Bölüm 35: Nefes

31.3K 1.9K 394
                                    

Sınavlar bitti, okul kapanmak üzere ve ben boş kaldıkça bölüm yazmaya çalışıyorum. Çok kısa yazmak içimden gelmediği için uzun olmasını istiyorum ve bu yüzden haftada yaklaşık en fazla üç bölüm yazıyorum, bir şikayetiniz varsa bildirin lütfen :)

Ve burada yorumlarınızı görmek beni gerçekten çok mutlu ediyor, eksik etmeyin lütfen. İyi okumalar:)

-Multimedia, Ashley.

“Ariana uyan.” Dedikten sonra omzundan dürttüm bir kez daha. Otobüste neredeyse herkes inmişti ve biz Ariana’nın uykusunu tamamlamasını bekliyorduk.

Daisy herkesin indiğinden emin olunca sesini yükseltti.

“Eğer kalkmazsan seni bırakıp gideceğim Ariana ve sen de burada kalacaksın!”

Ariana birkaç kez gözlerini kırpıştırdıktan sonra başını, yaslandığı camdan kaldırıp uykulu bir şekilde bize baktı. “Geldik mi?” diye mırıldandı.

“Aslında on dakikadır buradayız ama gördüğün gibi seni bekliyoruz.”

Ariana uyuşuk hareketlerle koltuktan kalktı ve yüksek sesle esnedi. Daisy sabırsız bir şekilde parmaklarıyla koltuğun kenarında ritim tutarken ben de yere bıraktığım sırt çantamı taktım.

“Herkes nerede?” dedi Ariana esnedikten sonra. Çantalarını alıp önden ilerledi.

Onu takip ederken, “İndiler.” Dedi Daisy.

Sırt çantamı taktıktan sonra Daniel’ın bavul olarak adlandırdığı ama aslında yalnızca biraz büyük olan çantamı da elime aldım ve kızların peşinden otobüsten indim.

Otobüsteki sıcaklığı terk ettiğimizde Luster’in serin havası ciğerlerime doldu. Hava tam da olması gerektiği gibiydi. Sıcak değil ama dondurucu soğuk da değil. Etrafımız üstü karla kaplanmış büyük bir araziyle çevriliydi. Masmavi gölün kenarında dokuz tane birbirinin aynısı kırmızı evler ve onlardan başka üç tane de yine kırmızı ve tek katlı ama biraz daha büyük bina vardı. Tüm evler yüksek birer ağaçla gölgelenmişti ve bizim grubumuz da o ağaçların birinin gölgesinde toplanmıştı.

Karlar botlarımızın altında gıcırdarken etrafımıza bakarak onların yanına gittik.

Cawana konuşmaya yeni başlamış olmalıydı çünkü aynı anda büyük siyah çantasından bir liste çıkarıyordu.

Koyu makyajıyla daha da karanlık görünen siyah gözleri benim gözlerimi bulunca kâğıdı bana uzattı.

“Evler ve kalacakların isimleri, Clara.” Dedi. Kâğıdı aldım. “Herkes nerede kalacağını zaten biliyor ama bir kez de sen hatırlat. Ben de anahtarları vereceğim.”

Evet, kendisinin de belirttiği gibi herkes nerede kalacağını zaten biliyor. Amaç Clara’ya iş yaptırmak.

Herkesin beni duyması için merkezinde Cawana’nın olduğu çemberde biraz daha ilerlerdim ve sırayla isimleri okumaya başladım. Her altı kişide bir Cawana mavi bir poşetten anahtar çıkarıp veriyordu.

Ashley, Taylor, Miley ve bizim isimlerimizin olduğu yedinci kabini okuduğumda Ashley öne atılıp anahtarı aldı. Son iki kabini de okuyup kâğıdı Cawana’ya uzattım. Bana bakmadan kâğıdı aldı ve kalabalığa doğru konuşmaya başladı.

“Saat üçe kadar izinlisiniz.” Dedi. “Üçten sonra keşfe çıkıyoruz, şimdi dinlenebilirsiniz.”

Dağılma çağrısı üzerine herkes kalacağı kabine doğru ilerlemeye başladı.

Sakin Ol Clara.Where stories live. Discover now