2. Hayatta kal

784 287 2.4K
                                    

Yukarıya bıraktığım şarkıyı dinleyerek bölümü okuyun lütfen.

Sınır; 22 oy 220 yorum.

Keyifli okumalar~

"Bir çocuğun mutluluğu kar tanesiyken benim mutluluğum kan tanesiydi."

Pekte yumuşak olmayan yatağımın içinde huzursuzca kıpırdanıp duruyordum. Bedenim alarm niyetine her gün saat beşte beni kaldırıyordu daha fazla dönmek bir şey ifade etmeyeceği için doğrulup gözlerimi ovuşturmuştum.

Günaydın, yeni ötmeye başlayan horozlar!

Bugün içim nedense kıpır kıpırdı ve benim içim ne zaman böyle olsa başıma bir şey gelirdi. Okula geç kalmamak ve bu evde daha fazla durmamak için ayağa kalktım ama unuttuğum bir şey ayağıma dolanan yorganımdı. Düşüncesizce kalkmamın bedeli olarak yere sülük gibi yapışmıştım.

"Ayş lanet olsun!"

Bir gün güzel başlayınca hemen ne olur? Görünen köy kılavuz istemediği için susuyorum, siz anladınız. Söylenerek yerden kalkıp yorganı yatağın üzerine mısır piramiti gibi bırakıp banyoya girmiştim. İşimi hallettikten sonra aynanın karşısına geçip dolaptan lenslerimin kutusunu çıkardım kapağını açıp içindeki lensi alacaktım ama nedense kutu boştu. Ben gece lensle mi uyudum? Hızlıca aynaya baktığımda kahverengi lenslerin birazcık kaymış bir şekilde gözlerimde olduğunu üstelik başımda da küçük bir yara izi olduğunu görmüştüm. Bu yara izi ne zaman oldu?

Dün en son okuldaydım sonra... O yabancı beni kurtarmıştı!
Küçük dilimi yutmak üzereydim mucizelere inanmazdım ama bu?
Ellerim heycandan titrerken küçücük olan banyodan çıkarak odaya göz atmıştım.

Krem duvarın rengi uzun yıllardır boyanmadığı için birazcık kirlenmişti. Camın yanında küçük yatağım ve baş ucumda kahverengi bir komodin vardı. Yatağımın karşısında bir kapağı kırılmış kahverengi dolabım onun yanında da yine küçük olan kitaplarla dolu kitaplığım vardı. Kapının yanında olan küçük beyaz çalışma masamın üzerindeki çantamı görmemle hızla yanına gitmiştim.

Bu olanlar rüya olmalıydı.
Kimse benim için parmağını kıpırdatmazken o yabancı kitaptan çıkarak beni kurtaramazdı. Çantamın fermuarını yavaşça açıyordum sanki geç açarsam içinde ki kitap yok olacaktı. Olmamıştı siyah ciltli kitap burdaydı.

Kitabı elime alarak bir kaç saniye sakinleşmeyi bekledim. Her şey bir rüya olmalıydı gerçekte böyle şeyler olmazdı. Sakinleştiğimi düşünerek yavaşça ilk sayfayı açtığımda her şey yerli yerinde duruyordu. Son cümle "gözlerini kapattı."
O an gözlerimi kapatıp karşımdaki kişiye güvenmiştim.

Ölmeyi arzularken aynı zamanda yaşmak içinde çırpınıyorduk.
Yıllardır acısız bir şekilde ölmek isterken dün gece nefes alamadığım an bir yabancıdan yardım isteyip, medet ummuştum.
Beni kurtarsın istemiştim, ölmekten deli gibi korkmuştum. Yaşadığım hayata, hayat bile denemezken ben yaşamak istemiştim.

Ölmek istesekte aslında bir parçamız yaşamak için yanıp tutuşuyordu...

O yabancıya dair sadece ılık dokunuşu ve yoğun bir şekilde deniz kokusunu hatırlıyordum keşke ona dair başka şeylerde bilseydim.
Onu tanımak istemiştim. Kimse beni olduğu ortama çağırmazdı, asla yardımda etmezdi ama o dün gece sadece bir yardım et diyişimle yanıma gelip beni kurtarmıştı. Birilerinin beni kurtarmayacağına kendimi o kadar inandırmıştım ki şu an ne hissedeceğimi bilemiyordum. Ağlamak istiyordum ama aynı zamanda kahkaha atarak gülmek, çığlık atmak istiyordum.

Bak dünya, sonunda biri beni kurtardı. biri öleceğim an elimden tuttu, biri insan olduğumu hatırladı! Daha ne isteyebilirim ki?

Defterin içinde ki kırmızı kalemi parmaklarımın arasına hapsederek ne yazacağımı düşündüm. Çok uzun bir şey yazarsam umursamazdı, üstelik küçükde düşebilirdim bu yüzden kısa bir şey yazmalıydım.

𝗕𝗹𝘂𝗲 𝗦𝗶𝗱𝗲                        𝙆𝙞𝙢 𝙎𝙚𝙤𝙠𝙟𝙞𝙣Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin