Fragman

1.5K 397 1.9K
                                    

Sınır: 10 vote 30 yorum.

Keyifliyi okumalar~

Bu okuldan nefret ediyorum!
Bu dünyada yaşamaktan nefret ediyorum!
Lanet olsun, ölmek istiyorum!

Bu seferde başımdan aşağı kuş boku boşaltılmıştı.
Daha ne kadar bu işkencelere katlanacaktım?

Ellerimi okul kıyafetime silerek temizlemeye çalıştım. Kütüphane'nin kapısını aralayarak korkulu gözler ile içeriye baktım, tahmin ettiğim gibi burası boştu. -O aptallar beni bir burda bulamıyordu.- Hızla içeri girerek her zaman ki yerime yani kocaman kütüphanede, en köşedeki kitaplığın arkasına girip oturdum. Dizlerimi kendime çekip başımın boklu olmasını umursamadan dizlerimin üzerine koydum ve her zaman ki gibi hıçkırarak ağlamaya başladım. Tanrım, Ne olurdu hiç var olmamış olsaydım.

Hergün okulun zorbaları tarafından işkenceye uğruyordum.
Evde alkolik bir baba, okulda zorbalar. Tanrım, önce ki hayatımda ne kötülük işledim de bunları çektiriyorsun!

Kitaplıktaki kitaplardan biri kafama düşünce acı ile bağırdım.

"Lanet olsun! Bir şey demedim. Ahh"

İsyan bile edemiyorum. Cidden lanet olsun!

Söylenerek yere düşmüş siyah deri kapaklı kitabı elime aldım. Üzerinde hiç bir şey yazmıyordu benim bildiğim kitapların ismi vardı? Kitabın içinden kırmızı tükenmez bir kalem yere düşünce onuda elime alarak inceledim. Normal bir kalemdi.

Merakla kitabı açtığımda, eskitilmiş, saman sarısı sayfa bana merhaba diyordu. Üzerine elimde ki kırmızı kalemin mürekkebi aktığı için bazı sayfalarda kan varmış gibi duruyordu.

En sevdiğim renk kırmızıydı çünkü ölümün rengiydi.
Babam bana bu rengi çok sevdirmişti! O kadar sevdirmişti ki kan kırmızısına boyanmak bir daha uyanmamak istiyordum.

Mavi renginden ise nefret ederdim çünkü mavi asla elime geçmeyecekti, ben asla özgür olamayacaktım. Bataklık çiçeği asla bataklıktan çıkamazdı. Ben bataklık çiçeğiydim, herkes özgür olup kanat çırparaken ben o bataklıkta yaşayıp sonunda ölecektim.
Söyleyin bana özgürlüğe koşamayan biri maviyi nasıl sevsin?

İyice bozulmuş sinirlerim ile ilk sayfaya aklıma gelen ilk şeyi yazdım. Ölmeyi...

"Ölmek istiyorum."

Ölmek istiyordum çünkü hayatımdan nefret ediyordum!
Kim her gece alkolik babasından dayak yiyip okula geldiğinde ezik muamelesi görerek yaşamak isterdi ki?

Yazdığım cümle silinmiş yerine uzun bir cümle gelmişti. Sanırım artık aklımıda kaybetmiştim!

"Ölmek mi istiyorsunuz? O halde siz yaşayamayacak kadar korkak, savaşamayacak kadar tembel, mutlu olamayacak kadar yalnızsınız."

Bu yeni bir şaka mıydı? Hayır olamazdı çünkü benim yaşamamı isteyen kimse yoktu. Kolumu çimdikleyerek, kırmızı mürekkebe karışmış mavi renkte ki cümleyi tekrardan okudum. Hiçbir yere gitmemişti Lanet olsun, sonunda delirdim!

Yeni bir kitap ile merhaba!
Çok uzun süredir düşündüğüm bir fikir değildi bir anda geldi bende yazıp yayınlıyorum.

Umarım bu kitabı okursunuz çünkü burda birbirimizin yaralarını sarmaya çalışıcağız. Bu kitap duygularımızın tercümesi olacak, herkesten sakladığımız duygularımızı bu satırlara dökeceğiz.

Daha fazla insana ulaşmamız için kitabı tanımadığınız insanlara paylaşın çünkü bizi yakınımızdakiler anlamadı belki uzağımızda hiç tanımadığımız insanlar bizi anlayabilir.☺️🙏

Kendinize iyi bakın 💜

𝗕𝗹𝘂𝗲 𝗦𝗶𝗱𝗲                        𝙆𝙞𝙢 𝙎𝙚𝙤𝙠𝙟𝙞𝙣Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin