Bölüm 30: Fırtına

31.8K 2.1K 259
                                    

Haftaya sınavlarım balayacağı için bu hafta biraz fazla yazmaya çalışacağım, bu bölümü de biter bitmez paylaşıyorum. Görüşlerinizi bekliyorum, iyi okumalar:)

-Multimedia, Clara

“Clara!”

Dexter beni belki de onuncu kez çağırıyordu.

“Ne var Dexter?!” diye odadan çıktım en sonunda. Bana her seslenişinde ona ‘Efendim’ diyordum ama o ısrarla cevap vermiyordu.

Koridora çıktığımda orada değildi. Odasından bağırıyordu demek ki. Odanın önüne gittim.

“Sana sesleniyorum kaç saattir baksana.”

“Bakıyorum, söyle.” Dedim. Odanın ortasında elinde bir sargı beziyle dikiliyordu.

“Ne yapıyordun?”

“Kitap okuyordum ve beni bunun için mi çağırdın?”

“Hayır.” Dedi. Bana doğru yaklaştı. “Bir şey isteyecektim.”

“İste bakalım.” Dedim kapıya yaslanırken.

“Şu yarama bir bakar mısın?” dedi başparmağıyla omzunun üstünden sırtını işaret ederken. “Acımaya başladı yine.”

“Üstüne mi yattın?”

“Hayır.” Dedi. “Bir şey yapmadım.”

“Tamam, bakarım.” Dedim.

“Uzaktan mı bakacaksın, Clara?” derken beni işaret etti. “Gelsene.”

Ona söylenerek odanın içine girdim. Oda, evin en dağınık odasıydı şüphesiz.

“Üstümü çıkaracağım, rahatsız olur musun?” derken kaşlarını kaldırmış bana bakıyordu.

“Evet, olurum.” Dedim hemen.

“O zaman tişörtümün içini görebilme yeteneğin varsa onu kullan.”

“İyi, çıkar hadi.” Dedim. “Saçma sapan konuşmanı yasaklıyorum, ona göre.”

“Söz veremiyorum.”

“Tamam, çıkar hadi.”

Ben bunu dedikten sonra yarasına zarar vermemek için yavaşça tişörtünü çıkardı ve zaten dağınık olan yatağın üstüne attı. Sırtındaki bandaj dolaşıp göğsüne geliyordu ve tekrar sırtında bitiyordu.

“Neden ben bakmak zorundayım?” dedim yüzüne bakmaya çalışarak.

“Çünkü ben arkamı göremiyorum ve evde de senden başka kimse yok.”

O konuda haklı olabilirdi. Ama yalnızca o konuda.

Dexter zaten raporlu olduğu için okula gitmiyordu. Ben de sabah inanılmaz bir baş ağrısıyla uyandığım için yataktan bile kalkmamıştım. Zaten o saatten beri uykum vardı. Ama zaten bir yandan da içim Dexter’ı tek bırakmaya el vermiyordu.

“Dön arkanı geveze.” Derken elimle işaret ettim.

“Geveze mi? Bana diyene bak.” Derken arkasını döndü ve yarasının neden acıdığını anladım.

Tam yarasının üstündeki bandajda kan lekeleri vardı.

“Dexter, yaslandın mı sen?” dedim omzunun yanından başımı uzatarak.

“Hayır. Neden ki?” derken o da yüzünü bana çevirdi.

“Kan var.” Dedim. “Değiştirmemiz lâzım.”

Sakin Ol Clara.Where stories live. Discover now