16.Bölüm

1.7K 149 28
                                    

"Of Taehyung, neden söylemiyorsun yorulduğunu? Hamilesin farkında mısın? Eve gidiyoruz." Sesini yükseltince başımı eğdim.

"Özür dilerim bağırma lütfen." Mırıldanmamla nefesini dışarı verip kollarını bedenime sarmıştı. Alnımdan öpüp beni diz kapaklarımın altından ve sırtımdan tutarak kucağına alınca hemen boynuna sarıldım. İnsanlar bize bakıyordu.

"Sakin ol, bebeği düşüreceksin şimdi." Dediğinde gözlerimi devirdim. O kadar kolay mıydı bebeği düşürmek? Yine de boynuna sıkıca sarıldım ve başımı boynuna yaslayarak dinlenmeye çalıştım. Arabaya bindiğimizde beni oturtup kendi yerine geçmişti.

"Ee, affettin mi beni? O kadar oda hazırladım sana hediye olarak." Dediğinde kaşlarım çatıldı. Ben bu köpeği öldürürdüm ama!

"Affetmedim! Böyle öküz olmaya devam edersen de affetmeyeceğim! Gerizekalı!" Diyerek ona arkamı dönmüştüm, camdan tarafa dönüp bacaklarımı kendimi çektim.

"Ya, öyle demek istemedim. Ama hep yanlış anlıyorsun-" Dediğinde birden ona döndüğüm için lafı yarıda kalmıştı. Bana şaşkınca bakıp önüne dönmüştü tekrar.

"Sen bana dediklerini unutmuş olabilirsin ama ben unutmadım Jungkook. Anladın mı unutmadım! Beni kovdun ya hani, işin bitmişti benimle! Beni kullandığını açık açık anlattın!" Dediğimde karnıma giren sızıyla inlemiştim acıyla. Hemen bana bakıp kenarda bir yerde arabayı durdurmuştu.

"Hey, Taehyung. İyi misin güzelim? Neyin var, hadi söyle bana." Dediğinde karnımı tutmuştum, zaten ağrıdığından beri tutuyordum ama.

"Hastaneye gidemeyiz, bebek farklı. Jin hyunglar bilir ne yapacağını. Dayan lütfen bebeğim." Demiş ve arabayı çalıştırmıştı. Eve geldiğimizde hyungları iyice telaşlandırmıştı gerizekalı.

Onun kucağında laboratuvara geldiğim gibi beni sedyeye yatırmıştı. Korkuyordum, ya bebeğime bir şey olursa? Hoseok hyung elimi tutup yüzüme eğilmişti hemen.

"Sakin olmaya çalış, ne olduğunu anlat Jungkook!" Dediğinde ilk cümlesini bana söylediğinden onu onayladım. Jungkook olanları hızlıca anlatmıştı.

Jin hyung bebeğimi kontrol ederken Hoseok hyung da beni sakinleştirmeye çalışıyordu. İkisi de endişeli görünüyordu, neler oluyordu? Bebeğime bir şey olursa mahvolurdum ben. "Hyung, bebeğim iyi değil mi?"

"İyi, iyi ama tehlikede. Bak güzelim, sen bir vampir olarak karnında yarı kurt taşıyorsun ve zaten bu yeterince riskliyken bir de yorulmuşsun, üstüne sinirlenip delirmişsin resmen. Böyle şeyler yok, tamam mı? Jungkook'la kozlarınızı doğumdan sonra paylaşırsınız. Şimdi herhangi bir tartışma yok, tamam mı canım?" Seokjin hyungun dediklerini onaylamıştım dolu gözlerimle. Jungkook'ta pişmanlıkla bakıyordu.

"Şimdi sen artık evden çıkma. Dört ay kaldı zaten, evin içinde yavaş yavaş gezebilirsin, ama stres yok ve tartışma hiç yok. Tamam mı?" Dediğinde onaylamıştım onu. Sonra bana bir iğne sıkmış, odaya çıkartılmıştım.

"Tamam, rahatım Jungkook. Dur artık." Jungkook yatağı rahatlaştırmak için bayağı bir uğraşmıştı. Sonra üzerimi örtüp yere çökmüş ve hafiften şişen karnımı okşayıp öpücük kondurmuştu.

"Özür dilerim bebeklerim." Demiş ve tekrar öpücük kondurmuştu. Cinsiyeti bir ay sonra belli olacaktı, bir melez olduğu için zaten beş ayda doğurmuş olacaktım.

Çok heyecanlanıyordum onun gelmesini beklerken. Birden canım ilk defa yemek çekmişti. İlk defa zevkten değil de canım çektiği için yemek istiyordum.

"Şey, Jungkook." Hemen bakışlarını bana çevirmiş, merakla bakmıştı yüzüme. Ayıp olur diye çekiniyordum ama canım çok çekmişti.

"Benim canım birazcık kivi ve nar çekti. Ama evde yoksa uğraşmana ge-" Hemen ayaklanmış ve gülümseyerek alnıma öpücük kondurmuştu.

"Ne demek uğraşma, benim güzelim benden bir şey istemiş ne zahmet olacak." Demiş ve beklememi söyleyip odadan çıkmıştı.

Tekrar kapıyı açıp öpücük atmıştı bana ve mutlu mutlu kapatmıştı kapıyı. Sinir bozucu ama tatlı biriydi. Hoştu, ayrıca çok yakışıklıydı. Her neyse şu an bebeğimin istediği meyvelerin gelmesini beklemeliydim sanırım.

Blood 'taekook'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin