On İkinci Bölüm

353 23 3
                                    



Sonraki gün Xiao Zhan, Frank'ın kliniğine gitti.

Li Li düşük yaptığından çok fazla kan kaybetmiş ve doğrudan oraya götürülmüştü. 


Wang Yibo, gün boyunca ofise gitmek zorundaydı, bu yüzden ona eşlik edemedi ve Xiao Zhan tek başına araba sürdü.


Frank'ın kliniği çok iyi bir konumdaydı, fakat biraz uzak olduğundan, hala yapım aşamasında olan binaların bulunduğu bir alandan geçmek zorundaydınız ve çok fazla toz vardı.  Betondan alçalıp yükselen elektrikli matkapların sesi, sanki başka bir dünyaya gitmek gibiydi.



O oraya giderken, Wang Yibo bir toplantıyı yeni tamamlamıştı ve Xiao Zhan'ı arayıp nerede olduğunu sordu.

"Hala yoldayım," Xiao Zhan açtı ve konuşurken bir dönüş yaptı. Gömleğinin kolu yukarı çıktı, kolunu ortaya çıkardı. Bileğinin yanında hala kırmızı izler vardı ve hareket ettiğinde biraz ağrı hissediyordu.


Wang Yibo dün gece çok farklı pozisyonlar değiştirdi ve en son, o gelmeden önce Xiao Zhan'ı ters çevirmişti. Elleri Xiao Zhan'ın bileklerini çok güçlü bir şekilde kavramıştı, sanki onu elleriyle yatağın arasına sabitlemek istiyordu.

Xiao Zhan bileklerini döndürerek hafifçe kaşlarını çattı; Wang Yibo'nun yatakta bazen gerçekten çok fazla olduğunu düşündü.


"Eve gidip birkaç gün kalacak mısın?" Wang Yibo sordu. Olduğu yer biraz gürültülüydü. 

"Hayır," Xiao Zhan hızlıca cevap vererek tekrarladı: "Kalmak istemiyorum, artık odamda bir yatak bile yok ."


En sonki dönüşünde, odasına bir sürü çeşitli eşya yığıldığını ve zaten bir "depo" haline geldiğini fark etmişti. 


"Ne zaman biter, yanına geleceğim," dedi Wang Yibo. Çalışma programına bir göz attı — dört buçuktan sonra başka bir şeyi yoktu. 

"Bilmiyorum, o zaman sana haber veririm."

"Tamam."


Wang Yibo kapatmaya hazırlandı fakat Xiao Zhan birden onu durdurmak için seslendi.

"Neden bilmiyorum, biraz huzursuz hissediyorum," dedi Xiao Zhan. İnşaatın olduğu o yolu çoktan geçmişti ve neredeyse Frank'ın kliniğindeydi.

"Ne oldu?" Wang Yibo ona sordu.


Bugün yağmur yağmıyordu, hava çok güzeldi, gökyüzü açık ve yolun iki tarafındaki kozalaklı ağaçlar büyüyor ve yeşeriyordu. Yoldaki beyaz boya bile biraz yansıtıcıydı; bu şehir baharı yaşamıştı.


Önündeki araba ışığı yansıtıyordu ve Xiao Zhan biraz gözlerini kıstı, sonra güneşliği indirdi.


"Ben......" birazcık durarak ekledi: "Li Li'yle nasıl yüzleşeceğimi bilmiyorum." 

Xiao Zhan bunun hakkında konuşmanın biraz zor olduğunu düşünüyordu, fakat gerçekten fazla kaybolmuştu. Li Li onunla aynı yaştaydı ve görünüyordu ki aniden ailesinin üyesi olacaktı, ama aslında çok uzun yıllardır zaten vardı.

靠边停车; Pull OverWhere stories live. Discover now