Bölüm-4 "Ölüm Kararı"

213 9 0
                                    

Gözlerime inanamıyordum. Kocaman iri yarı simsiyah bir köpek kapının eşiğinde durmuş bana bakıyordu. Sadece bir kere havlasa havaya uçacaktım. Köpek usul usul içeriye girdi. Birkaç adımda ayaklarımın önünde durdu.  Ne yapacağımı nereye kaçacağımım bilemeden öylece olduğum yerde kala kalmış bir şekilde köpeğe bakıyordum. O bana ben ona bakışlarımız kilitlenmişti.

“Bu kadar mı korkuyorsun hayvanlardan?” Güneş’in sesini duyduğum da neredeyse  sevinçten çığlık atacaktım.

“Şey kendimle ilgili yeni bir şey daha öğrendim.” Gözlerimi kırpıştırarak ve önümde ki köpeği görmezden gelerek konuşmuştum.

“Öyle mi? Neymiş o?" Kaşlarını havaya kaldırarak sordu. Merak ettiği apaçık belli oluyordu.

“Sanırım Köpek fobim var” Bu cümleyi söylerken biraz utanmıştım. Yani şöyle bir bakınca o kadar da korkunç bir köpek değildi. Dili dışarıda kuyruğunu sallayarak bana bakıyordu. Ama ben yine de tedirgin oluyordum. Söylediğim cümleden sonra yarım ağız gülmüştü.

“Demek köpek fobin var hah?”

“E-evet. Artık çeksen şu köpeği?”  Yalvarır gibi konuşmuştum. Bir süre yerinden kıpırdamadı. Beni korkutmak için köpeği inadıma burada tutar sanıyordum ama yüzümdeki korkuyu görünce olduğu yerden kıpırdayıp yanıma geldi. Eğilip önümde duran köpeğin kafasını okşadı.

“Gel bakalım oğlum” Köpek güneşe itaat ederek usulca başını onun gövdesine yasladı.

“Köpekler en sadık hayvanlardır. Ve insanlara bir çok konuda yardım eder. Sahiplerini sahip olarak değil de arkadaş olarak görürler. Özel eğitimli köpekler sokak köpeklerinin aksine daha uysallardır. Yani demek istediğim bu köpekten korkmana gerek yok. Benim emrim dışında kimseye zarar vermez.” Köpekler hakkın da çok şey bildiği belliydi ama yinede korkumun hafiflemesine yetmemişti.

“Peki bana saldırmasını söyler miydin?” Bu sorumun cevabının evet olmasından çok korkuyordum. Önce bir süre yüzüme baktı. Sonra büyük bir kahkaha patlattı. “Sana zarar vereceğimi düşündüren nedir?”

“Birkaç gün önce söylediğin sözler olabilir.” O sözler aklıma geldikçe ürperiyordum.   "Sana aklına gelmeyecek şeyler yapacağım Küçük Kar Tanesi." Küçük Kar Tanesi. Adımı bilmediği için dünden beri bana bu şekilde sesleniyordu. "Senin Güneşin olacağım.Avuçlarım da eriyip suya dönüşeceksin. Belki de buharlaşacaksın. Ve kar tanesi.. Senden geriye hiç birşey kalmayacak."  Hızla aklıma gelen bu kötü anıyı uzaklaştırdım.

Derin bir iç çektikten sonra konuştu. "Her neyse. Uyuma vakti. Sabah erkenden yola çıkacağız. İyice dinlen. Arabayı bıraktığım yere kadar yürümemiz gerekiyor. Yürürken yoruldum diye mız mızlanırsan seni ormanda bırakırım. Ve emin ol kurtlar köpekler kadar cana yakın hayvanlar değiller." Konuşmasındaki tehdit şaka yapmadığını belli eder derecedeydi. Yinede bunun bir şaka olmasını umarak az önce uyandığım çekyata kıvrıldım. Döndüğüm zaman rahatsız edici sesler çıkarıyordu ama bunu da görmezden gelebilirdim. Aniden aklıma takılan bir şeyle yattığım yerden doğruldum.

KAR TANESİWhere stories live. Discover now