Bölüm 8: Eski Kitaplar

36.3K 2.7K 299
                                    

Bir önceki bölüm kısa olduğu için içime pek sinmedi, yeni bölümü yazdım. İyi okumalar:)

“Bak, işte buldum.” Daisy hızlıca odaya girdi ve arkasından kapıyı kapattı. Elinde üç tane kalın kitap vardı ve yüzündeki ifadeden anladığım kadarıyla yine şu, ateşi kullanabilmem meselesiyle ilgiliydi.

Ariana kitaplara bir bakış attıktan sonra, “Onları okumayı düşünmüyorsun, değil mi?” dedi temkinli bir şekilde.

“Hayır tabii ki de.” Dedi Daisy kısaca ve yatağıma oturdu. “Sen de gel.” Dedi Ariana’ya.

Ariana üşengeç bir şekilde bilgisayarını bırakıp yatağımın diğer ucuna otururken, “Onlar ne?” dedim kitaplara bakıp.

“Ustalar hakkında bilmediklerimiz ve bilmemiz gerekenler. Aşağıdan aldım. Biliyorsun, kocaman bir kitaplık var.” En üstteki kitabı açıp sayfalarını karıştırmaya başladı.

Ariana yataktaki ikinci kitabı eline alıp önünü ve arkasını inceledi.  Bir şey hesaplıyormuş gibi gözlerini kıstı.

“Size bir şey söyleyeyim mi?” dedi.

Daisy kitaptan başını kaldırdı ve Ariana’ya baktı.

Ariana devam etti. “Şu kitap var ya,” elindeki kitabı havaya kaldırdı. “Ben hayatımda toplasan bu kadar sayfa kitap okumamışımdır.”

Daisy gözlerini devirerek sayfaları karıştırmaya devam etti. “Ciddi bir şey söyleyeceksin sandım.”

Güldüm.

“Ama şu kitaba bir bakar mısın? 784 sayfa!” dedi Ariana bu sefer doğrudan benimle konuşarak.

“İşte!” dedi Daisy. Parmağını bir satırın üzerinde gezdiriyordu. “Ustalar, insanlığın var oluşundan beri hayatta önemli rol oynamışlardır. Bugüne kadar gelen.. Falan filan. Bu değil! Neredeydi o?”

“Ne arıyorsun?” dedim kitaba eğilerek.

Daisy cevap vermedi ve birkaç sayfa daha değiştirdi.

“Evet!” dedi heyecanla. Okumaya başladı. “Wessex Hanedanı’ndan Barışçıl Edgar. I. Edmund ve Elgiva’nın oğlu. Doğumu, 2 Ekim 943."

“943 mü?!” dedi Ariana gözlerini büyüterek.

“Evet, 943. Wessex Hanedanı diyorum, ne bekliyorsun ki? Ayrıca lafımı bölmezsen sevinirim.” Dedi Daisy ve okumaya devam etti. “1 Ekim 959’da 19 yaşındaki kardeşi Edwy’yi öldürerek taç giydi. Bilinenin aksine, Barışçıl Edgar’ın kardeşini öldürmesindeki sebep yönetimdeki adaletsizliği değil, Edwy’nin dönemin Usta’larından Matilda’yı, suya hükmetme gücünü yok ettirmek için zindana kapatmış olmasıdır. Bunu geç öğrenen Barışçıl Edgar, 1 Ekim’de kardeşini öldürerek hükümdar oldu. Matilda’nın ölümünden sonra ‘Usta’ unvanını almış ve toprak elementini olabilecek en faydalı şekilde kullanmıştır.

Kitabı kapatıp bize baktı.

“İleride adımın önünde ‘Barışçıl’ kelimesi olmasını istemem.” Dedim.

“Ah!” dedi Daisy hırsla saçlarını geri atarak. “O kadar şey okudum buna mı takıldın yani? O, halkının verdiği bir unvan. Usta olmasıyla alakası yok.”

“Yine de,” dedim. “Clara iyi.” Ariana’yla birbirimize bakıp sırıttık.

“Şu işi biraz ciddiye alın!” dedi Daisy.

“Tamam, dediğin gibi olsun.” Dedim. Sonra savunmamı yapmaya başladım. “O Edgar bir hükümdarmış farkındaysan. Zaten hayatında hiç ‘sıradan bir insan’ olmamış. Matilda’ya işkence ettiriyor diye kardeşini öldürmüş bir kral. Ama ben yalnızca 18 yaşında, tek derdi normal olmak olan bir kızım.”

Tabii ki Daisy’nin buna da bir cevabı vardı.

“Sen ‘sıradan bir insan’ değilsin, Clara. Bunu kabul et artık lütfen. Hem farkındaysan Barışçıl Edgar tahta geçtiğinde yalnızca 16 yaşındaydı. Bu da demek oluyor ki, bunun yaşla bir ilgisi yok.”

16 mı?!!

Matematiğimi kullanıp işlemi tekrar yaptım ve ben de 16 sonucuna ulaştım. Nasıl yani? 16 yaşındayken 19 yaşındaki kardeşini öldürüp tahta mı geçmiş? Ben 16 yaşındayken bir sineği bile öldüremiyordum. Tamam, hâlâ öldüremiyorum ama bu konuya girmeyelim.

“16 mı?!” dedi benim dış sesim olan Ariana.

“Evet, 16.” Dedi Daisy bir kez daha. “959’dan 943’ü çıkardıysanız bu sonuca ulaşırsınız.” Dedi bir matematik öğretmeni gibi.

“Matematikten nefret ederim.” Diye homurdandı Ariana.

“Ben de.” Dedim.

“Matematikten nefret ediyor olmanız, konuştuğumuz konuları değiştiremiyor maalesef.” Dedi Daisy. “Eğer hükümdar örneği istemiyorsan dahası da var Clara.”

Ariana’nın elindeki kitabı aldı ve daha önceden işaretlediği sayfayı açtı.

Emmagene Bernard.” Kitabı bize doğrulttu ve yağlıboya çizimini gösterdi. Uzun kızıl saçlı, üzerinde sarı fırfırlı bir elbise olan kadını gördüm. “Doğumu, 4 Ekim 1350.” Kitabı bu sefer kendisine çevirdi ve okumaya başladı. “Fransa’nın Versailles kentinde dünyaya geldi. Su Ustası olarak bilinir. Ustalığını kanıtladığı olay şu şekildedir. Yaşadığı kasabadaki Büyük Veba Salgını’nı ‘Şifalı Su’ ile ortadan kaldırmıştır.

“Şifalı Su ne?” dedim.

“Bilmiyorum, yazmıyor.” Dedi Daisy. “Önemli olan o değil. Barışçıl Edgar kraldı. Ama Emmagene Bernard senin tabirinle sıradan bir insandı. Oldukça sıradan. Kasabada yaşıyormuş.”

Verecek cevabım yoktu. Daisy haklı. “Tamam ya.” Diye pes ettim. “Haklısın.”

“Sonunda!” dedi Daisy. Kitapları topladı. “Yaptığın şeyi hafife alıyorsun.”

“Bak, bu konuda ona katılmak zorundayım.” Dedi Ariana Daisy’yi işaret ederek.

“Tamam ama bu omuzlarıma büyük bir sorumluluk yüklüyor.” Dedim. “Daha buradaki ilk günümdeyim, herkes benden bir şeyler bekliyormuş gibi hissediyorum. Ama şu an tek yapabildiğim sizden yalnızca biraz erken ateşi kullanmak. Üstelik ona kullanmak denebiliyorsa. Sadece elimde duruyor.”

“Sorumluluk falan yok. Kimse senden bir şey beklemiyor. Sen de diyorsun, daha ilk gün. Hem Ustalardan kimse durduk yere kahraman olmamış. Kahraman olmalarını gerektiren olaylar olmuş. Büyük Veba Salgını gibi.”

“Yani oturup bir şeylerin olmasını bekleyeceğim.” Kim bilir ne kadar sinir bozucuyumdur.

“Clara!”

Daisy’yi kızdırmanın vermiş olduğu mutlulukla güldüm.

Sakin ol Daisy.

Sakin Ol Clara.Where stories live. Discover now