkip “aslına bakarsan böylesi benim için de daha iyi olur. Çok konuşup da dikkatimi dağıtmazsın” dedi.

Sert bir şekilde omzumun dürtülmesiyle gözlerimi araladım. Aras benim dışarıdan benim olduğum tarafa gelmiş kapıyı açıp beni omuzlarımdan dürtüyordu. Gözlerimi tamamen açtığımda etrafı taradım. Hava hala karanlıktı. Yüzümü Aras’a çevirdiğimde “ayılar bile kış uykusundan daha erken uyanıyorlar.” Dedi. Söylediklerine gözlerimi devirdim. “Bu bana gözlerini ikinci devirişin oluyor ufaklık. Üçüncüsünü affetmem bilesin. Sanırım sana fazlasıyla yüz verdim.” Diyerek beni arabadan dışarıya sürükledi. Ne olmuştu birden?

Arabadan çekiştirilerek indiğimde etrafımı tarama fırsatım oldu. Hava karanlık olduğundan etrafta fazlasıyla renkli ışıklandırmalar vardı. Şuanda bulunduğumuz yer açık bir otoparktı. Aras beni kolumdan tutup sürüklediğinde neon tabelayla yazılmış olan yazıya baktım. “Antalya Dinlenme Tesisleri” Demek Antalya’ya gelmiştik. Aras’ın bahsettiği  ‘kimsenin bilmediği gizemli hayatı’ Antalya da mıydı? Daha doğrusu nasıl bir ‘gizemli Hayat’tı bu? Aklıma hücum eden cevaplanması gereken binlerce soruyu bastırdım ve şansımı susmaktan yana kullandım. Belki susup sessizliğimi korursam Aras  bana açıklama yapardı. Kimi kandırıyorum ben? Aras mı bana açıklama yapacaktı? Hem de kendiliğinden.  Şuana kadar sorduğum soruları yanıtlamıştı gerçi. Ama sadece  yüzde beş’ini. Kendi iç sesimle konuşmayı bir kenara bırakıp Aras’ın ben sormadan açıklama yapmayacağını anladığımda aklımı kemiren soruları sormaya karar verdim.

KAR TANESİWhere stories live. Discover now