Bölüm 79: Eksik

15.1K 1.2K 181
                                    

-Multimedia, Scott. Playlist: Lana Del Rey - Born To Die. 

İyi okumalar. :) -Bu arada tüm yorumlarınızı okuyorum ama yorucu sınav haftasından henüz dün çıktığım için yanıtlayamadım, teşekkür ederim yorumlar için, yarın cevaplayacağım, sizi seviyorum :)-

‘Öleceksem de seninle beraberken öleyim, Clara. Bizim birlikte olup da üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir şey yok. Ben sana inanıyorum. İkimize inanıyorum.’

 

Beş saniye.

Tam beş saniye boyunca sustum. Ariana bir şeyler söylüyordu ama dinleyememiştim de. Telefon elimden kayıp düştüğünde arama sonlandırılmıştı.

Tepki veremiyordum başta. Birden tüm düşüncelerim benden uzaklaşmış, havaya karışmıştı sanki. Yere düşen telefonuma aldırmadan ayağa kalktım ve ablama haber bile vermeden evden çıktım. Arabaya atlayıp hastaneye gelişimdeki yaklaşık on dakikalık bir süre benim için yalnızca koca bir boşluktan ibaretti.

Hastanenin girişine geldiğimde istemeden de olsa çarptığım insanlara dönüp bakamadan koşarak merdivenlerden üçüncü kata çıktım. Asansör benim için vakit kaybı olurdu hiç şüphesiz. Koridordun başına geldiğimde Scott’ı gördüm.

“Clara.” Dedi kolumdan tutup beni durdururken. “Clara, bekle.”

“Nerede?” diye sordum yorgun mavi gözlerine bakarak. “Dexter nerede? Ariana aradı, onu görmem lâzım.”

“Clara sakin ol.” Dedi gitmemi engelleyerek. “Beni dinle önce.”

“Beni oyalama Scott!” diye devam etmesini engelledim. “Dexter’ı görmem gerek, nerede?”

“Clara.” Dedi bir kez daha. Gitmemi veya hareket etmemi engellemek için kollarını etrafıma doladı. “Dinle beni. Dexter odasında. Dün kalbi durdu evet, ama şu an yaşıyor. Onu birazdan göreceksin. Şimdi sakinleşebilir misin?”

Yaşıyor.

Dexter yaşıyor.

“Yaşıyor mu?” diye sayıkladım Scott’ın göğsüne yaslanıp.

“Evet, Clara.” Dedi bir eli sırtımda gezinirken. “Ariana anlatıyordu ama devamını dinlemeden kapattın.”

“B-ben bilmiyorum-” diye hıçkırmaya başladım. Duygularımın kontrolünü yitirmiştim. İç çekerek uzun bir süre ağladım. Scott’ın tişörtünü epey bir ıslattıktan sonra ondan başka birisi omzuma dokununca gözlerimi silerek geri çekildim.

“Gel buraya cadı.” Diyerek bu sefer Daniel beni kollarının arasına aldı. “Ağla bakalım, rahatlarsın.”

Tekrar ağlamaya başlamam için bunu söylemesi yeterliydi. “Çok korktum… Gerçek-gerçekten gitti sandım. B-beni bu sefer bıraktı sandım, ben-” Daha fazla devam edemedim çünkü hem ağlayıp hem konuşmak çok zordu.

“Gitmedi.” Dedi saçlarımı okşarken. “Gitmeyecek de.”

Birkaç dakika sonra gerginliğimi gözyaşlarımla birlikte atınca geri çekildim. “Yanına girebilir miyim?”

“İzin vermiyorlar.”

“Neden?” dedim çaresizlikle.

“Bilmiyorum.” Diye başını iki yana salladı. “Odaya giremiyoruz ama camdan bakabilirsin hâlâ. İster misin?”

“Evet,” diye başımla onayladım. “Gidelim, görmek istiyorum.”

“Gel.” Diyerek elini belime koydu Daniel. Scott’la birlikte, artık her metrekaresini ezberlediğim koridorda ilerledik ve Dexter’ın odasının önünde durduk.

Sakin Ol Clara.Where stories live. Discover now