Pencere (18)

975 67 49
                                    

Hava yeni yeni aydınlanmaya başlamış olsada Bakugo dışarı çıktığında sokak lambaları hala yanıyordu. Havanın serinliği ürperttiğinde ellerini cebine soktu, adımlarını hızlandırmıştı.

Bu kadar erken saatte dışarıda olmasının tek sebebi Todoroki uyanmadan yanında olmaktı. Bu kararı mesajlaşmalarının ardından vermişti. Uzun zamandır -hastaneden beri- onunla teması sadece ders notlarıydı.

Öfkesini kontrol edemediği için o iyileşene kadar onun yakınında olmama kararı almıştı ama Todoroki bu durumu çok farklı yorumlamıştı. Aralarında yeni yeni oluşan bağı bir hareketiyle yok edebileceğini biliyordu. Bu isteyeceği en son şeydi.

Apartmanın açık kapısından içeri girdiğinde basamakları ikişer ikişer çıkmıştı. Daire kapısına vardığında tokmağı iki kez vurdu. Saniyeler sonra kapı açıldığında karşısında Todoroki'nin ablası durmuş ona bakıyordu.

"Kardeşime not mu getirdin?"

"Hayır, aslında... Ders çalışacağız."

"Shoto şu an uyuyor, uyandırırsın. Benim çıkmam gerek. Odası koridorun sonunda sağda. İyi çalışmalar size."

Yanından geçip giden kadının ardından içeri girdi. Etrafın sessizliği biraz olsun onu sevindirmişti. Kimseye -özellikle annesine- görünmeden Todoroki'nin odasına geçmek için koridorda ilerledi.

Odasına girdiğinde kapıyı kapatıp kilitlemişti. Bu sadece bir önlem ve 'rahatsız edilmek' istemediğinin belirtisiydi.

Arkasını döndüğünde tek kişilik yatakta yatan adama baktı. Sırt üstü uzanmış uyuyordu. Belinden aşağısını örten battaniyesi bacaklarına dolanmıştı. Nefes aldıkça kalkıp inen göğsü yavaş ritimde devam ediyordu. Derin uykuda olması Bakugo açısından oldukça iyiydi. Onu bu savunmasız haliyle izlemek istemişti. Cesaret dolu sözlerinin arkasındaki masum yüzü o uyurken daha belirgindi.

Yanına yaklaşıp yatağına oturduğunda Todoroki'nin yüzünü incelemek daha kolaylaşmıştı.

Dağınık saçlarının kıvrımları belirgindi. Burnuna dolan sabun kokusuyla gülümsedi, hala nemli olan saçlarını parmağıyla alnından çektiğinde Todoroki kıpırdanmıştı. Onu uyandırmak istemediğinden elini geri çekti.

Bakugo her baktığında dalıp gittiği dudaklarına gözlerini kitlenmişti. İnce bir çizgiyle çerçevelenmiş dudakları aralıktı. Öpmek için delirse de bu anı bozmaya niyeti yoktu.

İlk dudaklarının birleştiği anı anımsadı. Ani ve bir o kadar da unutulmaz. O gün onca şey yaşansa bile aklında yer eden tek an.

Todoroki'yi tanımadan nefret dolmasından hangi ara bu raddeye gelmişti. Zarar vermek için her tenine dokunuşundan pişmanlık duyar olmuştu. Oysaki o anlarda kandırıldığı için intikam alıyor hatta bu yaptıkları ona normal geliyordu.

Bakugo öfkesini kontrol edemediğini kabul etmese de Todoroki, başka bir yerden kendisine bakmasını sağlayan kişiydi.

Daldığı anılar arasından çıktığında kendini daha tutamadığını hissetti. Todoroki'ye doğru eğildiğinde dudaklarını kısa süreliğine kendi parçası yapmıştı.

Onu durduran Todoroki'nin eliyle göğsünden itmesi oldu. Uyku halinden hala çıkamamış gözleri Bakugo'nun kırmızılarıyla buluşmuştu.

"Katsuki.."

"Günaydın."

Todoroki iki yana açtığı kollarıyla yattığı yerde gerindi. Yüzüne yerleşen şaşkınlık yerini mutluluğa bırakmıştı.

VİS A VİS ▪︎TodoBaku▪︎Where stories live. Discover now